Kazakistan AB Ortaklığı 2. bölüm
Kazakistan'daki Müslümanların durumu Doğu Bloku'nun çökmesiyle bağımsız olan diğer ülkelerden kötüydü. Çarlık işgali diğer memleketlerden yaklaşık yüzyıl önce başlamıştı. Nüfus diğerlerinden daha kozmopolit ve Slav ağırlıklıydı. Slavlarla evlenme yaygındı. Türkler açısından din ile dil, başka milletlere göre daha önemlidir. Dilini ve dinini yitiren Türk kısa sürede asimile olarak, Türklüğünü kaybeder.
Sovyetler dağılınca tüm coğrafyaya, dinî gruplar akın etti. Misyonerler, Selefiler, Budistler, Lamacılar, Şiiler ve envai çeşit tarikatlar. Kazaklar, “din alanında” Türkiye’yle iş birliği içine girdiler. Diyanetin görevlendirdiği din adamları Kazakistan’a gittiler. Camilerde din hizmetine başladılar. Nazarbayev dini müesseseleri ziyaret ederek yetkililerin ve halkın bu kurumları sahiplenmesine öncülük etti. Ülkede kısa sürede, millî kimlik taşıyan dinî uyanış yaşandı.
Kazakistan bağımsızlığının ilk döneminde millî parasını çıkardı, ekonomisini yeniden yapılandırdı, tarımsal üretimiyle, hayvancılığını toparladı. Mevcut sanayi tesisleri modernleştirilip, çalışır hâle getirildi. Nazarbayev petrol zengini memleketlerin genelde düştüğü “Tek ürüne bağlı kalarak, hızla pahalanma dolayısıyla çok riskli olma” sorununu sürekli gündeme getirdi. Söz konusu problemi yaşamamak amacıyla, petrol dışındaki alanlara yapılan yatırımlar özellikle desteklendi.
Petrolün sürekli dalgalanan piyasa fiyatlarından etkilenmemek için, petrol sabit ve düşük fiyattan bütçelendi. Bu tutarın üstündeki satışlar zor gün akçesi olarak kenara koyuldu. Tüm petrolünü Rusya’dan geçen boru hatlarıyla sevk etmeyi riskli bulan Kazakistan, Çin’le ortaklık kurarak, 2228 kilometrelik ve 20 milyon ton kapasiteli nakil hattı yaptı. Bakü-Ceyhan’a tankerlerle petrol verdi. İran’la SWAP anlaşmaları yaparak Hazar’daki İran limanlarında teslim ettiği hacimde petrolü, Basra Körfezi’nde teslim aldı.
Kazakistan’ın diplomatik başarılarından biri, Hazar denizinin paylaşımıyla ilgili problemlerin çözülmesi oldu. Hazar’da, zengin petrol ve doğalgaz yatakları var. Rusya’nın, İran’ın, Kazakistan’ın, Türkmenistan’ın ve Azerbaycan’ın kıyıları olan Hazar’ın hukuki statüsü belirsizdi. Hazar, deniz, göl ya da iç deniz kabul edildiğinde zenginlikler, dramatik olarak el değiştiriyordu.
Ayrıca Rusya’yla, İran, Hazar’daki petrol ve doğalgazın devreye girmesini, fiyatlar düşer ve Türk ülkeeleri hızlı kalkınır endişesiyle istemiyordu. Kazakistan, uzun yıllara dayanan çetrefilli bir ihtilafı yirmi yıl ince diplomasi yürüterek, tüm tarafları razı ederek çözdü. Hazardaki hukuki problemlerin 2019 senesinde çözülmesi üzerine, Nazarbayev’in 2000’li yıllarda ortaya attığı, Bakü-Ceyhan’a Hazar’ın dibine döşenecek nakil hatlarıyla bağlanma projesi mümkün ve daha önemli hâle geldi.
Nazarbayev, bu projeyle beraber, Türkiye’ye rafineri yapmayı önermişti. Rafineri planı, hatların tamamlayıcısı olarak ele alınmalı. Türkler (Azerbaycan dışında) petrollerinin büyük kısmını ham olarak, yani minimum fiyattan satıyorlar. Rafineri yatırımı, en basit üründe 1’e 2,5 katma değer eklemek demek.
Nazarbayev, 2019 yılında, stratejik davranarak, cumhurbaşkanlığından ayrılarak Türk cumhuriyetleri için güzel bir örnek oluşturdu. O ana kadar görev değişiklikleri ya ölümle (Özbekistan ve Türkmenistan) ya darbeyle ya darbe sonrası seçimlerle (Kırgızistan) yahut iç savaşla (Tacikistan) olmuştu. Böylece Nazarbayev sağlığında ülkesinin sorunsuz, kansız, darbesiz geçiş yaptığını gördü.
2022 yılında, zamları protesto amacıyla başlayarak tüm eyaletlere yayılan gösteriler, organize silahlı grupların iştirakiyle, hükümeti devirmek isteyen kalkışmaya dönüştü. Tokayev, devlet içindeki bazı grupların da desteklediği kalkışmayı bastırabilmek maksadıyla, KGAÖ’den yardım istedi. Ülkelerin zenginliklerinin, toplum kesimlerine adilane paylaştırılmasının ne denli önemli olduğunu gösteren kalkışma, Kazakistan’ın sosyal ve ekonomik yapılanmasını gözden geçirip reformlar yapmasına yol açtı. Bir daha KGAÖ’den yani Rusya’dan yardım istemek zorunda kalmak istemeyen Kazakistan savunmaya ayırdığı bütçeyi arttırdı.
Kazakistan doğalgaz ve petrolünün büyük kısmını Çin’e ihraç ediyor. Petrol’de ikinci majör müşterisi olan Avrupa’ya Rusya’dan geçen nakil hatlarıyla ulaşabiliyor. Avrupa’nın en çok kullandığı 24 madenin 19’unda Avrupa’nın ihtiyacını tek başına karşılayabilecek hacimde rezervi var. Kazakistan AB ortaklığıyla hem Rusya’ya ve Çin’e bağımlı olmaktan hem de kaynaklarını ham olarak en düşük fiyatlarla ihraç etmekten kurtulmayı hedefliyor. Planları, madenlere ve petrole dayalı sektörlerde sanayileşmek.
Kazakistan başlıca buğday üreticilerinden. Satış imkanı olsa üretim hacmini mevcudun üç katına çıkarabilir. Avrupa’da en büyük buğday ithalatçısı olduğundan bu alanda da iş birliği yapılacak.
Kazakistan Türkistan devletlerinden işgal edilme açısından en riskli olanı. Zira Rusya ile sadece onun hem de çok uzun bir sınırı var. Çin’le en uzun sınırda Kazakların. Hala nüfusunun %20’si Rus. Çinli nüfus alınan tedbirlere rağmen artıyor. Doğal kaynaklar açısından çok zengin olan Kazakistan’ın kaynaklarının büyük kısmı el sürülmemiş durumda. Nüfusu yüzölçümüne göre çok az olan Kazakistan için AB ile ortaklık sadece bu açıdan bile gerekli.