Afetlerle mücadelede , Devlet ne yapmalıdır ?
Çalıştığım Üniversite adına hafta sonu iki gün , Afad'da katıldığım Afet farkındalığı eğitmen eğitimi programında , ne yapmaya çalıştığını bilen ve işinin uzmanı bir ekipten eğitim almak , kendimi iyi hissetmemi sağladı .
Zira , ülkemizde afetleri önleme çalışmaları için yapabileceğimiz en önemli katkının mümkün olduğunca fazla kişiye ulaşabileceğimiz farkındalık eğitimleriyle insanlarımızı bilinçlendirmekle başlatılabilecek bir uyanışa ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum .
Ancak yine de gönüllülük usulüyle tüm vatandaşlarımıza ulaşmak fikri bana çok iyimser geliyor . Hatta imkansız geliyor diyebilirim .
Neden mi ?
Gönüllülük usulü ile eğitim almak için gelen insanları incelediğimde karşıma çıkan sonuç;
*Sivil Toplum Kuruluşları bünyesinde bulunan duyarlı insanlar .
*Maddi anlamda sıkıntısı olmayan ve topluma katkı sağlamak isteyen duyarlı insanlar .
*Ailesinden yada en sevdiği insanlardan birini afetler sonucu kaybeden ve kendini bir şeyler yapmak zorunda hisseden insanlar .
*Devletin her hangi bir biriminde Afet Acil Durum Müdahale konusunda görev alacak çalışanlar görüyorum oysa bu ülkede 85 milyon insan var yukarıda belirttiğim insanların toplamı , yüzdesel olarak maalesef çok az ve yetersiz .
Yani devletin afetlerle mücadele için belirlediği yol bana göre sorunu çözmekten ziyade durumu idare etmek ve afet sonrası yaraları sarmak üzerine kurgulanmış .
Bakınız , sadece İstanbul’da bizi bekleyen felaket senaryosu bile ekonomik anlamda neredeyse can çekişen ülkemizi batırmaya yetecek kadar korkunç .
JİCA (Japon ulusal işbirliği ajansı) Japonların afetlerle mücadele konusunda bana göre en önemli kurumu , İstanbul deprem senaryosu için minimum can kaybının 100 bin kişi , maddi zararın 150 milyar $ olacağını öngörüyor .
Sisam adası merkez üstü olan depremde İzmir’de 119 kişi hayatını kaybetmiş ve 20’ye yakın bina yıkılmıştı . Enkaz 2 haftada zor kaldırılabildi . Oysa beklediğimiz İstanbul depreminde TMMOB İnşaat Mühendisleri odasının resmi rakamlarına göre , 48,000 binanın yıkılması bekleniyor . Bakınız , basit bir orantı hesabı yapalım 20 binanın enkazı 2 haftada kaldırılırsa , 48,000 bina ne kadar sürede kaldırılabilir ve kaç kişiden oluşan bir ekip bu işi çözebilir ?
Bu nedenle AFAD’ın iyi niyetli yapmaya çalıştığı her çabayı taktir ederken , üzülerek yaklaşan İstanbul depremi için çok yetersiz bulduğumu’da belirtmek zorundayım .
Acil yapılması gerekenler bana göre ;
*Üniversitede öğrenim gören öğrenciler arasından seçilecek en az 50 şer kişilik ekipler tüm bu önemli eğitimlerden geçirilerek AFAD bünyesine katılmalı ve bu öğrenciler öğrenim hayatları boyunca bursla desteklenmeli , tüm ulaşım araçlarından metro , vapur , tramvay , tren otobüs gibi muaf olmalı ki öğrenciler bu işte kullanıldıklarını düşünmesinler .
Türkiye’de 207 üniversite var . Her Üniversiteden 50 kişilik bir ekip seçilerek yetiştirilse her yıl AFAD bünyesine 10 bin kişiden fazla profesyonel bir ekip katılmış olur . Dört yıl içinde 40 binden fazla zeki , dayanıklı , idealist öğrenci , arama kurtarma teknikleri , ilk yardım , zor şartlarda hayatta kalma , psikolojik destek gibi eğitimlerle donatılarak AFAD ordusuna acil müdahale ekibi olarak kazandırılabilir .
Biz 2 günlük eğitim verelim herkes afet olduğunda başının çaresine baksın yaklaşımı çözüm değildir !
*Afet sonrası tüm televizyon kanallarından iç burkan bir fon müziği ile İBAN yayımlayarak bağış istemek vatandaşlarımızdan ciddi tepki toplarken !
*Yıkılma ihtimali kesin olan evlerin elektrik , su ve doğalgazını keserek insanları çaresiz bırakmak kesinlikle çok rahatsız edici ve yanlıştır .
*Uzun vadedeli düşük faizli kredi verelim , siz ne yaparsanız yapın yaklaşımı yanlıştır .
*Devlet , evleri yıkılması kesinleşen ailelerin oturduğu arazileri kamulaştırıp . TOKİ vasıtasıyla kar amacı gütmeden bu insanların oturacağı konutları hızlıca inşa etmelidir.
*Kalan bütün binalarda DASK zorunlu olarak yaptırılarak vatandaşlarımızın tüm riski sigorta şirketlerine dağıtılmalıdır.
Bu insanlar umursamadıkları için değil çaresizlikten ve parasızlıktan yıkılma ihtimali olan evlerde oturuyorlar .
22 yılda toplanan deprem vergileri , binaların dönüşümü için TOKİ tarafından kullanılsaydı bu iş zaten çözülürdü !
Son tahlilde , Devlet , elini taşın altına koymadan bu işin çözülmesi mümkün değildir …