Çok cesur bir film: Yurt
"Yurt" son yıllarda izlediğim en yenilikçi en cesur filmlerden bir tanesi diyebilirim.
'Yurt’ babasının yönlendirmesiyle tarikat yurduna yerleşen ve kolejde aldığı eğitimle tarikatta yaşadıkları arasına sıkışmış bir gencin sevgi arayışını konu ediniyor. Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan film 43 İstnabul Film Festivali’nde de Altın Lale’yi kazanmıştı. Ahmet rolünü oynayan Doğa Karakaş ise Marakeş Film Festivali’nde en iyi erkek oyucu ödülüyle yurda dönmüştü.
Ergen ve yetişkin zorbalığı Henüz ergenlik çağında olan ve Trakya bölgesinde özel bir koleje devam ettiğini anladığımız Ahmet, babası tarafından İslami değerleri erken yaşta öğrenmesi için bir cemaat yurduna yatılı olarak gönderilir. Ahmet, kendisini ait hissetmediği bu yurt ve İslami öğreti ortamına once ayak uydurmaya niyetlenir. Fakat hem yurtta giremediği ‘rabıta’hem de laik eğitime sıkı skıya bağlı kolejde, sorunlar yaşar. Zaman zaman ergen ve yetişkin zorbalığına maruz kalır. Zeki bir öğrenci olmasına rağmen psikolojik olarak iki zıt uç arasında gel gitler yaşar. Ahmet’in bu süreçteki tek ‘dert ortağı’ ise yurdun tecrübelisi Hakan olur. Toplumsal HafızaYurt'ta “irtica faaliyetlerinin” odak noktası olarak gösterilen cemaat yurtlarındaki iki yüzlü yaşamı halen kişiliğini / kimliğini tam oluşturamamış Ahmet’in bakış açısıyla izliyoruz. Biz bir ergenin hikayesini izlerken yakın dönem Türkiye’sinde yaşanan toplumsal olaylara da tanıklık ediyoruz. Film “Sürekli İçin Bir Dakika Karanlık” eylemlerinden cemaat yurtlarındaki yapılanmalara kadar hafızamızı tazeliyor. Askerlerin teftişi öncesi yurttaki her yere Atatürk fotoğrafının asılması. Dua ve benzeri Arapça her şeyin kaldırılması gibi kapalı kapların ardındaki her şeyi ortaya döküyor yönetmen Nehir Tuna. Yukarıda da belirttiğim gibi sınır tanımıyor. Yönetmen paralel kurgu iki ayrı dünyayı çok güzel bir şekilde birbirinin içine bir sarmal gibi geçiriyor. Aslında bugünkü iktidara giden yolun sanki öncesini ve nelerin bugünleri hazırladığını anlatıyor.
Muhteşem performanslar Film hikayesi, yönetmenliği, sinema dili ve görselliği kadar oyuncuların performanslarıyla da alkışı hak ediyor. Ahmet karakterini oynayan Doğa Karakaş bu gencin içsel yolculuğunu, kimlik çatışmalarını ve dış dünyayla uyumunu mükemmel bir şekilde beyazperdeye yansıtıyor. Hakan rolündeki Can Bartu Aslan da performansıyla övgüyü hak ediyor. Her iki oyuncunun kimyaları o kadar birbirlerine uymuş ki, bize de keyifle izlemek kalıyor. Bu iki ismi not edin. Önümüzdeki yıllarda birçok iyi film izleyeceğiz. Filmde ayrıca Yakup Hoca rolündeki Ozan Çelik, Baba rolünde Tansu Biçer rollerinin hakkını fazlasıyla veriyorlar. Film erkek egemen bir dünyada geçiyor. Kadın karakterler tıpkı gerçek hayattaki gibi geride duruyor. Göze çarpan en önemli kadın karakter anne. Didem Ellialtı da bu role fazlasıyla yakışıyor. Nehir Tuna ilk uzun metrajlı filminde övgüyü fazlasıyla hak ediyor. Rafine bir sinema dili var. Acele etmeden hikayesini kuruyor. Kuşkusuz bu sinema dilini yaratılmasında Florent Herry’in harikalar yarattığı görüntülerin çok büyük katkısı var. Ben filme emeği geçen herkesi kutluyorum. Yurt, son yıllarda NBC’nın “Kuru Otlar Üstüne” filmi ile beraber izlediğim en iyi Türk filmlerinden bir tanesi Film vizyonda… sinemada izlemenizi tavsiye ederim.