Dolar $
32.33
%-0.12 -0.03
Euro €
34.94
%0.26 0.09
Sterlin £
40.91
%-0.02 -0
Çeyrek Altın
3912.44
%-0.12 -4.75
SON DAKİKA
Bankacılık Salı 29 Kasım 2022 02:15

"BANKACILIK SEKTÖRÜ ÇİVİ ÇAKANIN HİZMETKARI OLMALI"

DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO'su Hakan Ateş, 100 milyon turistin artık hayal olmadığını belirterek, "Şu anda 45 milyon kişi ağırlarken doluluk oranımız Antalya bölgesinde yüzde 90'lara çıktı. O yüzden kapasiteyi artırmak için yatırım yapmak gerekli" dedi. Ateş, turizm yatırımlarının payının yüzde 1.2'ye kadar düşmesinin düşündürücü olduğunu söyledi

"Bankacılık sektörü çivi çakanın hizmetkarı olmalı"

DenizBank Finansal Hizmetler Grubu CEO'su Hakan Ateş, turizm yatırımlarının giderek yavaşladığına dikkat çekerek, “Yani son 4-5 yılda 2-3 milyar dolar arasında bir yatırımdan bahsediyoruz. Halbuki bu yatırım tutarında 2015'e kadar 10 milyar dolar civarındaydı. O tarihten sonra yaşanan bazı talihsizlikle turizm yatırımları inişe geçti. Bankacılık sektörünün turizme yönelik kredileri de azalışa geçti. Bizim sektöre verilen kredilerdeki payımız yüzde 18 düzeyinde ve özel bankalar arasında açık ara birinciliğimiz devam ediyor ama daha önce bunu 3.3 milyar dolar kredi vererek elde ederken, bu rakam artık 2.3 milyar dolar seviyelerine geriledi” dedi. Bankacılık sektörü olarak çivi çakan herkesin hizmetkarı olmüaları gerektiğini ifade eden Ateş, “Ancak turizm yatırımlarının genel yatırımlar içinde aldığı payın yüzde 4.9’dan yüzde 1.2’ye kadar düşmüş olması düşündürücü” diye konuştu.

Yatırımlar 20 milyar dolara çıkmalı

“Fiyat konusunda maalesef malımızı çok iyi satamıyoruz” ifadelerini kullanan Ateş şunları söyledi: “Yapacağımız çok fazla şey var. Turizmde kendimizi pazarlamayı çok iyi öne çıkarmamız lazım. Ne yazık ki sektörde yatırım hala çok düşük. Böyle bir altın yumurtlayan sektörde yatırım değil 10 milyar dolar, 20 milyar dolar seviyelerine çıkması lazım. Doğru, zor yıllarda bazı problemler yaşandı ama bankacılık sektörü olarak yapılandırmalar yaptık, ilave krediler verdik. Gördük ki bu sektörde para batmıyor. Turizm sektörü bankacılık açısından da çok doğru bir sektördür. Bizim bu sektörde batık kredilerimiz neredeyse hiç yok. Yatırımcı da bu sektörde umut görüyor. Türkiye, turizm için dünyada en önde gelen yatırım pazarı. Gönül ister ki milli ve yerel yatırımcılarımız öne çıksın. Bizim otellerin turizm ağırlamalarının yüzde 66'sı 3 bölgede. Antalya, Muğla ve İstanbul. Turizm pastasından diğer şehirlerimizin aldığı payın artması lazım. Bölgesel eşitliliği artırmamız ve turizmi 12 aya yaymamız lazım.” 

Tedbir alıp kapasite artırılmalı

100 milyon turistin artık hayal olmadığını vurgulayan Ateş, “Bunları nerede ağırlayacağız? Şu anda 45 milyon kişi ağırlarken doluluk oranımız Antalya bölgesinde yüzde 90'lara çıktı. O yüzden önden tedbiri alıp, kapasiteyi artırmak için yatırım yapmak gerekli. Özellikle salgının ikinci yılı 2021’de 30 milyon turisti bulduk. Turist başına harcamalar da o dönemde bin dolarları geçti. Salgın dönemi 2020-2021 kayıp yıllar olsa da turizm sektörümüz açısından tüm dünyada salgın sonrası en iyi toparlanan ülkeyiz. Yüzdesel artış olarak kaybettiklerimizi geri kazanma hızımız çok fazla. 3 yılda 80 milyar dolar gelir, 90 milyon misafiri ağırladık. İnşallah sadece gelecek yıl 50 milyon yabancı turisti çekeceğiz diye düşünüyorum. Turizm sektörü, Türkiye ekonomisinde istihdama olan %14’lük katkısı ve cari açığın kapatılması açısından kritik” şeklinde konuştu. 

Yatırımları finanse etmeye hazırız

Bankacılık sektörü genelinde sorunlu kredi tutarının 2-3 yıldır 160 milyar lira seviyelerinde olduğunu kaydeden Ateş, “Hacim büyürken bu seviyenin sabit kalması ile problemli kredi oranı düşüyor. Yürürlükte olan regülasyonlar açısından turizm sektörüne verilen döviz kredilerinde herhangi bir sorun yok. Turizm döviz kazanan net ihracatçı bir sektör. Bu nedenle uygulanan kısıtlamalardan kapsam dışı tutuluyor. Turizm sektörüne verilen toplam krediler 2020'de 21 milyar dolarlara ulaştı. Bu hâlihazırda tabi kredilerin TL’ye dönüşümünde etkisi var ama 13 milyar dolarlara düştü” dedi. 

Ateş sürdürülebilirliğin dünyanın birinci gündemi olduğunu, turistlerin 4'te 3'ünden fazlası sürdürülebilirliğinin ön plana çıkaran otelleri tercih ettiğini söyledi. Ateş, “Ancak ülkemizde Çevreye duyarlı konaklama tesisi oranı yüzde 10'un altında. Sürdürülebilirlik programını maliyet gibi düşünmemek lazım. Bu bir yatırımdır, geri dönüşü uzun vadede muhakkak olacaktır. Biz bunları finanse etmeye hazırız. Yeter ki onlar başvursun. Bu konuda Turizm bakanlığının üç aşamalı 14 maddeli programına turizm sektörü olarak uyum sağlanması önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

En büyük düşman enflasyon 

“Faiz oranında tek hanedeyiz ama önemli olan gerçek anlamda enflasyonun tek haneye düşürülmesi” diyen Ateş şunları söyledi: “Biz bu ülkede 2004'te yüzde 7-8'lere kadar düşen enflasyonla ve %5’lerin üzeri büyüme ile uzun süre devam ettik. Sonraki dönemde de 2010’dan sonra faiz oranımızı enflasyonla dengeleyerek yurt dışına reel faiz ya hiç ödememişiz ya yüzde 1-2 ödemişiz. Enflasyon baz etkisi ile yüzde 40-50'lere düşebilir ama bu yeterli değil çünkü bir de yapışkan enflasyon diye bir şey var. Hatırlayın 1980-1990'ları... Enflasyon yüzde 35, 40, 60 seviyelerindeydi. O dönem fukaralaştık, yatırımlar geriledi, hiçbir altyapı yapılamadı. Enflasyon sizin bütün varlığınızı yiyip bitiriyor. En büyük düşman enflasyondur. Yaklaşan seçim döneminde ekonomiyi daraltıcı tedbirleri almak kolay değil. Dolayısıyla bu politikalar, en azından seçime kadar böyle sürebilir. Sonrasında tercihen enflasyonun kalıcı tedbirlerle düşürülmesi zaruri.”