Kokuşuyor, topraklar kan kokuşuyor,
Mazlumun gözyaşıyla çile dert ekiyor,
İnsanlar! İnsanlar mahzun, hep ağlıyor,
Zulmün kıskacında ,biçare mazlumlar inliyor.
Ağlayan gözler doldurdu şu fani dünyayı,
Zulüm işkence peş peşe sardı etrafı,
Yeni dünya potasında eritiyorlar insanlığı,
Dilde yalan, gönülde şüphe sardı alemleri
09.02.1993, Şakir Akça
Bu mısraları yazdığım tarihte, Balkanlar'da 1995 yılında Srebrenitsa'da, insanlığın
gözleri önünde tüm dünyanın tanıklık ettiği katliamlara Birleşmiş Milletler çözüm üretmek
yerine çözümsüzlük üreterek binlerce masum canın yaşam hakkını yok sayıyordu.
İkinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkan büyük devletlerin liderliğinde oluşturulan
Birleşmiş Milletler (BM), uluslararası barışı korumak amacıyla kurulmuştur.
Güçleri yalnızca paraya dayalı olan, vicdanları silah tüccarlarının cüzdanlarına
sıkışmış, dünya liderliğine soyunan insanlıktan nasibini almayan devlet yöneticileri, kendi
halklarının vicdanlarının sesine kulak vermeden kör, sağır ve dilsiz maymunu oynayarak
insanlığın vicdanlarında mahkum olmuşlardır.
Acıları yüreğimizde harmanlanırken, Bosnalı kardeşlerimizin hatıralarıyla kendimizi
avuturken, 29 yıl geçtikten sonra 2024 yılında aynı acıların, aynı senaryoların Filistin
topraklarında tüm insanlığın gözleri önünde acımasız vahşet ve katliamlarla çocuk, kadın,
yaşlı demeden, suçu sadece Filistin topraklarında doğmak olan bebekler sıra sıra kefenlenmiş
annelerinin gözyaşları içinde tüm dünyanın gözleri önünde sergileniyor.
İsrail’in Gazze'ye saldırılarında 8 ayın bilançosu yıkım, kıtlık ve katliam oldu.
İngiltere'de yayınlanan en eski tıp dergilerinden The Lancet'te yayınlanan makaleye göre,
İsrail'in Gazze saldırılarında doğrudan ve dolaylı hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 186
binden fazla olabilir.
Uluslararası Adalet Divanı (UAD) İsrail'i suçlu bulmasına rağmen ateşkes
sağlanamaması, katliamların göz göre göre devam etmesi insanlığın vicdanlarında bu
adaletsizliğin hiçbir zaman kapanmayacağını gösteriyor. Tarihler, mekanlar farklı olsa da
senaryolar hep aynı. Sosyal medya platformlarında, canlı televizyon haberlerinde izlediğimiz
katliam kareleri hem tarih hem de vicdanlar tarafından kaydediliyor. Yalanların gölgesinde
gerçekler hiçbir zaman saklanamaz. Zalim zulmünü, mazlum çilesini dolduruyor.