SON DAKİKA

Korku pazarlaması desem size ne hissettirir?

Öncelikle korku pazarlamasının ne olduğuna kısaca değinmek isterim. Korku pazarlaması, ürün veya hizmetinizi korku hissi uyandırarak tanıtmak anlamına gelir. Bu tür bir pazarlama genellikle heyecanı arttırmak ve tüketicilerin dikkatini çekmek için kullanılır.

Ancak, aşırıya kaçmak veya yanıltıcı olmak riskli olabilir. Çünkü müşteri güvenini zedeleme potansiyeli taşır. 

Son yıllarda nereye baksak bu durumu görür gibi olmuyor musunuz? Öyle ki bir durum veya bir fikir kabul ettirilmek isteniyorsa; yazılı ve görsel bütün manşetlerde “olmazsa, yapılmazsa ya da olursa, gerçekleşirse kendinizi, sevdiklerinizi veya sizi ilgilendiren her şeyin zarar göreceği yok olacağı vb. fikir ve duygular empoze ediliyor. Bu devirde çok zor olan şey, bu kadar bilgi yoğunluğuna rağmen doğru bilgiyi elde edebilmek ve sakinlikle karar verebilmek. Çünkü dediğim gibi her yerde her konu ile ilgili karşımıza çıkabiliyor bu “anksiyete” hali.

Nasıl mı ya da nerelerde mi maruz kalıyoruz? Gelin birlikte bakalım ve bakalım bana hak verecek misiniz?  

Korku Temalı İçerik Pazarlaması ile yani blog yazıları, makaleler veya podcast’ler aracılığıyla korku dolu içeriklerle hedef kitleler yani bizlerhem bu “korku” yaratan durum ile ilgili bilgilendirilir hem de etkileniriz.

Benzer şekilde ürün ve hizmetin kullanımını arttırabilmek için korku temalı sosyal medya kampanyaları, reklam kampanyaları ya da video içerikleri paylaşılır. Böylelikle heyecan verici bir atmosfer ile potansiyel müşteriler arasında etkileşim ve paylaşımı arttırılır. 

Ya da örneğin sigorta şirketlerinin potansiyel müşterilerine başlarına gelebilecek senaryolar için korku hissetmelerini sağlayarak sigorta hizmetlerinin önemini vurgulamaktadırlar.

Çok yaygın olmasa da sağlıklı gıda ürünleri ya da yine doğal içerikli kişisel bakım ve temizlik ürünlerinde de bu yönteme başvurulduğunu görmekteyiz. Nasıl mı? Genetik modifikasyonlar, zararlı kimyasallar, çevresel etkiler gibi konular üzerindeki endişeleri vurgulamak şeklinde uygulanmaktadır. Burada potansiyel tüketicilerin organik ve doğal içerikli ürünlere olan ilgisini arttırmak ve sağlıklı alternatifleri tercih etmek konusunda farkındalık yaratmak amaçlanmaktadır. Ancak elbette bu alanlarda biraz daha az çıkmaktadır karşımıza. Çünkü tüketiciler genellikle organik ve doğal içerikli ürünleri daha iyi bir seçenek olarak gördükleri için, işletmeler bu tür ürünlerin avantajları ve faydaları üzerine odaklanan pazarlama stratejileri tercih etmektedirler. 

Aslında korku pazarlamasının temelinde müşterilerin ilgisini çekebilmek vekorku duygusunun onlarda yaratmış olduğu heyecanla paylaşım yapmalarını arttırmaktır. Çünkü pazarlamanın hangi türü olursa olsun her şey dikkat çekebilmeyi başarmakla başlar. Sonrasında bilgi vererek güven yaratmak ve böylelikle ikna edebilmek gelmektedir. Ve bunların hepsinin etik kurallar çerçevesinde yapılması esastır. Yani dikkat çekerken potansiyel müşterilerin, toplumun hassasiyetlerini gözetmek onların duygularını incitmemektir mesele. Verilen bilgilerin ise işletmenin yerine getirmek için söz verdiği vaatlere temel hazırladığını unutmamak gerektiği gibi. Çünkü ancak böylelikle müşteriler ile sürdürülebilir bağ kurulabilecektir. İşte “korku pazarlaması” yapılırken de bunlardan vaz geçilmemelidir. Yani evet, müşteriler etkilensin ancak rahatsızlık yaratacak şekilde bir korku yaratmamak etik olandır. 

Evet, yaşadığımız dünyayı düşünecek olursak; içme sularımız kirlendi, hatta susuzluk kapıda; her gün yeni bir virüs tehlikesi gündemde; ya da uluslararası ilişkiler ateşten birer gömlek; ve kafamızı çevirdiğimiz her yerde savaşlar patlak veriyor ve insanlar katlediliyorlar ve daha bir sürüsü… Tüm bunlar olurken toplumları sakinleştirerek zor dönemlerden geçerken lazım olacak ürün ve hizmetleri önlem almaları yönünde teşvik ederek pazarlayan işletmeler olacağı gibi etik dışı davranarak içimize korku tohumlarını serperek “gerekmeyenleri” dahi bize “satmaya” çalışanlar olacaktır. Unutmayın! Etik dışı uygulama yapanlar sizin hızlıca karar vermenizi sağlamak için sizleri manipüle etmeye çalışacaklardır. 

Ancak elbette kabul etmek gerekirse yöntem ilgi çekmek için oldukça başarılı. Ve belki aranızda bunu uygulamak isteyenler de olacaktır. Bu sebeple önümüzdeki hafta uygulamasına yönelik yazıma devam ediyor olacağım. 

Bir sonraki yazımızda, bilginin ışığında güzel günlerde görüşmek üzere…