"Komet" Casa Botter'de!
Casa Botter İstanbul'un ve İstiklal Caddesi'nin en güzel yapılarından bir tanesi.
İtalyan Mimar Raimondo D’Aronco tarafından 1900-1901 yılları arasında tasarlanan bina İstanbul’da art nouveau akımının hayata geçirildiği ilk yapı olarak kent hafızasında yer alır. Art nouveau akımı nedir diye soracak olursanız şöyle cevap verebilirim : 20. yüzyılın başlarında etkili olan, siyasal ve ekonomik gelişmelerin sonucu olarak İngiltere’den Orta Avrupa’ya yayılan, farklı kaynaklardan beslenen bir üslubun ifadesidir. Asimetri, eğrisellik, çizgisellik, kıvrımlar ve bükülmelerle doğanın akıcılığıyla uyumlu bir estetik geliştiren bir akımdır. Özgün adı Maison Botter (Casa Botter) olan Botter Apartmanı, II. Abdülhamid Dönemi’nde sarayın resmi terzisi ve modacısı olan Jean Botter için yaptırılmıştır.
Minimalist resimler
Şehrin en ikonik binalarından bir tanesi olan Casa Botter İBB Miras’ın restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmaları sonucunda bir kültür merkezi haline dönüştürüldü. Bugünlerde ise Casa Botter’de “Komet” sergisi sanatseverlerle buluşuyor. Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu’nun üstlendiği sergi, 2022 yılında aramızdan ayrılan sanatçının 1960’lı yılların sonundan başlayarak erken dönem örneklerinden “alto modern” adını verdiği beyaz fonlu kavramsal minimalist resimlerine uzanan özel bir seçki sunuyor.
1970 sonrası şekillenen eleştirel-politik figür resmi anlayışının en önemli temsilcilerinden biri olan Komet, gerçek ile düşgücünü, ciddiyet ile kuralsızlığı, melankoli ile absürtlüğü, gizem ile şiirsel bir evreni iç içe ören sıradışı bir ressam. Resim sanatını edebiyat, şiir ve felsefeyle yakınlaştıran, sadece tuvalde değil çağdaş sanatın video, enstalasyon ve performans gibi farklı ifade alanlarında modern yaşamın kural ve kalıplarını eleştiren, döneminin yerleşik sanatçı tanımını kırmaya çalışan disiplinlerarası bir kişilik...
Paris yılları
Erken tarihli resimlerinde, göç ve birey-iktidar ilişkilerini hatırlatan kalabalık figür gruplarını resimleyen sanatçı, “Komet resmi” denilince ilk akla gelen kendine özgü düş imgeleriyle yüklü resim atmosferini de yine bu yıllarda oluşturur. 1971 yılında devlet bursuyla gittiği Paris’te tüm yaşamı boyunca seveceği ve tekrar tekrar başvuracağı bir kaynak olarak gördüğü, erken dönem İtalyan Rönesans ressamlarını keşfeder. Resimlerindeki figürler belirsiz bir olay örgüsü içerisinde masal ya da efsanelerdeki kahramanlar gibi hem herhangi bir insanı hem de hiç kimseyi temsil etmektedir. Bürokrat tipli erkekler, modern görünümlü kadınlar, birbirinden sevimli canlılar bazen bir orman peyzajının önünde bazen de medeniyetten uzak ıssız bir doğa kesitinin içerisinde varolur. Zaman durmuş, geçmiş ve gelecek sanki aynı kompozisyon ve olay örgüsü içerisinde akmaya başlamıştır.
Sergide sanatçının birçok eserinin yanı sıra tuvalini, fırçalarını, çizimlerini de görebilirsiniz. Komet resimlerine bakarken kendinizi adeta bir rüyanın içinde hissedeceksiniz. Sergiden çıkınca yan tarafındaki Alman Kitabevinde bir kahve keyfinize keyif katacaktır.