SON DAKİKA

11 mekanda 19 tiyatro oyunu

İstanbul Tiyatro Festivali 28'inci kez perde açıyor. Dün akşam başlayan festivalde 5 uluslararası, 14 yerli oyun 19 Kasım'a kadar seyirci ile buluşacak.

İKSV’nin düzenlediği İstanbul Tiyatro Festivali’nde bu yıl çizgi üstü Shakeaspear yorumları öne çıkıyor. Uluslararası oyunlar Almanya, Fransa, Romanya, Sırbistan ve Japonya’dan geliyor. Açıkçası aralarından seçim yapmak zor olacak. 

Comedie-Française İstanbul’da

Fransa’nın medarı iftiharı olan ve kökleri Molière’e kadar uzanan Comédie-Française İstanbul Tiyatro Festivali ‘ne Hekabe, Hekabe Değil oyunuyla katılıyor. Avignon Festivali Direktörü Tiago Rodrigues’in yazdığı oyun Euripides’in trajedisi ile gerçek olaylardan esinlenmiş bir hikâyeyi iç içe geçiriyor. Hekabe, Hekabe Değil alacakaranlık kuşağını andıran bir atmosferde kurguyla gerçeği buluşturuyor ve bir kadının adalet arayışı yüzyılları aşıp günümüzde yankılanıyor.

Sankai Juku Utsusbi

Japonya’da 1950’lerin Batı’yı taklit eden avangart dans akımlarına tepki olarak doğan butoh, Japon halkının fiziksel özelliklerinden ve doğal hareketlerinden yola çıkan bir estetiği benimseyerek oyuncu bir hayal gücü ve absürt ortamların kullanımıyla tabular da dahil pek çok konuya eğildi. Bedenleri tümüyle beyaza boyanmış erkek dansçılar tarafından icra edilen butoh, kazınmış saçlar, pençe yapılmış eller, sessiz çığlıklarla açılmış ağızlar ve grotesk kostümlerle tanınıyor. Japonya’nın evrensel kültür mirasına en çarpıcı hediyelerinden biri …

Hamlet

Romanya’nın önde gelen toplulukarından Marin Sorescu Ulusal Tiyatrosu’nun Declan Donnellan’ın rejisini yaptığı sıra dışı Hamlet oyunuyla festivaldeki yerini alıyor. Shakeaspear’in en ünlü eseri Hamlet’i yönetmen bu kez kızgın, kırılgan, acı çeken, kim olduğunu arayan, bomboş ve köksüz hisseden biri olarak yorumluyor. Rejinin capcanlı olması yurt dışında övgüyle karşılandı. Declan Donnellan’nın festivalde bir “master class” yapacağını da belirtmek isterim. 

Macbeth

Cesur ve yenilikçi yorumlarıyla klasikleri 21. yüzyıla taşıyan Sırp yönetmen Nikita Milivojević kışkırtıcı bir Macbeth yorumuyla alkışı fazlasıyla hak ediyor. Sırbistan Shakespeare Festivali’nin de kurucu direktörü olan Milivojević tümüyle yeni ve sıradışı yorumu metinde gizlenmiş, ima edilmiş veya söylenmeden kalmış her şeyi harekete geçiriyor ve izleyicilere Macbeth’in bilinçaltında dolaşıyormuş hissi verirken her bir sahnesi şiirselliğiyle izleyicilerin içine işliyor.

 

III.Richard

Çağdaş tiyatronun dehalarından biri kabul edilen, sahneye koyduğu her eserle izleyiciler tarafından büyük coşkuyla karşılanan Thomas Ostermeier ile topluluğu Schaubühne Berlin, 10 yılın ardından festivale bir başyapıtla; III. Richard’la festivale dönüyor. Alışılmış kuralları yıkmayı ve ezber bozmayı seven Thomas Ostermeier, Shakespeare’in orijinal metnine sadık kalırken III. Richard’ı kötülüğün doğasına derinlemesine dalan bir başyapıt olarak sahneye taşıyor.