Terörden arındırılmış topraklar
Terörün sona ermesi, bir ülkenin ekonomisine çok yönlü ve kapsamlı katkılar sağlar. Bu katkılar hem doğrudan ekonomik göstergelere yansır hem de uzun vadeli sosyoekonomik istikrarı güçlendirir. İşte başlıca etkileri:
Güvenlik harcamalarının azalması: Terörle mücadele için yapılan büyük çaplı savunma ve güvenlik harcamaları azalır. Bu kaynaklar, eğitim, sağlık, altyapı gibi daha üretken alanlara yönlendirilebilir.
Yurt içi ve yabancı yatırımcılar için risk azalır; doğrudan yabancı yatırımlar artar. Özellikle sanayi, turizm ve tarım gibi sektörlerde yatırımlar hızlanır.
Turizm sektöründe canlanma: Terör tehdidinin ortadan kalkması, güvenli bir ortam algısı yaratır. Turist sayısı artar, bu da döviz gelirlerini yükseltir ve istihdamı artırır.
İstihdam ve göçün dengelenmesi: Terör nedeniyle işsiz kalan ya da göç etmek zorunda kalan insanlar, yeniden üretken hale gelir. Doğu ve Güneydoğu gibi terörden etkilenmiş bölgelerde ekonomik canlanma görülür.
Ulaşım ve ticaretin güçlenmesi: Yollar, demiryolları ve lojistik altyapı daha güvenli hale gelir. İç ve dış ticaretin akışı hızlanır; bölgesel kalkınma sağlanır.
Psikolojik ve sosyal etkiler: Halkın güven duygusu artar, tüketim eğilimi ve ekonomik dinamizm yükselir. Eğitim ve sağlık hizmetleri daha etkin şekilde sunulur. İstikrarlı bir güvenlik ortamı, ekonomik büyümenin temel taşıdır. Terörün bitmesi sadece barış getirmekle kalmaz; kalkınmanın da kapısını aralar.
Terörün bitmesinin Türkiye ekonomisine katkıları: Türkiye, uzun yıllar boyunca terörle mücadele kapsamında ciddi miktarda savunma ve güvenlik harcaması yaptı. Bu harcamaların azalmasıyla bütçede oluşan kaynak fazlası: Eğitim, sağlık, altyapı ve Ar-Ge gibi alanlara yönlendirilebilir. Özellikle kırsal kalkınma projelerine daha fazla bütçe ayrılabilir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kalkınması: Bu bölgelerdeki terör tehdidi tarım, hayvancılık, sanayi ve turizmi ciddi şekilde engellemiştir. Terörün bitmesiyle birlikte: Yatırımcı güveni artar: Bölgeye fabrika, OSB (Organize Sanayi Bölgeleri) gibi yatırımlar gelir. İstihdam artar, göç tersine döner. Genç nüfus yerinde üretken hale gelir. GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) gibi büyük kalkınma projeleri tam kapasite işler.
Turizm gelirinde artış: Güvenlik algısı arttığında doğu illeri de turistik destinasyonlar haline gelebilir (Mardin, Van, Şanlıurfa, Diyarbakır gibi). Türkiye genelinde gelen turist sayısı artar ve kişi başı harcamalar yükselir. Turizm, yerel esnaf, konaklama, ulaşım ve kültürel ürünler için doğrudan gelir sağlar.
Uluslararası yatırım çekme gücü artar: Terör, Türkiye'nin risk primini artıran en önemli faktörlerden biridir.
Terör tehdidinin sona ermesiyle: Türkiye’nin kredi notu olumlu etkilenir. Uluslararası yatırımcılar Türkiye’ye daha uzun vadeli ve büyük yatırımlar yapar.
Ulaşım, lojistik ve ticaret gelişir: Güvenli kara yolları ve demiryolları sayesinde, iç ticaret hacmi artar. Türkiye'nin Orta Doğu, Kafkasya ve Orta Asya ile bağlantısı güçlenir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terör olaylarının sona ermesi veya önemli ölçüde azalması, bölgesel kalkınma ve ekonomik faaliyetlerin hız kazanması açısından büyük önem taşır. Güvenlik ortamının iyileşmesi, birkaç önemli sonucu beraberinde getirebilir
Yatırım ortamının iyileşmesi: Güvenliğin artması, yerli ve yabancı yatırımcıların bölgeye olan ilgisini artırır. Bu da yeni fabrikalar, işletmeler ve altyapı projeleri anlamına gelir.
Tarım ve hayvancılığın gelişmesi: Bölge, doğal kaynaklar bakımından zengindir. Güvenlik sorununun azalmasıyla birlikte kırsal alanlarda tarım ve hayvancılık faaliyetleri artar.
Turizm potansiyelinin artması: Bölgenin tarihi ve kültürel mirası oldukça zengin. Güvenlik sağlandığında turizm sektörü canlanabilir.
Göçün tersine dönmesi: Güvenli ve ekonomik olarak cazip hale gelen bir bölge, büyük şehirlere göç eden insanların geri dönmesini sağlayabilir.
İstihdam ve refah artışı: Yatırım ve üretimin artmasıyla istihdam olanakları genişler, yaşam standartları yükselir.
Ancak bu sürecin kalıcı olması için sadece güvenliğin sağlanması değil, aynı zamanda eğitim, altyapı, sosyal hizmetler ve katılımcı yönetim gibi alanlarda da kapsamlı politikaların uygulanması gerekir.
Göç ve güvenlik dengesi, Azalan göç baskısı: İstihdamın artmasıyla birlikte, hem iç göç (batı illerine) hem de dış göç (özellikle Ortadoğu ülkelerine ve Avrupa’ya) azalır. Bu durum sınır bölgelerindeki toplumsal istikrarı destekler
Ortadoğu’ya açılan kapı: Doğu ve Güneydoğu’daki gelişme, Türkiye'nin Ortadoğu'ya yönelik kara ticaret yollarını (Habur, Nusaybin, Gürbulak gibi sınır kapıları) daha aktif hâle getirir. Bu da Irak, Suriye ve İran gibi ülkelerle ticareti artırır.
Lojistik üssü olma potansiyeli: Bölge, Çin’in “Kuşak ve Yol” girişimi gibi uluslararası lojistik projeler için stratejik konumdadır. Gelişmiş bir altyapı, Türkiye’yi Ortadoğu’ya açılan lojistik merkez hâline getirebilir.
Ortak üretim ve tarım projeleri: Ortadoğu’nun suya ve gıdaya duyarlı yapısı düşünüldüğünde, Türkiye’nin güneydoğusundaki sulama projeleri (örneğin GAP) bölgesel iş birliklerini besleyebilir.
Enerji koridorları: Enerji hatları (petrol, doğalgaz) Türkiye üzerinden geçerken istikrarlı bölgeler üzerinden ilerlemesi tercih edilir. Bu da yatırım ve iş gücü talebini artırır.
Model bölge: Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu kalkınma örneği sunarsa, benzer sosyokültürel yapıya sahip Ortadoğu toplumları için bir model teşkil edebilir.
Kültürel ve akademik etkileşim: Üniversiteler, mesleki eğitim merkezleri ve kültürel projeler aracılığıyla Türkiye'nin etkisi yumuşak güç olarak yayılır.
Sonuç olarak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun terörden arındırılarak kalkındırılması, yalnızca Türkiye’nin iç dinamiklerini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda Ortadoğu coğrafyasına da olumlu yansımalar yaratır: