SON DAKİKA

Çin bilinen zorluklara ve bilinmeyen risklere hazırlanıyor

ABD Başkanı seçilen Donald Trump Beyaz Saray'a dönmeye hazırlanırken, küresel gözlemciler gerginlik ve ihtiyat karışımı bir gözle izliyor durumu. Trump'ın 2016 yılındaki zaferi Pekin'i hazırlıksız yakalamıştı.

Ancak geçen dört yıl boyunca Çin Devlet Başkanı Xi Jinping gümrük vergileri, teknoloji kısıtlamaları ve ticaret gerginlikleriyle uğraşarak, bu sefer ki ABD başkanının oyun kitabını daha iyi çözmeye çalışacak.

Çinli akademisyenler, ekonomistler ve politika uzmanlarıyla yapılan görüşmeler, Pekin'in ikinci bir Trump başkanlığının etkilerini analiz ederek çok daha ayrıntılı bir bakış açısı ortaya koyuyorlar. Trump'ın ilk döneminden alınan dersler bazı içgörüler sunuyor, ancak dünya da önemli ölçüde değişti.

Çin için Trump'ın dönüşü, giderek karmaşıklaşan jeopolitik manzarada yeni riskler ve bazı sınırlı ama anlamlı fırsatlar getirebilir. Aslında, Çin ekonomisi yumuşadı, COVID-19 salgını ülkede kalıcı bir iz bıraktı. Rusya-Ukrayna çatışması ittifakları yeniden şekillendirdi. Trump'ın kendi maliyet-fayda hesabı bile gelişti değişti. Bir kaç gündür hükümet kabinesine alacağı kişileri açıklıyor Dünya  şaşkınlıkla izliyor. 

2016'dan farklı olarak Pekin, Trump'ın önceki politikaları sayesinde ne bekleyeceğine dair daha keskin bir anlayışla geri dönüşünü karşılıyor. Öngörülen zorlukların başında Trump'ın yoğunlaşan "geri dönüş" gündemi ve olası tarifeler geliyor. Bu tarifeye göre tüm ithalatlarda %10-20 ve Çin ithalatlarında ek %60-100 önlem gibi bir düşünce var. Bunlar, ülkenin hala yavaş bir toparlanma, gayrimenkul istikrarsızlığı ve zayıflamış tüketici talebiyle mücadele ettiği bir zamanda Çin'in ihracat odaklı ekonomisine doğrudan tehditler oluşturacaktır. Şu da unutulmamalı ki 36 triyon dolar borcu olan Amerika Birleşik Devletleri... 

Pekin, konumunu güçlendirmek için ABD şirketlerine karşı önlemlerini artırdı ve uyarı ateşi açmaktan somut darbeler indirmeye geçti. ABD'nin en büyük drone üreticisi Skydio, Çin'in Tayvan Ulusal İtfaiye Ajansı'na yaptığı satışlar nedeniyle yaptırım uygulamasının ardından kritik tedarik zinciri kesintileriyle karşı karşıya kaldı ve şirket pilleri karneye bağlamak zorunda kaldı. 

Calvin Klein ve Tommy Hilfiger'ın ana şirketi olan PVH Corp., Sincan pamuğunu boykot ettiği iddiasıyla Çin'in "güvenilmez kuruluş listesine" alınma riskiyle karşı karşıya ve bu da önemli bir pazardaki büyümeyi tehlikeye atıyor. Intel ayrıca, Çin Siber Güvenlik Derneği'nin iddia edilen güvenlik açıklarıyla ilgili bir soruşturma başlatması ve Intel'in gelirinin neredeyse dörtte birini oluşturan bir pazardaki hakimiyetini tehdit etmesiyle inceleme altında. Bu yaptırımlar ve soruşturmalar daha cesur bir duruş ortaya koyuyor ve Pekin'in misilleme cephaneliğinin Trump'ın ilk dönemindekinden çok daha güçlü olduğunu gösteriyor.

Çinli uzmanlar ayrıca ABD ekonomisi için potansiyel bir geri tepme görüyor.  %60'lık bir gümrük vergisi ABD enflasyonunu yukarı itebilir ve potansiyel olarak Federal Rezerv'i daha fazla faiz artırımına zorlayabilir. Çin politika çevrelerinde, bazıları bu enflasyon riskini Trump'ın hırsları üzerinde olası bir kontrol olarak görüyor ve artan borçlanma maliyetleri ve varlık oynaklığının agresif gümrük vergileri için destek tabanını zayıflatabileceğini belirtiyor.

Trump'ın küreselleşme karşıtı duruşu tanıdıktır, ancak ateşlediği ideolojik değişimler stratejistlerin "bilinmeyen bilinmezler" dediği, anlaşılan ancak tam etkisi belirsiz kalan faktörlere denk geliyor. Pekin için Trump'ın izolasyonist söylemi, Avrupa ve İtalya, Macaristan ve Filipinler gibi Asya'nın bazı bölgelerinde yükselen bir popülizm dalgasıyla yankılanıyor ve Çin'in küresel özlemlerine hem meydan okuyan hem de onları karmaşıklaştıran ideolojik alt akımlar yaratıyor.

Çin'deki bazı milliyetçi sesler Trump'ın "Önce Amerika" yaklaşımını bir fırsat olarak görüyor. Mantık basit: ABD küresel çerçevelerden geri çekilirse veya NATO gibi ittifaklardan çekilirse, diğer uluslar alternatif olarak Çin'e bakabilir. Ancak Pekin'in deneyimli politika uzmanları bu kavrama ayık bir gerçekçilikle yaklaşıyor. Çin, Batı ittifaklarının parçalanma potansiyelini kabul ederken, Pekin'e toptan bir "dönüş"ün olası olmadığını da anlıyor.

Avrupa liderleri Trump'ın izolasyonculuğundan bıkmış olabilirler, ancak Çin'in artan etkisinden de çekiniyorlar. Özellikle de Pekin'in Rusya'nın Ukrayna'daki eylemlerini kınama konusundaki isteksizliği göz önüne alındığında. Rusya'ya yönelik bu algılanan örtülü destek, Avrupa'nın şüpheciliğini derinleştirdi.  Çin'in dünya üzerinde gittikçe artan erişimi Avrupa'nın stratejik çıkarlarıyla uyumlu olup olmadığı konusunda şüpheleri de beraberinde getirdi. Yani bu seçim ile dünyada kağıtlar farklı dağılacak ve bunun ekonomik etkisi de büyük olacak.