Misafirlerimiz neler yaparsak Suriye'ye dönerler?
Ülkemizde ne kadar Suriyeli olduğu konusunda ihtilaf var. Aslında bu çok normal. Zira devletin verdiği üç milyon rakamı, Türkiye'den ''geçici koruma statüsü'' alanları gösteriyor.
Bu statü Esad’ın kimyasal gazlarından ve varil bombalarından kaçarak ülkemize sığınanlar için geçerli. Sınırlarımızı kaçak geçen ya da iç savaş bittikten sonra gelen Suriyeliler bu rakama dahil değil. Yerli ve yabancı kuruluşların tahminleri değişmekle birlikte toplam sayının beş milyon civarında olduğu söylenebilir.
Geçici Koruma Statüsündeki sığınmacıların dönmesi diğerlerinden daha zordur. Zira kanunlarla tanınmış ve BM tarafından güvenceye alınmış hakları var. Diğer sığınmacıların hiçbir hakları olmadığından eğer iyi bir işleri yoksa, eğitim almıyorlarsa dönmeleri daha kolaydır. Tabii bunların dönüşleri aynı gelişleri gibi resmi rakamlara yansımaz. İki devlet ceza kesmekten ve belge sormaktan vaz geçip, bu vaziyetteki göçmenlerin geri dönüşünü kolaylaştıracak tedbirler alırlarsa statü sahibi olmayan sığınmacılardan dönüş yapanlar artar.
İçişleri Bakanımızın açıklamasına göre, günlük ortalama 300 olan dönüş yapan geçici koruma statüsündeki sığınmacı sayısı, rejim yıkıldıktan sonra, 1600’e çıkmış. Bu artış, rejim değişeli sadece bir hafta olduğundan geri dönüşlerin yoğun olacağını gösteriyor. Suriye’de iç savaş yaşanmazsa, her geçen gün giden Suriyelilerin sayısı artacaktır. Asıl önemli artışlar havaların ısınması, okulların kapanması ve geçici koruma statüsünün iptal edilmesiyle olur. Türkiye, Suriye BM’nin belirlediği normlara geldiğinde, geçici koruma statüsünü iptal eder ki bunun anlamı bu statüdeki sığınmacılara yapılan yardımların durması ve tanınan hakların iptal edilmesidir.
Sığınmacıların gitmesini hızlandırmak için Suriye’ye uygulanan yaptırımların en kısa sürede kaldırılması maksadıyla yoğun lobi faaliyeti yapılmalıdır. Yaptırımlar kalkmadan Suriye’ye para gelmeyeceğinden ekonomi canlanmaz. Oysa yaptırımlar kalktığında ekonomi çok kısa sürede hareketlenir. Özellikle inşaat sektörü pik yapacağından istihdam artar ki bunun sonucu geri dönenlerin sayısının da artmasıdır.
Milli Eğitim Bakanlıkları sınıflar arasında denklik anlaşması yapmalıdır. Böylece çocuklar sene kaybedecek diye geri dönüşünü erteleyenler veya gitmekten vazgeçenler olmaz. Denklik konusu üniversite öğrencileri için daha da önemlidir. Zira denklik olmadığında diploma işe yaramaz. Yani öğrenci Suriye’ye de mesleğini icra edemez. Dolayısıyla denklik sorunu halledilmezse ülkemizde üniversite bitiren Suriyelilerle, üniversite öğrencilerinin ekseriyeti vatanlarına dönmez. Üniversitelerin birbirleriyle denklik anlaşmaları yapmaları yıllar sürer. Ayrıca üniversitelerimiz denklik vermeyi istemeyeceklerdir. Sorun iki ülkede çıkarılacak iki kanunla çözülmelidir. Kanunlarda zaman sınırı olmalıdır ki geri dönüşler yoğun olsun, uzun süreye yayılmasın. Mesela dönenlere sadece 2025’te dönmeleriyle kaydıyla denklik sağlanırsa gitmeyi düşünenler 2025’te giderler.
Göçmenlerin yarım milyon kadarı PYD’ nin kontrol ettiği bölgeden geldiğinden, YPG-PYD sorunun halledilmesi bu sorunun çözülmesi açısından da çok önemli. Bu insanlar PYD işgali bitmeden geri dönmezler. Enerji sahalarının büyük çoğunluğu PYD’ nin bölgesinde. İç savaştan önce günde 600 000 varil petrol üretiliyordu. Yeni bulunanlarla birlikte bu rakam 1,5 milyona çıkacaktı. Şu an üretim 40 000 varil seviyesinde. Doğalgaz üretiminde de tablo aynı. Petrol ve gaz üretiminin hızlı arttırılması da dönüşleri tetikler.
Halep’in iki semtinde 500 000 civarında işgalci PKK sempatizanı yaşıyor. Bunlar iç savaş sırasında kaçan insanların evlerine yerleşmişler. Bu evlerin gerçek sahiplerinin ne kadarı Türkiye’ye ne kadarı İdlib’e veya başka bir yere gitti bilinmiyor. Ama muhtemelen önemli bir kısmı Türkiye’dedir. HTŞ güçlerinin henüz girmediği bu semtler PYD’nin kontrolünde. Bu durum devam ederse evlerin sahipleri Halep’e dönmez.
İç savaştan sonra gayret gösterilmesine rağmen Suriye tarımsal hasılayı eski seviyesine getiremedi. Zira tarlaların çoğu boş. Suriye’deki bir köyden Türkiye’deki bir metropole gelen bir sığınmacının geri dönmesi, kentten kente gelene ve köyden köy veya kasabaya gelene göre daha zordur. Bu sorunu aşmak için Suriye devletinin tarımı canlandırmaya öncelik vermesi sağlanmalıdır. Çiftçilere makine, ekipman, hayvan, tohum ve gübre alması için düşük faizli ve uzun vadeli kredi programları uygulanmalıdır.
Yasal düzenleme yapılarak, hapis cezası almasa bile suça karışan her göçmenin-Suriyeli olsun veya olmasın- otomatik olarak sınır dışı edilmesi sağlanmalıdır.
‘’Sığınmacıların çoğu memleketlerine dönmez’’ söylemi doğru değil. Sığınmacıların çoğunun döndüğü bir sürü örnek var. Mesela SSCB işgali sırasında Pakistan’a gidenlerin %80’den fazlası Afganistan’a döndü. Rus-Çeçen savaşı sırasında vatanlarını terk eden Çeçenlerinde çoğu memleketlerine döndü. İki devlet uyumlu ve doğru politikalar takip ederlerse misafirlerimizin büyük kısmı dönerler.