İnşaat sektöründe beklentiler
İnşaat sektörü yoğun işgücü kullanımı, sosyo-ekonomik refah düzeyine olan katkısı ve yüzlerce çeşit mal-hizmet üretimiyle doğrudan bağlantılı olması sebebiyle ekonomik yapı içerisinde önemli bir yere sahiptir.
Ayrıca yarattığı katma değer ve istihdam açısından ülke ekonomilerinin lokomotifi konumundadır. Büyük ölçüde yerli sermayeye dayanan Türkiye inşaat sektörü yüzlerce meslek dalını ilgilendirmekte olup istihdam ve üretim sürecini olumlu yönde etkilemektedir. Ancak ülkemizde inşaat sektörünün hem üretim hacmi hem de ciro bakımından geçtiğimiz yıl büyümesine rağmen sektöre olan güven ve beklenti halen düşük seviyededir. Hızla artmakta olan nüfus, sosyal, kültürel ve ekonomik alandaki gelişim ve değişimler bu sektörün önemini gittikçe arttırmaya devam ediyor. Sektör, geniş yelpazesi sayesinde birçok sektörü içinde barındırması ve ülkenin istihdam oranında başı çekmesi nedeniyle ülke ekonomisindeki iniş çıkışlar ile paralellik göstermektedir. Günümüzde gerek yurtiçinde, gerekse yurt dışında her geçen gün daha karmaşık ve büyük boyutlu projeler üstlenen inşaat Sektörünün GSMH içindeki payının, sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak sürdüren diğer sektörlerin katkısı da dikkate alındığında, geçtiğimiz yıllarda % 30 seviyelerine kadar çıktığı görüldü. Buna ek olarak İnşaat Sektörü, yarattığı katma değer ve istihdam olanaklarıyla ülke ekonomileri için çoğu zaman bir kaldıraç görevini üstlendiğinden çoğu ülke için ayrıca bir öneme sahiptir.
Pandeminin ilk günlerinden sonra yavaş yavaş ve temkinli olarak atılmaya başlayan normalleşme adımlarıyla birlikte devletin teşvikleri sektörün canlanmasında önemli rol oynadı. Merkez bankasının faiz indirimleri, buna devlet bankalarının iştirak etmesi ve ucuz konut kredileri imkanlarının sağlanması, ayrıca mevcut kredilerde yapılan borç ertelemeler sektöre hareketlilik getirdi. Özellikle konut tarafında 2018 ve 2019’da oluşan stokların erimesi sektöre can suyu olurken bu süreçte yarım kalan konut projeleri de devam etme fırsatı buldu. Geçtiğimiz yıl durma noktasına gelen inşaat sektörü, gelen talepler doğrultusunda yeniden toparlanma evresine geçerken şirketlerin yarım kalan projelerinin devam etmesi ve yeni projelere başlamaları istihdam açısından da sektöre önemli katkı sağladı. Döviz kurunun beklenmedik yükselmesi 2021 yılı için zorlu bir başlangıç olarak görünüyor. Lakin, yabancı yatırımcıların ülkemize girdi sağlaması ve inşaat firmalarının yurt dışı projelerde yer alması, salgın döneminde rahat nefes almalarını sağlayacaktır. Deprem endişesi nedeniyle hareketlenen sektörde kentsel dönüşüm ve bina güçlendirme uygulamaları hız kazanırken, 2021 ile ilgili de olumlu beklentiler artıyor. Geçtiğimiz yıl gayrimenkulün “pandemi”den etkilenmediği rakamlara da yansırken, 2020 yılında gerçekleştirilen konut satışlarının bir önceki yıla göre %12 artarak kayıtlara geçti. İnşaat, gayrimenkul ve inşaat malzemesi sanayinde gelişmeler, beklentiler ve tahminler ise Türkiye’nin 2021 yılında iyileşme sürecine geçebileceğine işaret ediyor.
Dünya da ise pandeminin gayrimenkul sektörünü birçok açıdan dönüştürdüğünün farkında ve bu durumun getirdiği değişimlere göre adapte oluyor. 2020’de ilk olarak ağır bir durgunlukla ve şimdi de yeni bir enfeksiyon dalgasının yarattığı tehdit sebebiyle yavaş̧ ilerleyen, kırılgan bir ekonomik toparlanma ile karşı karşıya olan Dünya gayrimenkul sektörü̈, oldukça zorlu bir dönemden geçiyor. Tüm bu gelişmelere rağmen, gayrimenkul sektörü̈ hâlâ düşük faiz oranlarında bile makul getiri elde edilebilecek yatırım alanlarından biri olarak görülüyor.