Sanatın kalbi Açıkhava'da atıyor
Her zaman bayılmışımdır Chris Botti'ye. Tabii onunla beraber Miles Davis ve İbrahim Maalouf'u da hemen yanına eklemek isterim. Benim için cazın kutsal üçlüsü. Tabii ki Davis her zaman en üstte.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da sanatın kalbi Harbiye Açıkhava’da atıyor. Bu kutsal sahneden yerlisi yabancısı kimler geldi kimler geçti. Gökçeada’dan gelir gelmez ayağımın tozuyla Açıkhava’da peş peşe iki muhteşem etkinliğe gittim. İkisi de birbirinden faklı birbirinden güzeldi.
Romantik Trompetçi Chris Botti
Her zaman bayılmışımdır Chris Botti’ye. Tabii onunla beraber Miles Davis ve İbrahim Maalouf’u da hemen yanına eklemek isterim. Benim için cazın kutsal üçlüsü. Tabii ki Davis her zaman en üstte. Grammy ödüllü trompet sanatçısı Chris Botti 17 Mayıs’ta İstanbullu sevenleriyle buluştu. Sahnede yine harikalar yarattı. Sürpriz olarak gelen diğer sanatçılarla muhteşem bir uyum bir uyumla İstanbul’a binbir gece keyfi yaşattılar. Kariyeri boyunca Sting, Paul Simon, Barbara Streisand, Lady Gaga gibi ünlü isimlerle aynı sahnede trompet çalan Chris Botti solo konserleriyle kariyerini her zaman yukarıya çıkaran bir sanatçı. Trompetçi Doc Severinsen’i ilk kez izlediğinde büyük hayranlık duyan Botti onun izinden yürümeye karar veriyor trompeti seçiyor. Sanatçı kariyeri boyunca Severinsen’den ilham aldığını onun yol göstericiliğinde ilerlediğini belirtiyor. Chris botti müziğiyle ilgili olarak “Müziğim her zaman caz, pop ve klasik arasında bir yolculuk vaat ediyor” diye belirtiyor. Cazın bu romantik tropmpetçisini hayranlıkla dinlemeye devam edeceğiz.
Bu Memleket Bizim
Cumhuriyetimizin 100 Yılında 19 Mayıs coşkusunu Açıkhava’da İBB Şehir Tiyatrosu’nun sahnelediği “Bu Memleket Bizim” oyunu ile yaşadık. 38 Genç Günler’in kapanış oyunu da olan “Bu Memleket Bizim” günümüzün önde gelen dört tiyatro yönetmeni Ali Gökmen Altuğ, Aslı Öngören, Yıldırım Fikret Urağ ve Yiğit Sertdemir tarafından kurgulanarak sahneye konmuş.
Oyun, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün eseri Nutuk başta olmak üzere, Nazım Hikmet’in Kuvayi Milliye Destanı ve Milli mücadele ile Cumhuriyetin kuruluşuna kalemiyle ışık yutan Erol Toy, İsmet Küntay, Samim Kocagöz, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun metinlerinden alınan parçaların yanı sıra birçok yazarın eserlerinden metine dahil edilen bir cümle, bir pasajla ile oluşturulmuş bir kolaj. Fakat her bir cümle birbirini öyle tamamlıyor ki, adeta yeni baştan yazılmış gibi bir metin gibi oyun boyunca akıp gidiyor.“Bu Memleket Bizim” adeta İBB Şehir Tiyatrosu’nun bir gövde gösterisi gibiydi. Kadrosunda bulunanbütün oyuncuların sahne aldığı çalışma tam 100 Yıla yakışır bir oyun olmuştu. Başta Genel Sanat Yönetmeni Sayın Ayşegül İşsever olmak üzere oyuna emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Kostümünden dekoruna müziğine, ışığından metnine kareografisine bir görsel şölen sundular. Oynun sonuna doğru Açıhava’nın giriş kısmından seyircinin arasına doğru ilerleyen ve finalde sahneye çıkan meşaleliler muhteşem bir görsellikle hafızalara kazındılar. Çok hayranı olduğum Rozet Hubeş’in de aralarında olduğu üç kadının Ataürk’ü canlandırması olağanüsüt yaratıcıydı. Tebrikler! Kurtuluş Savaşı’nın kahramanlarını sahnede izlemek hepimize ayrı bir heyecan verdi. Ben bir de Halide Onbaşı’nın ve Kazım Karabekir’in biraz daha altının çizilmesini arzu ederdim. Fondaki belgeselde mermi taşıyan kadınlarımızı görünce ve sahnede Nazım’ın “Kadınlarımız” şiirini duyunca gözyaşlarıma hakim olamadım. Gururdan ve mutluluktan.
İşte biz, onların torunlarıyız...
Biz ATATÜRK’ün torunlarıyız!