SON DAKİKA

Sağlık Okuryazarlığı

Tarih boyunca yaşanan sosyal değişimler, tıp teknolojisindeki gelişmeler ve iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler, bireylerin sağlıklı olma ve sağlıklı yaşam algısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Yaşadığımız yüzyılda sağlık hizmeti sunan kuruluşlar ile sağlık hizmeti alanlar arasındaki iletişimin değişen doğası, sağlık okuryazarlığı konusunu gündeme getirmekte, ulusal ve uluslararası birçok çalışmaya konu olmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Amerikan Tabipleri Birliği (AMA), Amerikan Tıp Enstitüsü (IOM) gibi kuruluşlar, sağlık okuryazarlığını okur-yazarlıkla ilişkili olarak, yaşam kalitesini yükseltmek ve sürdürmek için günlük yaşamda sağlık hizmetleri, hastalıkların önlenmesi ve sağlığın geliştirilmesi ile ilgili kararlar almak ve yargıda bulunmak amacıyla, sağlık bilgisine erişmek, sağlık bilgisini anlamak, değerlendirmek ve kullanmak için gerekli olan bilgi, motivasyon ve yeterlilik olarak tanımlamıştır. 

Bireyin koruyucu sağlık ve tedavi sürecinde yaşam kalitesinin artması veya sağaltma sürecinde devlet kuruluşları, sağlık kuruluşları, doktorlar ve sağlık personelinin sözlü ve yazılı iletişimin doğru anlayıp anlamaması sorunun çekirdeğini oluşturmaktadır.  Bu sorunun giderilmesini sağlamak için sağlık iletişiminin önemli konularından biri olarak sağlık okuryazarlığının yükseltilmesini zorunlu olmaktadır. Ulusal ve uluslararası düzeydeki çalışmalar, bireylerin temel okuryazarlık, yurttaşlık okuryazarlığı, kültürel okuryazarlık ve bilimsel okuryazarlık seviyelerinin her birindeki beceri ve yeteneklerinin gelişmesini, farkındalık düzeyinin yükselmesini sağlayacak öneri ve önlemleri kapsamaktadır. Sağlık okuryazarlığı seviyesini yükselten öneri ve önlemlerin uygulanması, bireyin yaşam ve sağlık kalitesini artırmakta, genel sağlık maliyetlerini azaltmaktadır. Sonuç olarak da sağlıkta eşitlik ve sürdürülebilirlik ile sağlık alanındaki pozitif çıktılara öncülük etmektedir. 

Sağlık okuryazarlığı, bireyin sosyo-kültürel ve dini alt yapısıyla şekillenmektedir. Bireyin sağlık ve hastalığı tanımlama, hastalığın sebepleri ve korunma yollarıyla ilgili bilgilendirmeleri anlama, fiziksel bulguları tarif etme, sağlık teknolojilerini kullanma alışkanlığı edinme, tedavi ve ilaçlara yaklaşımı bu altyapıya göre oluşmaktadır. Medya, gıda ve tüketici okuryazarlığı becerileri, yerel-ulusal yönetim sistemleri ve hiyerarşik ilişkiler konusundaki bilgiler, kişisel davranış ve seçimlerin yakın çevreye ve topluma etkilerini kavrama becerileri sağlık okuryazarlığının içindedir. Bilgilendirme sunan kaynakların güvenilirliğini ve kalitesini yargılayabilme, doğru bilgiye nereden ve nasıl ulaşılacağını öğrenme, kendisi veya başkaları için nasıl savunuculuk yapılacağını bilme, bireyin eylemleri ile daha büyük sosyal gruplar arasındaki ilişkiyi anlama becerileri bu kapsam sıralanabilmektedir. 

Avrupa’nın sekiz ülkesinde 2011 yılında yapılan araştırmada ankete katılanların yaklaşık yarısının “sınırlı” sağlık okur-yazarlığı düzeyine sahip olduğu tespit edilmiştir. 2014 yılında Türkiye ‘de  ise 2014 yapılan araştırmada nüfusun %65’inin sağlık okuryazarlığı seviyesinin “yetersiz–sorunlu” olduğu görülmüştür. 

Bireylerin sağlık okuryazarlık seviyesinin test edildiğini fark etmesi,  sağlık okuryazarlık seviyesi yetersiz kişilerin bu gibi durumların ortaya çıkmasından utanması, sağlık okuryazarlığı testine katılımda isteksiz olması, dürüst cevap vermekten kaçınması, sorulara yanıtsız kalması, yardım istemekten çekinmesi, kaygı, korku gibi etmenler sağlık okuryazarlık seviyesinin sonuçlarının doğru çıkmasına engel olabilmektedir. 

Doktorun temel görevi olan, teşhis, tedavi, kontrol süreçlerinin yanı sıra hastanın sağlık okuryazarlığı seviyesini ölçme, bu seviyeye göre hastayı yönlendirme gibi doktorun iş yükünü artıran görevlerin yüklenmesi hatalıdır. Sağlık hizmeti veren kuruluşların tamamında; sağlık hizmetinden yararlanan bireyin bütün süreçte teşhis ve tedaviyi doğru anlamasını sağlayacak, bireyin sağlık okuryazarlığını yükseltecek, temel sağlık bilgisine sahip, iletişim ve etkileşim kapasitesi yüksek personellerden oluşan ayrı birim-masa tahsis etmesi çözüme büyük katkı sağlayacaktır. 

Toplumdaki her bireyin sağlık okuryazarlığı seviyesinin yükselmesi, bireysel davranışlarda ortaya çıkacak olumlu değişimlerin yanı sıra, mevcut sağlık hizmetlerinin ve sağlığa ayrılan kaynakların etkin kullanımı gibi önemli sosyal gelişmeyi ve ekonomik sonuçları beraberinde getirecektir.