SON DAKİKA

Yeni sürece karşı hamle: Barzani-Abdi görüşmesi

Faruk Aktaş 21 Oca 2025

Türkiye'de henüz adı konmamış yeni süreç ile ilgili hızlı adımlar atılırken ve de yeni Suriye yönetiminin de yeni sürecin Suriye ayağı konusunda Türkiye ile ortak hareket edeceğine dair güçlü mesajlar verirken Kuzey Irak'ta önemli bir gelişme yaşandı.

KDP lideri Mesud Barzani 16 Ocak’ta Erbil’de PKK’nın Suriye kolu YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) başındaki Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi Şahin ile bir görüşme gerçekleştirdi. 

Türkiye’nin yürütmekte olduğu sürece yönelik oldukça “sert bir karşı hamle” olduğunu düşündüğüm bu görüşmenin, birçok yönüyle bir kırılma noktası ve oldukça çetrefilli ve karmaşık bir sürecin başlangıcı olacağı kanaatindeyim.

İzah etmeye çalışalım…

Suriye’de SDG’yi kurduran ve arkasındaki en büyük güç olan ABD, Fransa ile birlikte 2018’den bu yana bir “terör devleti”nin oluşumunu sağlamak için PKK’nın bu ülkedeki kolu PYD/YPG ile Kuzey Irak’taki Barzanilere yakınlığıyla bilinen Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasında uzlaşma sağlamak için yoğun bir çaba gösterdi.

Ancak gerek ENKS’nin Türkiye karşıtı bir pozisyona girmek istememesi gerekse de PYD’nin elindeki kazanımları ENKS ile çok fazla paylaşmak istememesi nedeniyle bu çabalar sonuç vermedi.

PKK ile mücadelede Türkiye ile ortak hareket eden Barzanilerin yaklaşımının da bunda önemli etkisi oldu. 

Geçtiğimiz Ekim ayında Türkiye’nin, “PKK’nın silahlarını bırakıp kendini lağvetmesi ve iç barış ve huzurun güçlendirilmesi”ne yönelik yeni bir süreci başlatmasıyla birlikte ABD ve Fransa’nın Kuzeydoğu Suriye’de ara verdikleri PYD ile ENKS’yi yakınlaştırma çabalarına haberler yeniden gelmeye başladı.

İlk başlarda cılız olan bu çabalar muhaliflerin Suriye’de Esad’ı devirip yönetimi ele geçirmesiyle birlikte aniden hız kazanmaya başladı. 

Özellikle yeni yönetimin Türkiye ile ortak hareket edeceğine dair yaklaşımları ve Suriye’de özerk yönetim, federasyon veya benzeri herhangi bir yapılanmaya için verilmeyeceğine dair açıklamaların ardından ABD ve Fransız yetkililer PYD ve ENKS’li yetkilerle sayısız görüşme yaptı. 

Bu kez elindeki kazanımları kaybedeceğini gören PYD çıtayı düşürürken yeni yönetim ile ortak hareket eden ENKS ise tekliflere mesafeli durdu. 

Bunun üzerine ABD ve Fransız yetkililer Erbil’e geçerek başta Mesud Barzani olmak üzere buradaki tüm yetkililerle çok sayıda görüşme gerçekleştirdi.

Kırılma noktası ABD’lilerin Barzani ile görüşmeleri

Ne olduysa bundan sonra oldu. 

Mesud Barzani, ENKS’nin önde gelen yöneticilerini Erbil’e çağırıp onlarla görüştü. 

ENKS Sözcüsü Faysal Yusuf, Rudaw televizyonuna yaptığı açıklamada, Mesud Barzani’nin PYD ile anlaşmaları konusunda ciddi telkinde bulunduğunu söyledi. 

Ardından temaslar hızlandı. 

Mesud Barzani 13 Ocak’ta Kuzeydoğu Özel Temsilcisi Abdulhamit Derbendi’yi Suriye’ye göndererek SDG’nin başındaki Ferhat Abdi ile görüştürdü. 

