Ertesi akşam da Emirgan’da bulunan Lale Müzesi’nde “Best of Cemil
İpekçi” defilesine katıldım. Birbirinden farklı konular olsa da birbirinden
yaratıcı gecelerdi.
Bir İstanbul klasiği...
Onbeşinci kez düzenlenen “Uluslarası İstanbul Opera ve Bale Festivali” artık
yaza doğru hepimizin heyecanla beklediği bir bir klasik haline geldi. Festival
bu yıl Uçan Hollandalı’dan Sihirli Flüte, Zorba’dan Madam Burrerfly’a son
derece zengin bir repertuar ile festival izleyicisinin karşısına çıktılar.
Carll Orff’un eseri olan “Carmina Burana” ise İstanbul Devlet Opera ve
Balesi’nin sanatseverlere sunduğu bir görsel şovdu. Carmina Burana, solistleri,
orkestrası, korosu, bale sanatçıları, çocuk korosu ve balesi, Modern Dans İstanbul
sanatçıları ve özel tasarım ekiplerinin oluşturduğu yaklaşık 250 kişiden oluşan
dev kadro ile AKM’de unutulmaz bir gösteriye imza attılar.
Büyüleyici bir gösteri
Eserde, AKM Türk Telekom Opera Salonu sahnesinin tüm teknik imkanlarının
kullanılması ile sahne matematiği gözler önüne serildi. AKM’nin sahnesinin
dekorsuz, yalın olarak kullanılması ve ışık konseptinin görsel şovun bir unsuru
olması, Carl Orff’ un eşsiz müziğinin etkileyici danslarla ve bu teknolojik
yeniliklerle buluşması sonucunda Carmina Burana izleyenleri büyüleyen bir
gösteri olarak hafızalarda yerini aldı.
Latince ve Yunanca dizeler...
“Carmina Burana”, Münih’teki Bayern Kütüphanesi’nde bulunan, 11., 12 ve 13
yüzyıldan kalan 254 şiir ve dramatik metinden oluşan bir sahne kantatı. Doğayı
ve aşkı dile getiren metinlere dayanan eserin çoğu bölümleri Orta Çağ Latincesi
ve bazı bölümleri Orta Çağ Almancası kullanılarak yazılmıştır. 1934'te Carl Orff,
Johann Andreas Schmeller'in Carmina Burana'sının 1847 baskısını bulur; orijinal
metin çoğunlukla 11 veya 12 yüzyıldan kalma, bazıları 13 yüzyıldan kalma
şiirler vardır. Hukuk öğrencisi olan Michel Hofmann Latince ve Yunanca
meraklısıdır. Carl Orff'a, bu şiirlerden çoğunlukla laik Latince dizelerden oluşan
bir libretto halinde seçilmesinde ve düzenlenmesinde yardımcı olur. Eser şans ve
zenginliğin değişkenliği, yaşamın geçici doğası, baharın geri dönüşünün neşesi
gibi konuları anlatır. “Carmina Burana” muhteşemdi. İzleyeyemeyenler şimdi izleyenlerden bu gösteri
dinliyor. Bence sezonda tekrar sahnelenmeli. Yenilenen ve gençleşen Opera ve
Balemiz ile gurur duydum. Tebrikler!
Best of Cemil İpekçi
Emirgan’da bulunan Lale Müzesi geçen hafta “Best of Cemil İpekçi” nin defilesine ev
sahipliği yaptı. Ünlü modacı Cemil İpekçi meslek hayatının 50 yılında düzenlenen
defilede zaman zaman duygusal dakikalar yaşandı. Cemil İpekçi’nin 40 kostümün yer
aldığı defilede Anadolu, Osmanlı ve etnik kültürel öğeler damgasını vurdu.
Defile TAMEV yararına yapıldı
Cemil İpekçi’nin Lale Müzesi’ne hediye etmek üzere hazırladığı, yapay zeka ile
oluşturulan lale deseninin basıldığı 50 metre kumaşın ve 25 kilogram Swarovski taşın
kullanıldığı 3 kıyafet ve saç aksesuarı izleyicilerden büyük beğeni topladı. Defile’nin
sonunda Afrikalı mankenlerle sahneye çıkan Cemil İpekçi yeni koleksiyonunun
“Afrika ve Osmanlı” olduğunu belirtti. Koleksiyonunda sarayın moda anlayışını
etkileyen Afrikalı kadınlardan esinlendiğini belirtti. “Best of Cemil İpekçi” defilesinin
gelirinin TAMEV Derneği’nin “Kızlar Okusun Projesi”ne aktarıldığını da belirtmek
isterim.
“Best of Cemil İpekçi” defilesi muhteşemdi. Cemil İpekçi moda dünyamıza gelmiş en
yaratıcı isimlerden bir tanesi. Basında zaman zaman özel hayatının çok önde
tutulduğunu bu nedenle de “sanatı”nın daha geride durduğunu düşünüyorum. Oysa
Cemil İpekçi’ yaptığı bu yaratıcı koleksiyonlar ile haber olmalı. Bu güzel akşama emeği
geçen herkesi tebrik ediyorum. Son bir söz; bir ara yolunuzu mutlaka Lale Müzesi’ne
düşürün.
İyi bayramlar.