SON DAKİKA

Tekstil ve hazır giyimde tehlike çanları

Türkiye'de enflasyonla mücadele kapsamında uygulanan sıkı para politikaları ve yüksek faiz oranları, üretim yapan sektörleri ciddi şekilde zorluyor.

Bu baskının en net hissedildiği alanlardan biri de kuşkusuz tekstil ve hazır giyim. Eskiden Türkiye’nin üretim ve ihracat lokomotiflerinden biri olarak görülen bu iki sektör artık ciddi bir darboğazın içinde. Son iki yılda ihracat performansı geriledi, istihdam düştü ve şimdi de bankalara olan borçlar alarm vermeye başladı.

Borçlar katlanıyor, batık krediler rekor kırıyor

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) verileri, tabloyu oldukça açık şekilde ortaya koyuyor: 2024 Nisan ayında tekstil ve tekstil ürünleri sanayisinin bankalardan kullandığı toplam kredi miktarı 419 milyar TL iken, bu rakam 2025 Nisan’ında %43’lük bir artışla 601 milyar TL’yi geçti. Ancak işin daha endişe verici kısmı, bu kredilerin ne kadarının artık geri ödenemiyor oluşu.

Takibe düşen kredi yani “batık kredi” miktarı bir yılda %70’e yakın artarak 7.9 milyar TL’den 13.4 milyar TL’ye fırladı. Sadece yılın ilk dört ayında batık kredi artışı 1.6 milyar TL oldu. Bu veriler, tekstil sektörünü imalat sanayi içinde en fazla batık krediye sahip alan haline getirmiş durumda.

Özetle: Borçlar artıyor ama ödemeler tıkanıyor. Bu durum hem firmaları, hem de bankacılık sistemini tehdit eder hale geldi.

Büyükler de zorda: Sanayi devlerinin borçları hızla artıyor

İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayımladığı “İSO 500” araştırması da aynı tabloyu doğruluyor. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içinde yer alan tekstil firmalarının 2023’te 121 milyar TL olan mali borçları, 2024’te %41 artışla 171 milyar TL’ye çıktı.

Aynı şekilde hazır giyim firmalarının borcu da %43 artışla 7.8 milyar TL’den 11.2 milyar TL’ye ulaştı.

Bu da demek oluyor ki; sadece küçük işletmeler değil, büyük sanayi şirketleri de maliyet yükü altında eziliyor. Sermaye yapısı güçlü gibi görünen dev firmalar bile borçla ayakta kalmaya çalışıyor.

İstihdam düşüyor, ihracat kan kaybediyor

Üretim zayıfladıkça, bunun istihdam üzerindeki etkisi de hemen hissediliyor. 2024 Temmuz ayında tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde toplam 1 milyon 9 bin kişi çalışıyorken, bu sayı Mart 2025 itibarıyla 924 bine kadar düştü.

Bugün 374 bin kişi tekstil alanında, 550 bin kişi ise konfeksiyon (hazır giyim) tarafında istihdam ediliyor. Yani yaklaşık 85 bin kişi bu sektörlerde işini kaybetmiş durumda.

İhracat tarafı da istihdam kadar sıkıntılı:

2024 yılının ilk beş ayında ihracat %3.4 geriledi.

Aynı dönemde toplam ihracat geliri 10.9 milyar dolar oldu.

Yıl genelinde hazır giyim ihracatı 17.9 milyar dolar, tekstil ihracatı ise 9.4 milyar dolarda kaldı.

Yani hem dış talep daralmış durumda hem de şirketlerin rekabet gücü zayıflamış.

Bu sektörler yalnızca ekonomik değil, sosyal açıdan da stratejik

Tekstil ve hazır giyim, Türkiye’de sadece ihracat getirisi olan sektörler değil; aynı zamanda yüz binlerce kişiye istihdam sağlayan ve Anadolu’da birçok şehrin ekonomisini ayakta tutan hayati alanlar.

Batık kredi oranlarının bu kadar hızlı yükselmesi, sadece firmaların borç ödeyememesini değil, sistemin genel bir çöküş sinyali verdiğini gösteriyor. İhracat geriliyor, üretim düşüyor, istihdam azalıyor... Bu tablo, “mali yapıdaki bozulmanın” çok ötesinde, yapısal bir krize işaret ediyor.

Sektörlerin toparlanabilmesi için yüksek faiz ve düşük iç talep ikileminden çıkacak bir yol haritası gerekiyor. Aksi halde, bankacılık sistemi de dahil olmak üzere, bu daralmanın etkileri çok daha geniş alanlara yayılabilir.

Kısacası: Tekstil ve hazır giyimde alarm zilleri çalıyor ve bu yalnızca bir sektörün değil, tüm ekonominin uyanması gereken bir işaret.