SON DAKİKA
sabancı holding mobil alt

Sanatçıların vergi labirentinde kaybolan gelirleri

Murat Ingin 27 Eki 2024

Küreselleşen dünyada müzik endüstrisi, dijitalleşmenin ve sınır ötesi dağıtım kanallarının yaygınlaşmasıyla hızla gelişmeye devam ediyor. Ancak, müzisyenlerin gelir akışlarını ve kazançlarını sürdürülebilir kılmak giderek zorlaşıyor.

Bunun başlıca sebeplerinden biri, farklı ülkelerde uygulanan çeşitli vergilendirme politikaları ve bu politikalara uyum sağlama zorunluluğunun getirdiği ekonomik yüklerdir. Küresel müzik pazarında gelir çeşitliliği ve dijital hak yönetimi gibi konular her ne kadar ilerlemiş olsa da, vergilendirme sorunları sanatçıların gelirlerini doğrudan etkileyerek, ekonomik açıdan daha zorlu bir rekabet ortamı yaratıyor.

Müzik endüstrisinde küresel vergilendirme konusu, ülkelerin kültürel ve ekonomik yaklaşımlarına göre şekilleniyor. Örneğin, ABD ve İngiltere gibi ülkelerde müzik endüstrisi gelişmiş bir altyapıya ve vergi teşviklerine sahipken; Türkiye, Brezilya veya Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerde vergilendirme sistemleri hem karmaşık hem de sanatçılar için maliyetli olabiliyor. ABD'de sanatçılar, federal ve eyalet düzeyinde vergilere tabi olup, gelirlerini bireysel olarak beyan etmek zorunda kalıyorlar. Öte yandan, Avrupa ülkelerinde sanatçı vergilendirmesi belirli oranlarda standart hale getirilmiş ve sanatçıların gelirlerini korumak adına çeşitli vergisel teşvikler sunulmaktadır. Türkiye gibi ülkelerde ise müzisyenlerin vergi yükümlülükleri gelir düzeyine göre değişmekle birlikte, bağımsız sanatçılar çoğu zaman vergi oranlarının yüksekliğinden dolayı zorlanmaktadır. Türkiye'de müzik sektörüne doğrudan sağlanan vergi muafiyetleri veya teşvikler sınırlıdır ve bağımsız sanatçılar kayıt dışı çalışmaya yönelmek durumunda kalabilir. Bu durum, sanatçıların resmi gelire sahip olmasını zorlaştırırken aynı zamanda vergiye uyum maliyetini de artırmaktadır.

Dijitalleşme ile birlikte, müzisyenlerin gelirlerinin büyük bir kısmı çevrim içi platformlar ve dijital müzik servislerinden sağlanıyor. Ancak, dijital gelirlerin vergilendirilmesi de oldukça karmaşıktır. Spotify, Apple Music veya YouTube gibi platformlarda kazanılan gelirler, sanatçının yaşadığı ülkenin vergi yasalarına göre değişiklik gösterebiliyor. Bazı ülkeler bu gelirleri sermaye geliri olarak değerlendirirken, bazıları emek geliri olarak ele almakta. Bu durum sanatçıların vergi beyannamelerinde karışıklığa yol açmakta ve müzisyenlerin dijital gelirlerini doğru şekilde beyan etmeleri için muhasebe hizmetlerine başvurma zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, dijital gelirlerin vergilendirilmesi, müzisyenler için ekstra bir maliyet ve karmaşa yaratmaktadır.

Sanatçıların farklı ülkelerdeki vergilendirme yükümlülüklerini yerine getirmekte zorlanmaları, vergi kaçırma ve kayıt dışılığa yönelimi artıran bir faktördür. Özellikle bağımsız müzisyenler veya küçük çaplı sanatçılar, yüksek vergi oranları nedeniyle kayıt dışı çalışmayı tercih edebiliyor. Bu durum, sanatçıların sosyal güvenlik ve emeklilik haklarından da yoksun kalmasına neden oluyor. Oysa ki müzik endüstrisindeki sanatçılar, ekonomik güvenceye en çok ihtiyaç duyan kesimlerden biridir. Kayıt dışılık, hem sanatçılar için uzun vadeli maddi güvencesizlik oluşturmakta hem de ülkelerin vergi gelirlerinden mahrum kalmalarına sebep olmaktadır.

Müzik endüstrisinde küresel vergilendirme konusu, ülkelerin ekonomik ve kültürel altyapıları arasında dengeli bir politika geliştirmeyi gerektiriyor. Bazı ülkeler, sanatçılara özel vergi indirimi sağlayarak veya dijital gelirleri belirli oranlarda muaf tutarak müzisyenleri desteklemeye çalışıyor. Avrupa Birliği’nin bazı ülkelerinde dijital müzik gelirlerine yönelik düşük vergi oranları ve vergi teşvikleri uygulanmakta olup, bu uygulama sanatçıların gelirlerini korumalarına yardımcı olmaktadır. Ayrıca, uluslararası organizasyonlar ve sektör dernekleri, müzik endüstrisinde küresel bir vergi standardı oluşturulması için çalışmalar yürütmektedir. Bu standardizasyon, dijital gelirlerin ve sınır ötesi faaliyetlerin daha sağlıklı bir vergi sistemine uyum sağlamasını hedeflemektedir. Ancak, ülkelerin vergi yasaları ve mali politikaları üzerindeki farklılıklar nedeniyle bu konuda ilerleme kaydetmek kolay olmamaktadır.

Müzik endüstrisinde küresel vergilendirme, sanatçılar için önemli bir ekonomik zorluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijitalleşmenin ve küreselleşmenin getirdiği fırsatlar kadar vergilendirme sorunları da sanatçıların gelir sürdürülebilirliğini doğrudan etkilemektedir. Ülkelerin, sanatçılara özel vergisel teşvikler sağlaması ve dijital gelirlerin doğru bir şekilde vergilendirilmesi, müzik endüstrisinin daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayacaktır.