SON DAKİKA

Bir gezginin çizdikleri

Casa Botter Beyoğlu hafızasının simge yapılarından bir tanesidir. Bende buraya her zaman bayılırım. Bildiğiniz gibi Padişah II. Abdülhamid tarafından sarayın resmi terzisi ve modacısı olan Jean Botter için yaptırılmış.

Mimarı da dönemin önde gelen isimlerinden Raimondo D’Aronco. Yıllarca metruk olarak kalan bina, İBB Miras’ın restorasyon ve yeniden işlevlendirme çalışmaları sonucu tekrar sosyal hayata kazandırıldı. Şimdi ise İstiklal Caddesi’nde kültür sanatın yeniden canlanmasında önemli bir rol üstleniyor. 

Hafıza alanı: Casa Botter

Casa Botter, geçtiğimiz günlerde “Botter Sergileri” serisinin dördüncüsünü “Solo Botter: Burhan Uygur” başlığıyla sanatseverlerle buluşturdu. Serginin küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu buradaki sergilerin amacının bugün aramızda olmayan Türk modern sanatının sanatçılarının bir ölçüde retrospektiflerini gerçekleştirmek, onların hatırlarını yaşatmak, onlara ait eserlerle bugün yeni       bir ilişki kurmak ve bununla beraber Türkiye'nin modern tarihine ait bir hafıza alanı oluşturmak olduğunu belirtiyor.

Burhan Uygur ‘un dünyası

“Solo Botter: Burhan Uygur” sergisi sanatçının farklı dönemlerde yaptığı eserlerinden oluşan özel ve kapsamlı bir seçkiyi bir araya getiriyor. Sokağın çok renkli ve tesadüfe açık enerjisini bir yuva olarak gören Burhan Uygur, kendisiyle özdeşleşmiş deri çantasında taşıdığı defter ve boyaları ile gördüğü ince duyarlılıkları yer ve zaman fark etmeksizin anında resmetmeyi tercih eden         özel bir sanatçı olarak tanımlanıyor.

Renk, leke ve çizgiyle düş ile gerçeği iç içe geçiren ressam, "şiirsel bir atmosfer yaratan bir gezgin" olarak anılıyor. Kuvvetli gözlem gücü ile yaşadığı her anı ve hikayeyi resminde anlamlandırmak ve yaşatmak isteyen Uygur, anın içindeki hüznü, sevgiyi, güzelliği, melankoliyi, dostluğu ve aşkı renklerin ışığına yansıtıyor. Eşi Vesile Uygur’un da söylediği gibi Kurallardan hoşlanmazdı. O'nu sınırladığını düşünürdü. Ama disiplinliydi aynı zamanda. Kalıbına sığmazdı. 

Hayatı resimledi

Burhan Uygur çizgisiyle Türk resminin kilometre taşlarından birisi. 1970-1990 döneminde iz bırakan en önemli sanatçılarından. Resim çizmeyi atölye yerine sokakta, bazen bir meyhane masasında, bazen dostlar sofrasında her zaman yanında olan defter ve boyaları ile adeta yaşamı -bir vakanivüs gibi- kayda alırdı. Hayattaki anları resimlemesi Burhan Uygur'un çalışmalarının en farklı yönünü oluşturuyor modern Türk resminde.

Edebiyatla iç içe geçen resimler

Her şeyden ilham alabilen Burhan Uygur ve yaşadığı her anı sanata dönüştürebilen bir ressamdı. Sanatçı Şiir ve edebiyat ile de son derece yakın bir ilişkiye sahipti. Eserlerine eklediği notlar, dizeler ve şiirlerle resimlerine başka bir boyut eklemiştir. Burhan Uygur’u daha yakından tanımak için Casa Botter’deki sergi çok iyi bir fırsat.