Dolar $
32.39
%0.04 0.01
Euro €
34.81
%0.17 0.06
Sterlin £
40.71
%-0.08 -0.03
Çeyrek Altın
3913.51
%-0.1 -3.69
SON DAKİKA
İŞ DÜNYASI Pazartesi 23 Ekim 2023 02:11

"YATIRIMCININ ÖNCELİĞİ TEŞVİK DEĞİL GÜVEN"

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, yabancı yatırımcıların hava durumundan değil yatırım ikliminden etkilendiğini söyledi. Eczacıbaşı, "Yabancı yatırımcı bir ülkedoe ne arıyor? Tutarlı politikalar arıyor. Eğitilmiş insan gücü arıyor. Hukuk arıyor. Ama genelde teşvik aramıyor" dedi. Ezcacıbaşı ayrıca enflasyonu yenenin rekabette öne çıkacağını da bildirdi.

"Yatırımcının önceliği teşvik değil güven"

Mustafa DENİZ

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, yatırım iklimi sözünü çok sevdiğini söyledi. “Yabancı yatırımcılar hava durumundan değil, yatırım ikliminden etkilenir" diye konuşan Eczacıbaşı, “İklimi kısa sürede değiştiremiyorsunuz. Bunu değiştirmek için çok şey yapmak, orta vadeyi hedef almak gerekiyor. Yabancı yatırımcılar, hava durumuna ilişkin tahminlerden değil, yatırım iklimine ilişkin niyetlerden ve işaretlerden etkilenir. İstikrar 6 ayda istenilen noktaya gelmeyecek, belki 2-3 yılda gelecek. Yatırımcıların sorunlarını çözmeyi hedeflemek doğru yaklaşımdır. Çünkü, kısa vadeli hedef ve teşviklerle yatırımcıyı çekmek mümkün değil” şeklinde konuştu. 

Yatırım iklimi önemli

Yatırım ikliminin son derece önemli olduğunun altını çizen Eczacıbaşı, yabancı yatırımcının beklentilerini şu şekilde sıraladı: “Yabancı yatırımcı bir ülkede ne arıyor? Tutarlı politikalar arıyor. Eğitilmiş insan gücü arıyor. Hukuk arıyor. Ama genelde teşvik aramıyor. Yani işin kökü sağlamsa, teşvik üçüncü dördüncü sırada... Bedelsiz arsa vermek, vergi muafiyeti sağlamak gibi teşvikler elbette anlamlı… Ama bunlar yatırım kararında çok etkili değil. Geleceğe yönelik güven ortamının sağlanması hepsinden önemli.”

Eczacıbaşı, “Başbakanlarımıza, bakanlarımıza bunları söyleyen yabancı yatırımcılarla çok defalar birlikte oldum. Bu yatırımcıları davet ederken, vergi indirimleri ya da teşviklerle değil, eğitilmiş insan gücümüzle, tutarlı politikalarımızla ve hukuk sistemimizle cezp etmeliyiz” dedi. 

Olmazsa olmaz koşul istikrar

Yatırım ikliminin olmazsa olmaz koşulunun istikrar olduğunun altını çizen Eczacıbaşı, düşük enflasyonun öncelik olması gerektiğine vurgu yaptı Eczacıbaşı şu ifadeleri kullandı: “Bizim enflasyonu mutlaka indirmemiz lazım. Dünyada da aynı sorun yok mu? Var. Bu sorunun üstesinden daha kısa sürede gelen ekonomiler, rekabette avantaj sağlayacak. Rekabeti reddeden sistemlerin çöktüğünü gördük. Rekabete dayalı yeni bir tür kapitalizme doğru gitmek lazım. Bunun adı “paydaş kapitalizmi…” Henüz olgunlaşmış değil. Serbest girişim bu yapı içinde çok önemli bir yere sahip. Geleceğimizde de çok büyük rol oynayacak. Paydaş kapitalizmini benimseyen girişimler sadece hissedarlarına karşı değil, topluma, müşterisine, çalışanına, tedarikçisine, çevreye, ülkesine ve dünyanın yarınına karşı sorumlu… Hissedar kapitalizmi bütün dünyaya hükmetti. Ama şimdi bu değişiyor. Değer zincirlerin de yeni düzenlemeler de buna göre şekillenecek görünüyor.” 

