SON DAKİKA

Üniversite meselemiz

Geçen hafta üniversitelere yerleştirilen öğrenciler belli oldu. 179 öğrencimizin eksi puanlar almalarına rağmen üniversitelere yerleştirilmeleri büyük olay oldu. Bu uygulama neredeyse bütün medya organlarında ve neredeyse bütün yorumcular tarafından eleştirildi.

İşte CHP zihniyeti budur. Daha doğrusu iki CHP zihniyeti vardır. İlki 1938 yılında tedavülden kaldırılan ve 1950 senesinde Türkiye ile yeniden buluşan Atatürk CHP’sinin zihniyeti. İkincisi İnönü CHP’sinin zihniyeti. Atatürk CHP’sinde köylü milletin efendisidir. İnönü CHP’sinde vatandaşların köylü kıyafetleri ile Ulus’a, Kızılay’a, Tarlabaşı’na ve Caddeyi Kebir’e (İstiklal Caddesi) girmesi yasaktır. Atatürk’ün ilk işi Aşar vergisini kaldırmak oldu. İnönü sadece Aşar Vergisini geri getirmedi, angarya, mahsule ve çift hayvanlarına el koyma ve jandarma dayağı normalleştirildi.

Arşivleri incelerken, İnönü CHP’sinin Ulus ve Cumhuriyet gazetelerinde, her yaz, defalarca yayınlanan ‘’Halk plajlara akın edince vatandaş denize giremedi’’ başlıklı haberleri görünce şok olmuştum. Haberin fotoğrafında kimi mayolu kimi pantolonlu, şortlu kimi geleneksel kıyafetlerle denize giren Hasolar, Memolar ve onlara bakan takım elbiseli, papyonlu, kravatlı, şapkalı ve fötrlü ‘’seçkin’’ vatandaşlar.

Bu ülkenin çoğu kız olan 179 gencinin üniversiteye girmesi insanları neden rahatsız eder? CHP, CHP zihniyetinden kurtulmaya çalışırken millet olarak CHP’lileşiyormuyuz? Bu gençler ülkenin en iyi okullarına yerleştirilmemişler ki. Onlar yerleştirilmeseydi bu kontenjanlar boş kalacaktı. Bu gençlerin ve/veya sınavlarda düşük puan alan binlerce gencin yüksek öğrenim görmesinin kime ne zararı var? Aşçı, laboratuvar görevlisi, çocuk gelişim uzmanı, grafiker ve restorasyon teknikeri olacak gençler. Bu işleri lise mezunlarının yapması mı doğru yoksa yüksek eğitim görenlerin mi?

Yüksek öğrenim düşmanlığının ilk şampiyonu İlber Ortaylı. ‘’Ustalar çırak bulamıyorlar. Herkes üniversite mezunu olmamalı. Meslek liselerinden sonra iş hayatına yönelmeli gençler’’ sözleri ona ait. Ama Ortaylı ve onunla aynı görüşleri seslendiren yorumcular, akademisyenler ve iş adamları söz konusu kendi çocukları, yeğenleri ve torunları olunca en iyi üniversiteleri istiyorlar. En iyi okulları kazanamayan yakınlarını yurtdışına gönderiyorlar. Siz hiç çocuklarını meslek lisesine gönderen bir tane ama bir tane seçkin vatandaş gördünüz mü? Meslek liseleri ve sanayi siteleri Hasoların, Memoların ağzı çorba kokanların çocukları için. Ortaylı ve aveneleri onlara akıl veriyor. Atalarımız boşuna dememişler ‘’Ele verir talkını, kendi yutar salkımı’’ diye. 

Oysa 1980’li 90’lı yıllarda meslek liselerinin eğitim kalitesi iyiydi. Ortaylı’nın savunduğu, kalemşörlüğünü yaptığı 28 Şubat sürecinde, imam hatip mezunlarının üniversiteye girmesini engellemek için getirilen sistem nedeniyle çöktü meslek liseleri. Meslek lisesi mezunlarının üniversiteye girmeleri imkansız derecesinde zorlaştırıldı. Bunun sonucunda merkez liseleri boşaldı. Eğitim kalitesi düştü. Ortaylı ağzını açtı mı? Tek laf etti mi? Elbette hayır.

Dünyanın genelinde üniversiteye giriş sınavları hangi okulda kim eğitim görecek, bunu belirlemek için yapılır. Sınava her giren bir okula yerleştirilir. Kimse açıkta kalmaz. Mesela sadece 33 yıldır bağımsız olan Türk cumhuriyetlerinde bile durum budur. Zaten sosyal devlet bunu gerektirir. Öğrenciler aldıkları puanlara göre okullara yerleştirilirler ki adalet sağlansın. Sadece, Türkiye’nin de dahil olduğu az sayıda ülkede, çok fazla genç olduğundan, her başvuran üniversiteye yerleştirilemiyor. Aslında anormal olan çözülmesi gereken sorun bu. Anormal olan 11 yıl eğitim alan gençlerin eksi puan almaları. Üniversiteye yerleştirilmeleri değil.

Türk eğitim sisteminin çok sayıda ve hepsi birbirinden büyük sorunları olduğu bir hakikat. Üniversitelerimiz işsiz yetiştiriyor, iş verenler ihtiyaçlarına uygun iş gücü bulamıyor çünkü iyi planlama yapamıyoruz. Meslek liselerimiz çok yetersiz. Meslek liselerinin hem niteliklerini yükseltmeliyiz hem de her alanda spesifik meslek liseleri açmalıyız. Savunma Sanayi, Turizm, Tarım, Ticaret, İnşaat, Lojistik, Teknik, Tekstil, Otomotiv ve Yabancı Dil Meslek Liseleri önceliğimiz olmalı. Meslek lisesi mezunlarına kendi bölümlerini tercih ettiklerinde üniversite giriş sınavında ek puan vermeliyiz.

Ama üniversiteye gitmek isteyen her öğrenciye bu fırsatı tanımalıyız. Haddi zatında sosyal devlette, Türk töresi de İslam’da bunu gerektirir. ‘’Açları doyuran, çıplakları giydiren’’ devlet, ‘’İlim Çin’de dahi olsa alınız’’ ‘’Bana bir harf öğretenin kölesi olurum’’ diyen din, gençlere yüksek öğrenimi çok görür mü? Üniversite insanların hayata bakışını değiştirir. Gençleri sosyalleştirir. Ufkunu açar. Olgunlaştırır.

Ayrıca üniversite mezunu olmak teknik eleman olmaya ve ustalık yapmaya mani değil ki. Bilakis yükseköğrenim almış teknik personeller daha bilgili ve bilinçli olurlar. Almanya, Kore ve Japonya’nın eğitim sistemlerini ve sanayilerini incelediğinizde üniversite mezunu teknik elemanların önce işçi olarak çalıştıklarını ve en basit işleri yaptıklarını, zamanla yükseldiklerini görürsünüz.