SON DAKİKA

Küresel ticarette yeni döngü Koridor savaşları

Merve Suçeken 17 Eki 2024

Tarihler 2020'yi gösteriyordu. Küresel ölçekteki kovid-19 salgını ile birlikte siyasi, jeopolitik, ekonomi ve ticaret alanında yeni bir dönemin de kapısı aralandı.

Çok kutuplu dünya sistemi ise salgının etkisiyle yaşanan gelişmelere bağlı olarak daha da hissedilir hale geldi.

Gözler bilhassa Çin ile ABD’ye çevrildi.

Nedeni ise, iki ülke arasında artan teknoloji, ticaret ve bölgesel etkinlik başta olmak üzere birçok alanda rekabet ve nüfuz mücadelesi…

Washington-Pekin arasındaki bu sert mücadele girilen yeni dönemde jeopolitik dinamikleri yeniden şekillendiriyor. Milyarlarca dolarlık iddialı projelerin amacı ise stratejik pozisyon almak için uygun bir konjonktür oluşturmak. Örneğin, bu projeler arasında Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi Projesi ve Amerika Birleşik Devletleri ile Hindistan'ın tahkim ettiği Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) Projesi öne çıkmaktadır.

Son dönemlerde büyük önem taşıyan ve siyasi birtakım engellere rağmen dirayetli duran Türkiye ve Irak'ın Kalkınma Yolu Projesi ise özellikle Türkiye'ye ciddi stratejik kazanımlar elde etme fırsatı sunuyor.

Küresel ekonomide ortaya çıkan çoklu ticaret koridorlarının ortaya çıkışı uluslararası ticareti yeniden tanımlıyor. Bu koridorlarda amaçlanan bazı hedeflere dikkat çekmek gerekirse, ülkelerin ekonomik ve siyasi nüfuzlarını güçlendirmek olarak ortaya çıkıyor. Koridorlar ise ülkeler için stratejik ve jeopolitik araçlar olarak kullanılıyor. Bahsedilen projelerden en büyük olanı ise Çin’in 2013 yılında duyurduğu Kuşak ve Yol Girişimi Projesi'dir.

Kuşak ve Yol, geniş coğrafyaya yayılıyor. Öyle ki, yaklaşık 68 ülkeyi kapsamakta. Koridordan elde edilecek gelir ise 1 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğüne yakın.  Pekin’in bu projedeki amacı ise Çin'i yeniden "merkez ülke" yapma hedefi… Bir bakıma Pekin küresel güç olma amacıyla yeni bir sömürgecilik ağı kurmayı da planlamış olması da muhtemeldir.

Ancak, Çin projeyi küresel ihtiyaçlarının ve altyapının ilacı olmaktan başka bir amaç taşımadığını ifade ediyor.

Ayrıca Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi Projesi ile birlikte değerlendirilmesi gereken bir koridor da kuşkusuz ki Orta Koridor’dur. Orta Koridor ise Çin ve Avrupa'yı birbirine bağlamayı amaçlıyor. Aynı zamanda potansiyel anlamda daha hızlı ve daha verimli bir alternatif sunuyor.

Öyle ki, koridor aynı zamanda rotayı yaklaşık 15 gün kısaltmasından dolayı nakliye sürelerini düşürüyor. Bununla birlikte en önemli diğer konu maliyetlerin önemli ölçüde azaltması… Bir diğer anlamda güzergah üzerindeki ekonomilere ciddi faydalar sağlayabilir. Bu da küresel ekonomiye ciddi anlamda katkı koyabilir.

Gelişmeler bu yönde devam ederken, aslında en önemli soruların başında birçok ülkenin birlikte stratejik ortaklık peşinde koştuğu koridorlar rekabete mi iş birliğine mi teşvik ediyor?

Netice itibarıyla yaşadığımız süreç tam da yeni bir soğuk savaşın ta kendisidir. Yeni bir soğuk savaş ve büyük güç rekabetinin ürettiği "koridor savaşları" küresel ticaret açısından aslında bir dezavantaj olarak karşımıza çıkıyor. Sürdürülebilir bir ticaretin yolu her zaman iş birliğinden geçmektedir.  Fakat görülen o ki, mevcut jeopolitik konjonktürde bahse konu projelerin tek amacı var. Koridorlar açıkça bir jeopolitik konumları güçlü olan ülkeler ve ölçekleri nedeniyle küresel hegemonya rekabetinin bir parçası haline geldiği oldukça açık…