Dolar $
34.08
%0.02 0
Euro €
37.74
%-0.25 -0.09
Sterlin £
44.8
%-0.27 -0.12
Çeyrek Altın
4481.27
%-0.71 -31.78
SON DAKİKA

Sağlıkta su ayak izi

Su ayak izi kavramı 2002 yılında, su yönetimi profesörü ve Su Ayak İzi Ağı'nın kurucu ortağı ve bilimsel direktörü tarafından UNESCO-IHE Su Enstitüsü'nde çalışırken ortaya atılmış bir kavramdır.

Tatlı su kaynaklarının küresel değişikliklere ve küreselleşmeyle ilgili etkilere maruz kaldığının farkına varılması, pek çok araştırmacının su kaynakları ile ilgili sorunları küresel bağlamda tartışmasını gerektirmiştir. 

Su ayak izi; hammaddenin işlenmesinden, doğrudan operasyonlara ve tüketicinin ürünü kullanmasına kadar geçen tüm süreci yani bir mal veya hizmet üretmek için gerekli tatlı su miktarının tüm tedarik zinciri içindeki ölçümünü ifade eder. Hem doğrudan su kullanımını hem de üretim sürecindeki dolaylı su kullanımını dikkate alır. Bir ürünün su ayak izi, tam tedarik zinciri boyunca ölçülen, ürünü üretmek için kullanılan tatlı su hacmi olarak da tanımlanır. 

Türkiye AB Su Çerçeve Direktifi ile 2000 yılından beri su yönetim süreçlerini direktiflerle uyumlaştırmayı ve nehir havzası yönetim planlarını uygulamayı taahhüt etmiştir. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçevesi  (UNFCCC)  ve Türkiye’nin 2020 yılında imzaladığı Paris Anlaşması “Hava, Su ve Toprak için Sıfır Kirliliğe Doğru” başlıklı eylem planında yer alan “Sağlıklı insanlar İçin Sağlıklı Gezegen” hedefi kapsamında öncelikli konu olarak ele alınmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı bu kapsamda stratejik eylem planı, su eylem planı oluşturmuş, kalkınma planları içinde sağlıklı gezegen kavramına uygun sağlık ve refahı koruyucu hedefler kapsamında şuralar düzenlemiştir. 

Kurumların, su ayak izleri ISO 14046 su ayak izi standardına uyumlu olarak sosyal sorumluluk, yasal zorunluluk, tedarikçi talebi, pazarlama stratejileri ve marka itibarını arttırmak gibi sebeplerle hesaplanmakta, kurumlar, su kullanımlarını değerlendirerek su kullanımı kaynaklı çevresel etkiyi düşürmek ve ürün veya kurum düzeyinde verim arttırılması gibi geleceğe yönelik stratejilerini belirlemektedirler.

Evrensel insan haklarının en başında sağlıklı yaşam hakkı gelmektedir. Sağlıklı yaşam dediğimizde ise doğrudan akla gelen kavram bedensel sağlıktır. Bedensel sağlığın korunması, önleyici, tedavi edici teşhis ve tedavi süreçlerinin bütününü kapsamaktadır. 

Sağlık sektörünün ekonomik büyüme, bölgesel kalkınma, çevresel eşitlik ve iklim değişikliğine adaptasyon konularında başarılı olabilmesi, suyun sürdürülebilirliği ve suyun sürdürülebilir olması hedeflerine ulaşmasıyla mümkündür. Sağlık Bakanlığı, sağlık sektör bileşenleri vasıtasıyla bu zor hedeflere ulaşabilmeyi mümkün kılabilecek kararlılıkta olmalıdır. Sağlık Bakanlığı, sürdürülebilir kalkınma amaçları içinde yer alan sağlıklı ve kaliteli yaşamı her yaşta güvenceye almalı, politika ve stratejiler üretmeli, mevzuat ve kurumsal çerçeve oluşturmalı, projeler yapmalı ve proje envanterleri tutmalı, sağlık sektöründe sürdürülebilir “su ayak izi” politikalarını oluşturmalı, kurumların su ayak izi verileri üzerinden standartlara uygunluğunu denetlemeli, sağlık ve kaliteli yaşamın teminatını Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere ve ulusal düzenlemelere uygunluğunun standartlarını oluşturmalıdır. 2021 yılında yapılan Birinci Su Şurası’nda oluşturulan Su Verimliliği, Su Hukuku ve Politikası, Su Güvenliği ve Atık Su Hizmetleri çalışma grupları ile işbirliğini geliştirmelidir. Sektörel politikaları ile su politikalarının entegrasyonu, yönetimi ve yönetişimini sağlayarak hedefleri yakalayabilmelidir. Böylelikle, sağlık kurumlarının itibar ve marka algısı ile tüketici algısı yönetimi, itibar hasarlarının en aza indirilmesi gibi olumlu sonuçlar elde edilebilecektir. Bu bağlamda yasal düzenlemelerdeki çok başlılık, su mevzuatındaki çeşitlilik ve mevzuatın yenilenme gereksinimleri, yönetmeliklerin uygulanmasında karşılaşılan sorunların tespiti ve giderilmesi, mevzuat iyileştirilmesine yönelik yeterli teşvik edici mevzuat ile atık su yönetimi ve arıtılmış su kullanımına ilişkin mevzuatların geliştirilmesine katkı sunulması mümkün olabilecektir.