Konut üretimi artarsa barınma sorunu çözülür
İnsanların beslenme, giyinme gibi temel ihtiyaçlarından biri olan barınma ihtiyacının toplumun beklentilerine uygun olarak karşılanabilmesi için erişilebilir konut üretiminin arttırılması gerekmektedir.
Hızla artan nüfus, şehirleşme, kentsel dönüşüm ve göç hareketleri nedeniyle Türkiye’nin yıllık konut ihtiyacı 1 milyona dayandı. Ancak son yıllarda artan inşaat maliyetleri ve finansman sorunları nedeniyle konut üretimi talebin çok altında kaldı. Konut ve kira fiyatlarındaki artışın en temel sebebi arz talep dengesinin bozulması oldu. Özellikle dış göç ile birlikte nüfusun hızlı artması, toplumun demografik yapısındaki değişimler konut talebini hiç olmadığı kadar arttırdı. Talebin bu kadar çok yüksek olmasına rağmen üretimin yetersiz kalması barınma sorununu ortaya çıkardı.
Hızla yükselen konut fiyatları toplumun büyük çoğunluğu tarafından karşılanamaz hale gelirken, ülkemizde ev sahipliliği oranı düştü. Yakın bir tarihe kadar hayata yeni atılan beyaz yakalı çekirdek bir ailenin konuta erişim imkânı var iken bugün hayal olarak kaldı. İhtiyaç sahibi konuta ulaşamamaktan şikâyet ederken, üretici inşaat firmaları ise maliyetlerin yüksekliğinden ve alım gücünün düşmesinden şikayet eder oldu.
Konut fiyatlarında yaşanan yüksek artış son aylarda yavaşlamaya başladı. Fiyat artışları enflasyonun altında seyrederken, ikinci el piyasalarda ortaya çıkan fırsatlar satışların artmasına neden oldu. Ağustos ayında yaşanan yüksek satış ikinci el piyasalarda görüldü. Gerçek konut ihtiyaç sahipleri yerine yatırımcıların peşin olarak alım yaptı. Ülkemizdeki konut fiyatlarının aşırı yüksek olduğunu düşünen yatırımcılar ise yurtdışı konut pazarına yöneldi ve milyonlarca dolar yabancı ülkelere gittiği görüldü. Diğer taraftan üretimin azalması ve şantiyelerin kapanması direkt olarak istihdamın düşmesine neden olmaktadır. 200’den fazla meslek dalına kaynak oluşturan inşaat sektöründe yaşanan kriz ülke ekonomisine de olumsuz yönde etkilemektedir.
En büyük maliyet arsa!
Erişilebilir konut üretiminin arttırılması sadece devlet eliyle değil, yerel yönetimler ve özel sektörün birlikte hareket etmesi ile mümkün olacaktır. Konut üretiminde arsa maliyetinin payı ülke genelinde yüzde 50 leri buldu. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 20-25 i geçmeyen arsa maliyetleri Türkiye’de ulaşılabilir konut üretimini önündeki en büyük engel olarak duruyor. İnşaat girdi maliyelerinin azaltılması ve konut üretimi için devletin imkânlarıyla uygun arsaların üretilebilmesi sektörü tekrar canlandıracaktır. Âtıl durumda kalan hazine arazileri Toki ve Emlak Konut vasıtasıyla ekonomiye kazandırılabilir. Özel sektöre uygun fiyatlı ve vadeli arsa temin edilmesi erişilebilir konut üretimini arttırabilir. Son yirmi yılda olduğu gibi devlet Toki iştiraki ile sosyal konut üretimini hızlandırırken, özel sektörde toplumun beklentilerine uygun ulaşılabilir markalı konut projeleri geliştirebilecektir. Konut üretiminin yükselmesi ile birlikte toplumun her seviyesinde fiyatların daha erişilebilir hale geldiği görülecektir. Konut sahipliliği oranı tekrar yükselirken kira fiyatları da düşecektir. Enflasyonun azalmaya başlaması ve toplumda alım gücünün yükselmesi ile birlikte konuta erişim kolaylaşacaktır.