16 Ocak’ta da, Erbil’deki başkanlık konutunda Ferhat Abdi’yi ağırladı. 

ABD ve Fransız yetkililerin öncülüğünü yaptığı bu görüşmelerin tümünün ortak vurgusu, “Kürtlerin ulusal birliği ve ittifakı” dedikleri PKK’nın Suriye kolu PYD ile Barzanilere yakın ENKS’nin Suriye’de “güç birliği” yapıp ortak hareket etmeleridir.

Görüşme sonrası Barzani’nin başkanlık ofisinden yapılan açıklamada, şunlar dile getirildi:

“Toplantıda, Suriye’deki mevcut durum ve son güvenlik ile siyasi gelişmeler ele alındı. Ayrıca, şu anda Suriye’deki Kürt taraflarının yeni gelişmelerle ilgili nasıl bir tutum sergilemesi gerektiği ve Kürt tarafları arasında ortak bir duruş sergileyerek nasıl bir tutum belirlenebileceği üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.

Suriye’deki Kürt taraflarının, herhangi bir dış müdahale olmaksızın ve barışçıl yollarla kaderlerini belirlemeleri gerektiği, haklarını teminat altına almak amacıyla birleştirerek ortak bir duruş sergileyip, yeni Suriye yönetimleriyle anlaşmalar ve mutabakatlar sağlamaları gerektiği vurgulandı.”

Ferhat Abdi: Barzani ile anlaştık

Görüşmeye dair en net açıklamayı ise bizzat Ferhat Abdi’nin kendisi yaptı. 

Abdi, “Suriye’de Kürtlerin ulusal çıkarlarının korunması ve Kürtlere yönelik her türlü tehdide karşı ortak hareket edilmesi konusunda anlaştık” ifadelerini kullandı. 

Bu gelişmeler sonrası gerek PKK ve PYD/YPG kaynakları gerekse de Erbil’den çok sayıda açıklamalar yapıldı. 

Bu açıklamaların tümünün ortak noktası, “Mesud Barzani ile Ferhad Abdi görüşmesinin Suriye’de PYD-ENKS ortaklığını sağlanmasının ötesinde PKK ile KDP ‘düşmanlığı’nın da sona ermesi yönünde de bir dönüm noktası olduğu” yönünde. 

Tüm bu gelişmelerin yaşandığı süreç içinde ABD ve Fransız yetkililerin yanı sıra CENTCOM Komutanı General Michael Erik Kurilla’nın da bölgede olduğunu ve görüşmeler öncesinde sonrasında hem Erbil’deki yetkililerle hem de Kuzeydoğu Suriye’de Ferhat Abdi ve diğer PYD’li bazı yetkililerle görüştüğünü anımsatmakta yarar var.

Öte yandan Almanya Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Direktörü Tobias Tunkel de 19 Ocak günü Kuzeydoğu Suriye’ye giderek Ferhat Abdi ile görüştü.

Yani bu gelişmelerin öncesinde yaşanan görüşme trafiğinde adı çok geçmeyen Almanya da Barzani-Abdi görüşmesi sonrası sürece dâhil oldu. 

Ankara’dan şu ana kadar Barzani-Abdi görüşmesine dair herhangi bir resmi açıklama geldi.

Buna karşın Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Erman Topçu’nun önceki gün Barzani’ye en yakın isimlerden biri olan ve Barzani-Abdi görüşmesine de katılan KDP’nin üst düzey yöneticilerinden Hoşyar Zebari ile görüştüğü bilgisi basına yansıdı. 

Kanaatimce Ferhat Abdi ile görüşme, Ankara’nın Barzani’den hiç beklemediği bir adımdı.

Daha önce KYB lideri Bafıl Talabani’nin Ferhat Abdi ile görüşmesine çok sert tepki gösteren Ankara muhtemelen yaşananları, gelişmeleri iyi ölçüp biçip ona göre adım atmayı planlıyordur.

