Eğitim, bir toplumun yarınlarını biçimlendiren en kritik alandır. Ve biz biliyoruz ki, bugünün sınıflarında verilen her emek, geleceğin hayatlarına dokunan sessiz bir iyiliktir.
Geçtiğimiz aylarda kaleme aldığım "Avrupa Güvenlik Mimarisinde Türkiye'nin Kaçınılmaz Rolü" başlıklı yazımda, Avrupa'nın güvenlik stratejisinin Türkiye olmadan inşa edilemeyeceğini vurgulamıştım.
Gazze'de sağlanan geçici ateşkes, bölgedeki sessizliği barışın değil, taktiksel bir bekleyişin habercisi haline getirdi.
Türkiye, uzun süredir büyük kayıpların yaşandığı bir coğrafya. Ancak son dönemde yaşanan bazı tepkisizlikler, artık bu kayıpların toplumun ortak bilincinde yer tutmadığını, hatta kolektif belleğimizin sınırlarından taşmaya başladığını gösteriyor.
Dünya yeniden şekillenirken Avrupa, güvenlik krizlerinin ortasında kalmış durumda. Rusya ve Ukrayna savaşı, kıtanın güvenlik algısını sarsarken, Avrupa Birliği içinde bağımsız bir güvenlik mimarisi oluşturma çabaları gündemde. Ancak bu mümkün mü?
Donald Trump'ın Gazze'ye dair son çıkışı, yalnızca bölgesel siyaseti değil, uluslararası düzenin temel prensiplerini de sarsan bir girişim olarak okunmalı.
Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de meydana gelen trajik yangında, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın derin acısını paylaşıyor, yakınlarını kaybeden tüm ailelere sabır ve başsağlığı diliyorum.
Ortadoğu, uzun yıllardır ABD ve batılı güçlerin müdahaleleriyle şekilleniyor. Bu müdahaleler, bölgedeki rejimlerin zayıflamasına, ülkelerin iç savaşlara sürüklenmesine ve nihayetinde Batı'nın stratejik hedeflerine ulaşmaya çalışan bir sürecin parçaları haline geldi.