SON DAKİKA

Sonsuz Kaydırma Sendromu

Teknoloji bağımlılığının yeni yüzünün sonsuz kaydırma sendromu oldu Son yıllarda hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline gelen sosyal medya, artık yalnızca bir iletişim aracı olmaktan çıkarak psikolojik bağımlılığa dönüşüyor.

Özellikle TikTok, Instagram Reels ve YouTube Shorts gibi platformlarda "sonsuz kaydırma" (infinite scroll) özelliği, kullanıcıların dakikalar değil, saatler boyunca ekran başında kalmasına neden oluyor. Bu fenomen, "Sonsuz Kaydırma Sendromu" olarak adlandırılıyor ve her geçen gün daha büyük bir sorun hâline geliyor.

Sonsuz kaydırma nedir?

Sonsuz kaydırma, kullanıcıların sayfayı aşağı kaydırdıkça sürekli olarak yeni içeriklerin yüklendiği bir teknoloji. Bu özellik, kullanıcının içerik tüketimini durdurmasını engelleyerek platformlarda geçirilen süreyi maksimuma çıkarıyor. İlk bakışta zararsız görünen bu teknoloji, zaman içinde ciddi bağımlılık sorunlarına neden olabiliyor.

Beynimiz nasıl etkileniyor?

Sonsuz kaydırma özelliği, beynin dopamin sistemini harekete geçiriyor. Yeni içerikler gördükçe küçük dopamin ödülleri alan kullanıcılar, bilinçsizce tekrar tekrar kaydırmaya devam ediyor. Zamanla dopamin toleransı gelişiyor ve kullanıcılar aynı hazza ulaşabilmek için daha fazla içerik tüketiyor. Bu durum, dikkat dağınıklığı, motivasyon eksikliği ve sosyal ilişkilerde bozulma gibi birçok psikolojik sorunu tetikliyor.

Kısa içeriklerin gizli tehlikesi

TikTok ve Instagram Reels gibi platformlar, 15-60 saniye arasında değişen kısa videolarla kullanıcıları cezbediyor. Bu kısa içerikler, anlık tatmin sağlarken kullanıcıların derin düşünme ve uzun süre odaklanma becerilerini ciddi şekilde zayıflatıyor. "Fast-food içerik tüketimi" olarak da tanımlanabilecek bu durum, gençlerin ve hatta yetişkinlerin bile uzun süreli dikkat gerektiren işlerden uzaklaşmasına neden oluyor.

Toplum üzerindeki etkileri

Sonsuz kaydırma sendromunun en önemli sonuçlarından biri sosyal izolasyon. Kullanıcılar sanal dünyanın renkli ancak yüzeysel içeriklerine gömülerek gerçek dünyadan kopuyorlar. Özellikle gençler arasında gerçek ilişkilerin yerini sanal etkileşimler alıyor. Bu durum empati yeteneğinde azalma ve depresyon gibi ciddi sonuçları beraberinde getiriyor.

Sonsuz kaydırmayı kontrol etmenin yolları var!

Teknolojiyi hayatımızdan tamamen çıkarmak mümkün değilse de onu daha bilinçli kullanmak mümkün. İşte sonsuz kaydırma sendromunu kontrol etmek için bazı öneriler:

Zaman Sınırları Koymak en önemli başlangıç olacaktır. Sosyal medya uygulamalarına zaman sınırları koyarak kullanımınızı sınırlandırabileceğinizi unutmayın. 

Ev de aileniz ile zaman geçiyorsunuz bildirimleri kapatmanın ne zararı olabilir sizin için! Bildirimleri kapatmak, sürekli uyarılara tepki verme refleksini azaltıyor. 

Dijital detoks yapmayı kafanıza koyun ve uygulayın günün belirli saatlerinde telefonunuzu tamamen bir kenara koyarak gerçek dünyaya odaklanın.

Alternatif aktiviteler belirleyebilirsiniz. Sosyal medyaya yöneldiğiniz anlarda alternatif aktivitelerle kendinizi oyalayın örneğin kitap okuyun, yürüyüşe çıkın veya hobilerinize zaman ayırın.

Sosyal medya hayatımızın bir parçası olmaya devam edebilir. Ancak kullanıcı olarak bizim de bilinçli olmamız, teknolojinin bizi değil bizim teknolojiyi yönetmemiz gerektiğini hiçbir zaman unutmayın.

Sonsuz kaydırma sendromuna karşı uyanık olmak hem zihinsel sağlığımızı korumak hem de daha anlamlı ve üretken bir yaşam sürmek için büyük önem taşıyor.

Güzel bir pazar günü diliyorum.