SON DAKİKA

Duygusal yeme ve psikolojik açlık: Doymak mı, bastırmak mı?

Esra Tanrıverdi 07 Nis 2025

Sevgili okurlarım, Dolabı açmadan önce bir kendinize sorun: Gerçekten aç mısın, yoksa üzgün mü? "Bazen açlıktan değil, ilgisizlikten, yalnızlıktan ya da sıkıntıdan yeriz. Duygular tok değilse, midemiz de bir türlü doymak bilmez

Her yeme davranışı fiziksel bir ihtiyacın sonucu değildir. Bazen lokmalar midemize değil, duygularımıza gider. Ve bu noktada aslında beden değil, ruh yemek ister.

Psikolog olarak danışanlarımdan en sık duyduğum cümlelerden biri:“Yemek yediğim an rahatlıyorum, ama sonra kendimden utanıyorum.” Bu cümle aslında çok şeyi özetliyor. Çünkü bu bir açlık değil, bir baş etme çabası. Psikolojide bunu “duygusal yeme” olarak adlandırıyoruz. Kişi öfkelendiğinde, kaygılandığında, kendini yalnız, değersiz ya da reddedilmiş hissettiğinde; bu duygularla yüzleşmek yerine yeme davranışına yöneliyor. Neden mi?

Çünkü yemek geçici olarak o duyguyu bastırıyor, uyuşturuyor ve rahatlatıyor. Ama burada önemli bir psikolojik mekanizma çalışıyor: 

Yeme davranışı duygunun kökenini çözmez; sadece üzerini örter. 

Ve örtülen her duygu, kendini daha güçlü bir şekilde tekrar gösterir.

Ünlü psikoterapist Geneen Roth şöyle der:

“Aç olmadığınız halde yemek istiyorsanız, gerçekten aç olduğunuz şey yemek değildir.” Bu nedenle kendimize şu soruyu sormamız gerekir: “Bu lokma gerçekten açlığımı mı doyuruyor, yoksa içimde susturduğum bir duyguyu mu bastırıyor?”

Yeme davranışının arkasında çoğu zaman çocuklukta öğrenilen kalıplar yatar.

“Ağlama, sana kek yaptım.”

İşte bu cümleyle büyüyen bir çocuk, yetişkin olduğunda da her ağladığında buzdolabına koşar. Çünkü bilinçdışında yemek, teselliyle eşleşmiştir.

Yemek yemek kötü değil. Elbette ki bedenimizin ihtiyaçları vardır.

Ama duyguların yerine konduğunda yemek, hem ruhsal hem de fiziksel bir yük haline gelir.

Peki ne yapabiliriz?

• Duygunla temasa geç.

“Şu an ne hissediyorum?” sorusu, yeme isteğinin ardındaki duyguyu fark etmek için anahtardır.

• Otomatik davranışı gözlemle.

Hangi duyguda, hangi saatte, neyi yiyorsun? Bu kalıplar seni tanımlar ve çözümün ipuçlarını verir.

• Kendine şefkatli yaklaş.

Suçlamak değil, anlamak iyileştirir. Unutma, yeme davranışı bir hayatta kalma stratejisi olabilir.

• Duygularınla kalmayı öğren.

Bazen sadece 90 saniye durmak bile, yeme dürtüsünü dağıtabilir. Çünkü dürtüler geçicidir, ama farkındalık kalıcıdır.

Bir tabak yemeğin veremeyeceği doyumu, bazen sadece içten bir “anlaşıldım” hissi sağlar.

Kendinizi yargılamadan, fark ederek ve anlayarak yaklaşın.

Yemekle değil, kendinizle barışın.