Türkiye tarafından PKK tarafına geçmek

Ankara’nın tepkisini ve atacağı adımları muhtemelen önümüzdeki günlerde göreceğiz ancak Barzani’nin Abdi ile görüşmesinin Talabani’nin görüşmesinden çok daha ileri boyutlarda anlamlara tekabül ettiği açık. 

Zira Talabani’nin PKK ile yakınlığı zaten biliniyordu. 

Oysa Barzani bugüne kadar PKK’ya karşı Türkiye ile ortak hareket ediyordu. 

Barzani’nin attığı bu adımın Türkiye’ye karşı PKK tarafına geçmek olduğu çok açık. 

Zaten yaptıkları ve yapılan tüm açıklamalar da bunu teyit ediyor.

Peki ne oldu da Barzani böyle bir adım attı?

Kanımca ABD ve Fransızlar onu bir şeylere ikna etti. 

O “bir şeyler”in ne olduğunu ABD’nin bölge ile ilgili planlarından ve satır aralarına yansıyan açıklamalarından çıkarmak çok mümkün. 

Muhtemelen PYD ve ENKS’nin ortak hareket etmesiyle yine Suriye yönetimine “federasyon” modelini kabul ettirmeye çalışacaklar ki zaten bunu açıkladılar.

Suriye yönetiminin bunu kabul etmesi halinde Kuzey Irak’takine benzer “Rojava Federal Yönetimi” diye bir yönetim kuracaklar ve bu bölge PYD-ENKS tarafından ortak yönetilecek.

Şayet bunu yeni Suriye yönetimine kabul ettiremezlerse Kuzeydoğu Suriye’yi Kuzey Irak ile birleştirip ABD, Fransa ve İsrail ile muhtemelen İngiltere ve Almanya’nın da savunma garantörlüğünde ”bağımsız bir Kürt devleti” ilan edecekler.

Yeni süreci boşa çıkarma çabası

Ve elbette bu planların önemli bir ayağı, Abdullah Öcalan’ın önümüzdeki günlerde PKK’nın lağvedilmesine dönük atacağı adımları boşa çıkarmaya yönelik.

Yani Öcalan’ın kararlarına karşı direnemeyen PKK unsurlarını dağdan çekip Kuzey Irak ve Kuzeydoğu Suriye’de yönetim kadrolarına atayacaklar.

Böylelikle hem Suriye’de Türkiye’nin yeni Suriye yönetimi ile birlikte planladığı Suriye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü hem de yeni süreç ile birlikte PKK’nın tarihe gömülmesi planını boşa çıkaracaklar.

Hesapları ve planları bu.

Barzani’nin ABD’den çok güçlü garantiler almadan bölgedeki tüm dengeleri alt üst edecek böyle bir adım atmış olma ihtimali çok zayıf. 

Gerçi 2017’deki bağımsızlık referandumu konusunda da ABD’den bazı taahhütler alıp ondan sonra adım atmış ve sonrasında hayal kırıklığına uğramıştı.

Ama en azından bu kez muhtemelen daha güçlü garantiler almıştır diye sanıyorum.

Hatta aynı garantileri, Biden yönetiminin yanı sıra yeni Trump yönetiminden almış olma ihtimali de var. 

2017’deki hatanın Barzani’ye çok ağır bedelleri olmuştu.

Muhtemelen bu hatasının bedeli çok daha ağır olacak.

Bağımsızlık beklerken, elindeki “federasyon”u da kaybedebilir.

İzleyip göreceğiz ancak her halükarda Barzani bir şekilde attığı bu adımdan, içine girdiği karanlık ve kirli plandan çıkmayı başaramazsa veya Barzani’ye bu yönde geri adım attırılmazsa önümüzdeki dönem açısından bölgeyi çok karanlık günlerin beklediğini söylemek mümkün.