Kuantum internet ile başka bir çağın kapısı açılacak
Bugün kullandığımız internet, şifreleme yöntemleri sayesinde güvenli görünüyor. Ancak en gelişmiş şifreler bile yeterli bilgisayar gücüyle kırılabiliyor.
Hele ki kuantum bilgisayarların yaygınlaşmasıyla, mevcut şifreleme yöntemleri tarih olabilir. İşte tam bu noktada devreye kuantum internet giriyor: teorik olarak kırılamaz, hacklenemez bir iletişim ağı.
Kuantum internetin kalbinde iki tuhaf fizik olayı var. Bunlardan ilki Dolaşıklık, diğeri ise Süperpozisyon
Dolaşıklık (Entanglement) İki parçacık birbirine dolaştığında, aralarındaki mesafe ne kadar büyük olursa olsun birinin durumu diğerini anında etkiler.
Süperpozisyon ise Bir parçacık (örneğin bir foton), aynı anda birden fazla durumda bulunabilir. Tıpkı Schrödinger’in kedisinin aynı anda hem ölü hem diri olması gibi.
Bu iki özellik sayesinde kuantum internet, klasik internetin ötesine geçiyor.
Kuantum Anahtar Dağıtımı (QKD)
Kuantum internetin en kritik uygulaması kuantum anahtar dağıtımıdır.
İletişimde kullanılacak şifreleme anahtarları fotonlarla taşınıyor.
Kuantum fiziğinin doğası gereği, bu fotonlara dışarıdan bakan birisi anında fark ediliyor.
Yani üçüncü bir kişi (hacker) iletişimi dinlemeye kalkarsa, sistem bunu hemen anlıyor ve iletişim kesiliyor.
Bu yüzden kuantum internet, “hacklenemez” sıfatını hak ediyor.
Dünyada Kuantum İnternet Yarışından Bahsedecek olursam…
İlk sıra Çini görüyoruz. Çok istekliler ve sıkı bir çalışma içindeler. 2016’da fırlattığı Micius uydusu ile ilk kuantum uydu iletişimini gerçekleştirdi. 1.200 km uzaklıktaki iki şehir arasında dolaşıklıkla anahtar dağıtımı yaptılar. Sonuç ise başarılı çıktı.
Avrupa Birliği ise EuroQCI (European Quantum Communication Infrastructure) projesiyle kıta genelinde kuantum iletişim ağı kurmayı hedefliyor.
ABD DARPA ve NASA, kuantum ağlarını kara tabanlı fiber optiklerle test ediyor.
Ülkemizde ise henüz erken aşamada olsa da TÜBİTAK bünyesinde kuantum iletişim projeleri üzerine akademik çalışmalar yürütülüyor.
Avantajlar nelerdir?
Hacklenemez bir Güvenlik Kuantum fiziği doğrudan şifreleme sistemi oluyor.
Bankacılık ve Finans’da Ultra güvenli para transferleri mümkün hale geliyor.
Askeri ve Diplomatik İletişim’de Dinlenemeyen hatlar, stratejik üstünlük sağlayacak.
Bilimsel İş birliği ile Kuantum bilgisayarlar arası veri paylaşımı için zorunlu olacak.
Kulağa hoş gelen bu yapının engelleri ise…
Mesafe limiti şu an çok yetersiz. Fiber optik kablolar üzerinden kuantum sinyalleri çok uzun mesafelere taşımak zor.
Kuantum hafıza eksikliği var. Dolaşık fotonları uzun süre saklayacak stabil “kuantum hafızalar” henüz tam geliştirilemedi.
Donanım maliyeti çok yüksek. Mevcut kuantum cihazları laboratuvar ölçeğinde, halka inmesi için yıllar gerekebilir.
Bir adım ileri gidelim. Kuantum internet + yapay zekâ birleşirse:
İnsanlık küresel ölçekte anında, şifresiz, evrensel iletişim kurabilir.
Tüm yapay zekâ sistemleri birbirine dolaşık hale gelirse, belki de dünyadaki ilk “kolektif dijital bilinç” doğar.
Bu noktada asıl soru şu:
Kuantum internet bizi özgürleştirecek mi, yoksa tek bir dev dijital zihnin parçası mı olacağız?
Kuantum internet, şifreleme tarihini değiştirecek ve iletişim güvenliğini yeniden tanımlayacak. Bugün hâlâ test aşamasında olsa da önümüzdeki 10–20 yıl içinde hayatımıza girmesi bekleniyor.
“İnterneti hacklemek artık mümkün değil, çünkü fizik izin vermiyor.” Diyebileceğiz
Güzel bir azar günü dileklerimle…