Finansmana erişim iyiye doğru gidiyor

“Dengelerin kaydığı bir dönemde finansman konusu oldukça zorlaştı” diyen Bülent Eczacıbaşı, “Şirketler için finansmana ulaşmak bir dönem neredeyse imkânsız hale geldi. Hala normalleşmeyi bekleyen bir konu bu. Ekonomideki dengeler ile yakından ilgili. Bugün bir iyileşme var. Yerleşik, güvenilir şirketler için de böyle. Bir anda düzelmesini beklememek lazım ama bence olumlu yönde gidiyor. Örneğin, bugün bizim gibi kuruluşlar çok düşük borçluluk oranı ile çalışmaya gayret ediyor. Anlamlı bir şey değil ama mecburen böyle yapmak durumundayız. Şirketler normal düzen içinde borçtan yararlanırlar. Sen şimdi o kaldıraçtan yararlanamıyorsan, ama başka bir ülkedeki rakibin yararlanıyorsa, dezavantajın var demektir. Biz sadece Türkiye’de faaliyet gösteren bir kuruluş değiliz. Yurt dışında rakiplerimizin bu kaldıraçtan yararlandığını görüyoruz. Yatırımlarda en azından birkaç sene vade ile borçlanma imkânı girişimcilere önemli bir avantaj yaratıyor” diye konuştu. 

3 yıl sonra düzelecek demek gerçekçi

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “3 yıldan önce enflasyonda ciddi bir düşüş beklemeyin” açıklamasını gerçekçi bulduğunu kaydeden Bülent Eczacıbaşı, “6 ay sonra bu iş hallolacak deseydi inandırıcılığı sorgulanabilirdi. Gerçekçi tahminler zarar vermez, yarar sağlar. İlk başta moral bozucu gibi gelse de çözüme katkı sağlar. Bize 6 ay sonra düzelecek demek, moral vermez, 3 yıl sonra düzelecek demek moral verir” ifadelerini kullandı. 

New York'ta Bakan Şimşek'in yabancı yatırımcılarla olan toplantısına katıldığını hatırlatan Eczacıbaşı, “Şimşek, son derece samimi bir sunum yaptı. Bu samimi ton, yabancıları son derece etkiliyor. Niye şimdiye kadar böyle yaptınız, diyenler oldu. Bundan sonra düzeleceğine nasıl güveniyorsunuz, diyenler de vardı. Mehmet Şimşek bunlara çok güzel ve tutarlı cevaplar verdi. Neticede çok olumlu bir toplantı oldu. Ben oradan moralle ayrıldım. Türkiye'ye yabancı yatırımcılardan bir anda para yağacak demek elbette mümkün değil ama faydalı bir toplantıydı” şeklinde konuştu. 

Avrupa durdu diye duramayız

Şikayet edilecek konuların her zaman olduğunu, hayatın bu şekilde devam ettiğini vurgulayan Bülent Eczacıbaşı, dünyada sıkıntısız bir dönemin olmadığının altını çizdi. “Avrupa durdu diye biz duramayız” diyen Eczacıbaşı, “Biz bunlardan bağımsız olarak üretmeye devam ediyoruz. Avrupa’daki pazar daralması pek çok ihracatçı gibi bizi de etkiledi. Daha önce 2008’de bunu yaşamıştık. Şimdi de yaşıyoruz. Önce Türkiye’de güçlenip ardından da Avrupa pazarında büyüme stratejisi izlediğimiz için kriz zamanlarında yatırım yapmaya devam etmenin faydasını görüyoruz. Başka pazarlara da yöneleceğiz. Karşılaşılan sınamalardan bağımsız olarak, üretimi sürekli artırmak istiyoruz. Ortadoğu ve Orta Asya bölgesinde yatırım planlarımız var. Bu bölgelerde büyümeyi planlıyoruz. Çeşitli ortaklıklarla pazarın içinde olan pazarı bilen firmalarla iş birliği yapabiliriz” dedi. 

Sağlık alanında büyümeyi planladık

Tek çatı altında dünyanın en büyük seramik tesislerinden biri olduklarını vurgulayan Bülent Eczacıbaşı şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’deki seramik sağlık gereçleri üretimimizin tamamı Bozüyük’te. Yaklaşık ayrım asır önce alınan bir kararla Kartal’daki tesisimizi Bozüyük’e taşıyarak stratejik bir adım attık. Ardından da kat be kat büyüdük.1970’li yıllarda yatırım yeri olarak Bozüyük’ü tercih etmemizin sebebi; hammadde, pazar ve insan kaynağına yakınlıktı. Açtığımız yeni fabrika ile dünyanın tek çatı altındaki en büyük seramik tesislerinden biri olduk. İlaç üretimine yeniden başladık. Ana iş kollarımızdan sağlık alanında daha da büyümeyi planladık. Sağlık sektörü özellikle teknoloji tarafında geçmişe kıyasla oldukça gelişmiş durumda. Bu nedenle, yatırımlarımız da farklılaşıyor. Artık “start-up”lara da yatırım yapıyoruz. Çok sayıda yatırım projesi önerisi geliyor. Bu konuda bir fon da kurduk.” 

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR