Oscar'da dağ fare doğurdu
Günlerdir Oscar rüzgarı esiyor. Art arda Oscar adayı filmleri gösterime giriyor.
Bu yıl en iyi film kategorsinde gerçekten çok iddialı filmler vardı. Benim gözdelerim “Conclave”, “The Brutalist”, A Copmlete Unknown”, “The Subtance” filmleriydi. En iyi film kategorisindeki onluk listenin en zayıf halkası “Anora” filmiydi. Oscar’ı da bu pembe dizi kıvamındaki filme verdiler. Gerçekten çok şaşkınım.
Sen neymişsin Anora
Bu filme bir de ödül üstüne ödül yağdırdılar. Neymiş efendim bağımsız filmmiş. Diğerleri büyük prodüksiyonlu stüdyo filmleriymiş. Pardon, diğer filmler stüdyo filmi olduğu için mi Oscar verilmemesiyle cezalandırılıyor? O büyük stüdyo filmleri olmasaydı acaba kaç tane sinema salonu açıkta kalırdı. Birisi cevap versin lütfen, çok merak ediyorum. Dünyada zaten Cannes, Berlin, Venedik gibi uluslararası festivaller bağımsızların gözdesi. Oscar’ın kimlik değiştirip de aynı yola girmesine ne gerek var.
Renkli Oscar
Düne kadar Oscar çok beyaz diye jüri için ağır eleştiriler vardı. Ölen jüri üyelerinin yerine birçok yeni etnik kökenli sanatçı alındı. Buna asla karşı değilim tabii ki, ama bir dönem Latinler bir dönem Uzak doğulular hiç olmayacak filmlerle ödüle boğuldular. Şimdi Oscar renklendi de ne oldu diye sorarlar adama. Evet renklendi de n’oldu? Son döneme dair hangi filmi hatırlıyorsunuz?
Çoluk çocuk Oscarı
Bu yılki Oscar listelerinde “Maria” ve “Baby Girl”,”The Next Room” filmleri görmezden gelindi. Bu üç filmin her birinde Oscarlı dünya starları oynuyordu. Adaylar açıklandı, en iyi kadın kategorisinde Demi Moore’dan başka star yok. O listede Angelina Jolie, Nicole Kidman, Tilda Swinson ve Julianne Moore olmalıydı. En iyi kadın oyuncu kategorisinde sonuç ise inanılır gibi değil. Fernando Torres, Demi Moore gibi iki büyük oyuncu varken ödül Anora’nın gazıyla Mikey Madison’a gitti. Bu küçük hanımın nasıl bir sinema kariyeri var acaba? Olsa olsa umut vadeden ödülü alabilir. En iyi kadın oyuncu Oscar’ını vermek de ne oluyor. Emin olun ki, Oscar’ın laneti üzerinde olacaktır.
Lobiler sağ olsun
Evet! Bu yılki Oscarlar’da gerçek anlamda bir cümlesi olan “Conclave” ,“The Subtance” ve bir trans bireyin başrol oynadığı “Emelia Perez” filmi vardı. Her birinin gerçek anlamda bir meselesi vardı. Conclave’in finali mesela... Bence Katolik dünyası için bir devrimdi. Vatikan’ın bu filmi aforoz etmemesine şaşırdığımı da söylemeliyim. Bir de başrol oyuncusu Ralph Fiennes var ki, olağanüstü bir oyunuyla tüm ödülleri hak etmişt.. Maalesef (lobiler sayesinde) en iyi erkek oyuncu ödülü Adriean Brody’e gitti. Pardon ama Adriean Brody benzer bir karakterle (Piyanist filmi) yirmi yıl öncede aynı ödüşü almıştı. Sanki kaldığı yerden oyununa devam ediyor gibiydi.
En iyi yabancı film Oscar’ını “I’m Still Here “, belgeselde “ No Other Land”, animasyonda ise “Flow”un alması bu yılki Oscar’ın yüz akları. En iyi ödül konuşmasını da “No Other Land” filmin ortak yapımcıları yaptı diyebilirim. İki yapımcı da (İsrail & Filistin) Ortadağu’da “barış” çağrısı yaptı.
En zayıf Oscar
Bu yılki Oscar töreni sıradan, zayıf ambiyansla saman alevi gibi gelip geçti. Sunucu Conan O’brian vasat esprileriyle geceye heyecan katamadı. James Bond temalı gösteriden ödül vermeye çıkan Darly Hannah’a sanki bit pazarına nur yağmış gibiydi. İnanın bizim Altın Kelebek ödül töreni bile bundan bin kat daha iyiydi. Böyle giderse Oscar’ın itibarı iki paralık olacak. Oscar bir an önce özüne geri dönmeli.