Yargıda yapay zeka
Yapay zeka, bütün sektörlerin her bölümünde alabildiğine yer buluyor. Yargı, sağlık, tarım, sanayi, turizm, hizmet sektörlerinde kullanım alanı giderek yaygınlaşıyor. Hızlı veri toplaması, saklaması, analiz etmesi, yazılı, sesli, görüntülü videolar oluşturması, kurumsal yapıyı baştan sona her aşama ve kademesinde yönetmesi, karar verebilmesi, inisiyatif kullanabilmesi ve nihayetinde denetleyebilmesi tercih edilebilirliğini artırıyor. Kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte oluşturduğu risklerin gündeme getirilmesi gerektiği ortadadır.
Yapay zekadan kaynaklanan zararların tazmin sorumluluğunun kime veya neye ait olacağı da büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Yapay zeka ile oluşan en büyük sorun insan robot etkileşiminin etik kurallarının ne olacağıdır. Etik kavramı içinde adalet, eşitlik, dürüstlük, tarafsızlık, sorumluluk, insan hakları, hukukun üstünlüğü, laiklik, demokrasi, insana ve emeğe, doğaya ve çevreye saygı kavramları bulunuyor. Yapay zekaların insanlarla aynı duyuş-biliş sistemi ve onlara özgü ayrı bir hak mekanizması bulunmadığından, makinelerin yaptıklarının bilgisine sahip olabilecek kadar zeki oldukları da bilinen gerçekler olduğundan etik ilkelerin işe yaramayacağı kendiliğinden ortaya çıkıyor.
IBM tarafından geliştirilen Ross isimli robot, ABD’de bir hukuk bürosunda işe alınmış ve icra ve iflas hukuku alanında çalışan elli avukata yardımcı olmuştur. Hatta ABD'nin en büyük dolandırıcılık davası olan Bernie Madoff davasında avukatlara sağladığı kolaylıklar sayesinde oldukça faydalı olduğu ifade edilmiştir.
Çin'de “Yapay Zekâ Yargıç” modeli ile davaların açılması gibi işlemlerde internet üzerinden yasal destek sağlanmaktadır. Böylece sistemin, prosedür işlemler hakkında karar verilmesine ilişkin olarak hâkimlerin iş yükünü azalttığı ve daha verimli çalışmalarını sağlayarak verdikleri kararların kalitesinin artmasına yardımcı olduğu belirtilmektedir.
Karar verme ve inisiyatif kullanma yetisine sahip yapay zekalar ve robotların gelişmesi, bunların yargıda ve hukuki danışmanlık alanında kullanılması, yapay zeka ile insan hakları arasındaki etik prensiplerin oluşturulması ve hukuki düzenlemelerin yapılmasını zorunlu hale getirmiştir.
ABD 2016 yılında Robotik Yol Haritası ile insan-robot etkileşimi, eğitim, yaşlı ve çocuk bakımı, arama kurtarma, sağlık hizmetleri ve güvenlik alanındaki etik ve hukuki prensipleri ortaya koymuştur. Yapay zekanın geleceğine hazırlık konulu rapor yayınlayarak ulusal strateji planını hazırlamıştır. Japonya 2015 yılında Ulusal Robot Stratejisi’ni yayınlamıştır.
Avrupa Parlamentosu, Robotlara İlişkin Medeni Hukuk Kuralları Tasarı Raporu ile robotlara “elektronik kişilik” tanımlayarak özel vergi sistemine tabi olmalarını gündeme getirmiştir.
Avrupa Birliği Ekonomik ve Sosyal Komitesi yapay zekânın etiği konusunda Yapay Zekâ İşbirliği Bildirgesi oluşturarak, sosyal, ekonomik, etik ve hukukî konularda birlikte hareket etme iradesini ortaya koymuştur.
Avrupa Birliği Yapay Zekâ için Etik İlkeler Rehberi yayınlanmıştır. Bu rehber; yapay zekâ sistemlerinin demokratik, gelişen ve eşitlikçi bir topluma olanak sağlayacak şekilde hareket etmesini önemsemiştir. Teknik sağlamlık ve güvenliğinin üst düzey korunmasını açıklamıştır. Hem verilerin korunması hem mahremiyete saygıyı hem de verilere erişimin yasallığı dikkate alınarak veri yönetim mekanizmalarının oluşturulmasını önermiştir. Şeffaflık, eşitlik ve adalet, toplumsal ve çevresel fayda sağlaması ve hesap verebilir olmasının içeriğini belirlemiştir.
Yapay zekanın yargıda kullanımının çarpıcı iki örneği bile bu alanda hukuki düzenlemelerin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Avrupa Birliği Yapay Zekâ Etik Şartı’nı yayımlamıştır. Yargıda kullanılacak yapay zekaların, temel haklara saygı, ayrımcılık karşıtı olma, kalite ve güvenlik, tarafsızlık ve adalet, kullanıcı kontrolü altında olma ilkelerini uygulayabilmeleri zorunlu hale gelmiştir.
ABD ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu 18 ülke, yapay zekanın kötüye kullanımının engellenmesi, kötüye kullanımın izlenmesi, siber güvenlik, veri manipülasyonunun önlenmesi ve yazılım sağlayıcıların denetimi gibi genel ilkeleri ve tavsiyeleri içeren anlaşmayı imzalamıştır. Anlaşma; dünya genelinde geliştirilen son inisiyatiflerden biri olarak kayda geçmiştir.