Konut fiyatları neden düşmüyor?
Dünyada en yüksek konut fiyat artışlarının yaşandığı ülkemizde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre bu yılın Ocak-Eylül ayları arasında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre konut satış rakamları yüzde 15 azaldı.
Gayrimenkule olan ilginin azalmasına rağmen konut fiyatlarında gözle görülür seviyelerde düşüş yaşanmaması dikkat çekiyor. Türkiye’de yıllık ortalama konut ihtiyacı 800 bin adede yaklaşırken, Şubat ayında yaşadığımız deprem ile birlikte ilave 650 bin yeni konut ihtiyacı ortaya çıktı. Barınma sorunu her geçen gün artarken toplumun konuta erişimi zorlaşıyor. Yüksek enflasyon, artan konut kredisi oranları ve açıklanan Türkiye orta vadeli program (OVP) kapsamında finansal istikrarın güçlendirilmesine yönelik koordineli makro ihtiyati tedbirler çerçevesinde konut yatırımcısının sektörden uzaklaştırılması konut talebinde azalmaya neden oldu. Diğer taraftan yüksek inşaat maliyetleri, arsa stoklarının azalması, üretimin halen yeterli seviyelerde olmaması konut fiyatlarının geriye gelmesinin önünde büyük bir engel olarak duruyor.
Toplumun alım gücünün azalması yüksek faizler ve bankacılık düzenlemeleri nedeniyle konut kredisine ulaşımı her geçen gün zorlaşıyor. Artan faizler ile beraber yavaşlama eğilimine giren konut piyasasında beklenen fiyat düşüşlerinin yaşanmadığı görülüyor. Küresel konut piyasasında öngörülen iyileşmeler tam anlamıyla gerçekleşmezken, ülkemizde de aynı şekilde konut enflasyonunun hızı yavaşlasa da fiyatlardaki yükseliş eğilimi ve yüksek seyir devam ediyor. TCMB en son açıklanan verilerine göre konut fiyatları 2023 Temmuz'da aylık yüzde 7,3 yıllık bazda ise yüzde 94,7 yükseldi. Son bir yılda yüzde 190'a kadar çıkan artış Temmuz ayında da hızını yavaşlatmaya devam etti.
Türkiye’de son yıllarda konut ihtiyacının artmasına neden olan etmenlerin başında nüfus artışı, göç hareketleri, kentleşme ile birlikte son dönemler de mülteci, sığınmacı gibi göçmen nüfusunda yaşanan hareketler ile ekonomik sorunlar konut ihtiyacı üzerinde doğrudan etkiye sahipken; Şubat ayında yaşadığımız doğal afetin oluşturduğu kitlesel göç ve ortaya çıkan ani konut talebi sorunun daha da büyümesine neden oldu. Mevcut konut stoklarının eskimesi ve plansız yapılaşma sağlam konut ihtiyacının büyümesinde ve konut açığının artmasında etkili olmaktadır. Depremden etkilenen 13 milyon nüfusun en az yüzde 25’lik kesiminin büyükşehirlere göç etmesi, İstanbul içinde zemini güvenli bölgelerde yeni konut arayışının artması ve deprem bölgesinde kısa sürede tamamlanması planlanan toplu konut projeleri sektöre olan ihtiyacı daha da arttırdı. Yakın tarihe kadar konut üretimindeki yetersizlik, üretimin az olması sorunu oluştururken, bugün konut üretiminin azalmasının merkezinde konut inşa etme maliyetlerinin ihtiyaç sahiplerinin karşılayabileceğinden fazla olduğu gerçeği yatmaktadır.