KDP lideri Mesut Barzani'nin Erbil'de PKK'nın Suriye kolu YPG'nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adlı terör oluşumunun başındaki Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi ile görüşmesi, gerek Türkiye'de devam eden PKK'nın silahsızlandırıp lağvedilmesi ile ilgili süreç gerekse de Suriye'nin geleceği ile ilgisi ve hatta ötesinde bazı muhtemelen gelişmelere etkileri nedeniyle oldukça önemli olmasına karşın kanımca Türkiye'de yeterince tartışılmadı.
Türkiye'de henüz adı konmamış yeni süreç ile ilgili hızlı adımlar atılırken ve de yeni Suriye yönetiminin de yeni sürecin Suriye ayağı konusunda Türkiye ile ortak hareket edeceğine dair güçlü mesajlar verirken Kuzey Irak'ta önemli bir gelişme yaşandı.
Dünyanın her yerinde, her siyasetçinin hayalinde farklı "siyasi hayaller"inin olması normal ve anlaşılır bir durumdur.
Adı konulmamış devam eden süreç ile ilgili olarak sürecin startını veren MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin de, süreci sahiplenip bir devlet politikası olarak yürüten hükümetin de ilk ve temel hedefinin PKK'nın silah bırakması ve lağvedilmesi olduğu başından bu yana biliniyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 1 Ekim'de TBMM'nin yaptığı konuşma ve bu konuşmanın ardından MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin DEM Partililerle tokalaşmasıyla başlayıp, yine Bahçeli'nin 22 Ekim'de yaptığı "Öcalan" çağrısıyla gündeme oturan adı konulmamış bir süreç baş döndürücü bir hızla ilerliyor.
PKK'nın Türkiye'de terör eylemi yapma kapasitesi uzun süreden bu yana sıfıra yakın.
Suriye'de HTŞ öncülüğündeki muhalif grupların İdlib'den çıkıp Halep'e doğru ilerleyişinden başlayarak 11 gün gibi kısa bir süre içinde Esad'ın kaçışı ve 61 yıllık Baas rejiminin yıkılması, sonrasında muhalefetin yönetimi ele geçirmesinin ardından MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Emevi Camii'nde namaz kılması ve devamında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın tarihi Şam ziyareti…
Tüm dünyanın gözünün çevrildiği Suriye'nin geleceği ile ilgili en doğru ve en yerinde açıklamalardan biri, ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'tan geldi.