İş hayatının yeni çalışma modeli Home-Office
Koronavirüs salgını, dünya genelinde toplumsal hayatı etkilemeye devam ediyor. Salgın nedeniyle alınan önlemlerin en çok etkilendiği alan ise iş hayatı oldu. Pandemi ile mücadele sürecinde çalışma hayatında dijitalleşme önemli bir enstrüman halini almış olup hem özel sektör hem de kamuda kurumların işlevlerini yerine getirebilmesine hizmet eden bir araç olarak görülmeye başladı.
Pandemiyle birlikte bireysel, sosyal ve ekonomik hayatta yaşadığımız kapanma süreci dijitalleşmenin de etkisi ile uzaktan çalışmaya geçişi hızlandırdı. Öncelikle teknoloji şirketleri ile birlikte, teknoloji altyapısını güçlendirmiş ve çalışanlarının becerilerine bu konuda yatırım yapmakta olan özel sektör kuruluşları da süreci rahat geçirdi. Özellikle finans, eğitim, turizm, bilişim, reklamcılık gibi sektörler bu sürece hızlı adapte oldu. Özel sektör bu süreçte hangi yönlerini güçlendirmesi gerektiğini, benzer bir durumla karşılaşıldığında hangi aksiyonları daha hızlı alması gerektiğini test etme imkanı buldu. COVID-19 vakaları arttıkça, dünya genelinde şirketler çalışanlarını korumak ve iş sürekliliğini sağlamak için beyaz yaka çalışanlarının evden çalışmasına karar verdi.
Evden çalışma Covid-19’un bulaşma riskini azaltmak için tüm dünyada çeşitli düzeylerde uygulamaya konuldu. Yeni tip koronavirüsün yakın temas, solunum ile bir insandan diğerine geçmesi sosyal mesafe adını verdiğimiz koruyucu tedbirlerin sosyal ve iş hayatında uygulanmasına neden olmaktadır. Pandemi, çalışanları fiziki ofislerden ve kurumsal iş hayatından giderek uzaklaştırdığı gibi home-office çalışma modeli, trend olmaktan çıkıp normalleşmeye doğru hızla yol alıyor. Bu süreçte uzaktan çalışma modeli, gün geçtikçe şirketlerin yeni normali haline geliyor. Özellikle küçük ve yeni kurulan girişimler bir ofis tutmak yerine evden çalışarak işlerini gerçekleştirerek, şirketlerini büyütmeye çalışmaya başladılar. Son verilere göre İstanbul’da ev ofis taleplerinin yüzde 60 arttığı ifade ediliyor. Esnek çalışma modellerinden biri olan uzaktan ya da home-office çalışma yöntemi pandemi döneminde hem halk sağlığını hem de bu sürecin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek açısından önem kazandı. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yüz binlerce insan artık evden çalışıyor. Çalışanların yeni sisteme ilişkin fikirleri değişse de, şirketlerin bir kısmının salgından sonra da evden çalışmaya devam edeceği öngörülüyor.
Evden çalışmanın bu kadar önemli olduğu bir dönemde şirketlerin verimliliği için evden çalışma uygulamaları ve çalışanlar üzerindeki etkileri en az işyerindeki kadar önemlidir. İş performansı ile ilgili çalışanların üzerinde olumlu-olumuz ne gibi sonuçlara yol açacağının işletmeler tarafından belirlenmesi de gerekmektedir. Evden çalışma modelinde; esnek çalışma saatleri, çalışma ortamını istenildiği gibi düzenlenebilmesi, trafikte geçen zamandan tasarruf, ulaşım maliyetlerinin ve ortak giderlerin azaltılması gibi avantajları görülse de işletmelerde sosyal hayattan ve iş hayatının rutinlerinden uzaklaşma, ekipleri arası uyum ve koordinasyonun sağlanmasında yaşanan zorluklar açısından eksiklilerin ortaya çıktığı görülmektedir. Koronavirüs nedeniyle bilinen klasik ofis düzeninin tarihe karışması beklenmiyor ancak bu salgın tüm dünya çapında devasa ölçekte evden çalışma deneyimine neden oldu. Diğer taraftan evden çalışmanın istihdam üzerindeki etkisine bakıldığında bu durum büyük oranda yapılan işin içeriğine bağlıdır. Evden çalışma modeli için uygun sektörlerde mümkün iken kişisel yakınlık ve temas gerektiren, özel ekipmanların kullanılmasını gerektiren veya işgücü ile yapılması zorunlu olan işler için evden çalışma modeli uygulanamamaktadır. Sağlık personelleri, emniyet güçleri, tarım sektöründe çalışanlar, yaşamak için gerekli ürünlerin üretim ve dağıtımını yapanlar, perakende alanında çalışanların evden çalışma oranları çok düşüktür.
Strategy Analytics’in araştırmaları, dünya çapındaki uzaktan çalışan iş gücünün 2016 yılında tüm çalışanların yaklaşık yüzde 38,8’ini oluştururken, 2022’de bu oranın yüzde 42,5’e yükselebileceğini söylüyor. Diğer bir araştırmaya göre ise 10 yıl içinde, çalışanların üçte birinin evden çalışıyor olacağı öngörülüyor. 2030 yılına kadar Z kuşağının iş gücüne tam olarak girmesiyle şuan deneyimlemek durumunda kaldığımız uzaktan çalışma ya da esnek çalışma modeline olan talebin %30 artacağı belirtilmektedir.