Türkistan ABD anlaşmaları
Türkistan cumhuriyetlerinin liderleri geçen hafta Beyaz Saray'da üst düzey protokolle karşılandılar. Toplam tutarı 100 milyar doları aşan çok önemli anlaşmalar imzaladılar. Eğer imzalanan anlaşmalar gerçekleşirse, bu seyahat Türk tarihine dönüm noktası olarak geçecek.
Türkistan liderleri Çin, Rusya, Almanya ve ABD başkanlarıyla, AB konsey ve komisyon başkanlarıyla hep birlikte görüşüyorlar. Böylece ‘’Bizim aramızda sorun yok. İlişkilerimiz birlikte hareket edecek kadar iyi. Birbirimizden gizlimiz saklımız yok’’ mesajı veriyorlar. C5+1 şeklinde formüle edilen bu tarz, muhataplara ve bölgeyle ilgilenenlere Türkistan’da istikrar olduğunu gösteriyor. Türkistan’da yatırım yapılabileceği kanaati pekişiyor.
Dünyada, o bölgede kurulmuş devletlerin başkanlarının birlikte hareket ettiği bir başka coğrafya yok. Tarihte de olmamış. Balkan, Kafkas, Kuzey Afrika, Arap Yarımadası veya Çin Hindi devletlerinin başkanlarının ABD veya Çin başkanıyla birlikte görüştüklerini duysak inanmayız. Balkan devletleri hep birbirleriyle savaşmışlar. Hala aralarında savaşlara sebep olabilecek bir sürü sorun var.
Karabağ 33 yıl Ermeni işgalinde kaldı. Daha üç yıl önce kurtarıldı. 60-70 yıldır bağımsız olan Kuzey Afrika devletleri bu sürede defalarca savaştılar. Cezayir, Moritanya ve Fas Batı Sahra’da altmış yıldır çatışma halindeler. Libya iki kez Çad’a bir kere Mısır’a saldırdı. Güney Amerika, Orta Amerika, Arap Yarımadası, Büyük Suriye ve Hint kıtası benzer durumda. Liderlerin birlikteliği Türkistan’ı diğer coğrafyalardan farklılaştırıyor.
‘’Dünyada ABD’nin en zayıf olduğu, bir türlü nüfus edemediği yer neresidir?’’ sorusuna hiç düşünmeden Orta Asya derim. Aynı durum AB içinde geçerli. ‘’Dünya’da Rusya’nın en güçlü olduğu yer neresidir?’’ sorusuna yine hiç düşünmeden Orta Asya derim. Rusya Baltıkları, Balkanları, Doğu Avrupa’yı ve Ortadoğu’yu neredeyse tamamen yitirdi. Kafkasya ve Karadeniz’de güç kaybetti. Ama Orta Asya’da hala çok güçlü. Çin’in en güçlü olduğu bölgeler listesinin de başlarında Orta Asya var.
ABD Afganistan’ı işgal ettiği dönemde Orta Asya’ya askeri olarak girdi. Özbekistan ve Kırgızistan’da askeri üsler açtı. Almatı Havalimanını kullanma hakkını aldı. Ama çok kısa süre sonra üsleri boşaltarak Türkistan’ı terk etmek zorunda kaldı. ABD, bu sefer bahse konu anlaşmalarla, Türkistan’a ekonomik olarak girecek ki bu yöntem çok daha akıllıca.
Kazakistan’la imzalanan anlaşmaların üçü diğerlerinden daha önemli. Bu anlaşmalardan biriyle ABD zengin NTE yataklarının işletim hakkını aldı. Diğeriyle uranyum satın alıyor. Dünya uranyum üretiminin %40’ını tek başına yapan Kazakistan’ın en büyük müşterileri Rusya ve Çin. Artık ABD’de büyük müşteri olacak. Üçüncü anlaşma, zengin tungsten yataklarının Amerikalıların (%70) ve Kazakların (%30) ortak olduğu bir şirket tarafından işletilmesiyle ilgili. NTE’ de teknoloji transferi yok, tungstende var. Ama tungsten çıkarma ve işleme teknolojisine çok sayıda ülke sahip.
NTE anlaşması diğer Türkistan devletleri içinde önemli. Zira bu devletlerinde topraklarında NTE yatakları var. ABD bu yataklardaki NTE hacmini tespit edecek. Buralara yatırım yapmaya karar verilirse Kazakistan’la yapılan anlaşma emsal olacak.
ABD ile diğer Türkistan devletleri arasında yapılan anlaşmalar ikisi dışında iyi niyet anlaşması niteliğinde. Bağlayıcı değiller. Bu anlaşmalardan biriyle ABD Kazakistan, Özbekistan ve Tacikistan’a 37 adet Boeing sattı. Diğeriyle Türkistan devletleri başta tekstil olmak üzere bazı sektörlerde ABD’ye gümrüksüz ve kotasız mal satma hakkı elde ettiler. ABD bu hakkı sadece İsrail, Mısır ve Ürdün gibi müttefik kabul ettiği ülkelere tanıyor. ABD’li şirketler Özbek şirketleriyle altın, Türkmen şirketleriyle doğalgaz ve Tacik-Kırgız şirketleriyle su konusunda iş birliği yapacaklar. Projeler geliştirecekler.
Bu anlaşmalar sayesinde ABD Türkistan’a güçlü bir giriş yapacak. Çin’i batıdan, Rusya’yı güneyden kuşatacak. Rusya ambargoyu deldiği güzergahlardan birini kaybedecek. ABD’nin kendisini denizden kuşatma ihtimaline karşı Bir Kuşak Bir Yol Projesini geliştiren Çin, artık eskisi kadar güvende olmayacak. Zira Kuşak Yolun bütün koridorları ABD’nin yerleşeceği Türkistan’dan geçiyor. Zangezur koridorunun ve Hazar denizinde taşımacılığın Amerika için önemi daha da artacak ki bu Türk dünyası için güzel haber.
ABD, uranyum alarak rakiplerinin nükleer enerji maliyetlerini arttırırken kendi maliyetlerini düşürecek. Kontrol ettiği NTE stoklarını artıracak ki ABD hızlı davranmasaydı bu sahaları Çin’de alabilirdi. Türkistan ülkeleri büyük pamuk üreticileri. Ürettikleri pamuğun %90’dan fazlasını ham olarak Çin’e satıyorlar. Eğer tanınan haklar sayesinde Türkistan’da tekstil sektörü gelişirse, Çin ucuz pamuk alamayacağından tekstilde bugünkü kadar rekabetçi olamaz.
Önce İngiltere Türkistan devletleriyle stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Sonra AB. Şimdi ABD. İngiltere’nin planları tıkır tıkır işliyor. Moskova’nın, Ukrayna savaşını sürdürmekte diretmesinin Rusya’ya olan maliyeti her geçen gün biraz daha artıyor.