Kalkınma Yolu ne getirecek?
''Bir taşla iki kuş vurmak'' diye bir tabir var ya Türkiye eğer tamamlayabilirse, Kalkınma Yolu projesiyle çok fazla kuş vuracak. Geçen haftaki yazımızda Çin'in Bir Kuşak Bir Yol Projesindeki hedefinin ticaret hacmini arttırmak ya da karayollarına kaydırmak olmadığını, denizden ambargo uygulanması ihtimaline karşı alternatif güzergah oluşturduğunu ifade etmiştik. Nitekim Ukrayna'nın işgali nedeniyle kuzey koridorunun atıl hale gelmesine rağmen Türk ülkelerinden geçen orta koridorda dikkat çeken bir hareketlenme yok.
Hindistan koridoru ise hem yüksek maliyetli hem de rekabetçi olmayan bir proje. Bunların üstüne İsrail’in etrafındaki ülkelere saldırması, projenin tamamen gündemden düşmesine yol açtı.
Kalkınma Yolu ise ayakları yere basan, rekabetçi, karlı ve iddialı bir proje. Türkiye’nin GAP’tan sonra geliştirdiği en büyük proje. GAP’tan farkı üç ortağımızın olması: Irak, Katar ve BAE. Kısaca hatırlatmamız gerekirse bu projeyle Irak’ın Basra limanı, demiryolu ve karayoluyla hem Türkiye üzerinden Avrupa’ya hem de Mersin limanına bağlanıyor. Basra limanı karayolu ve demiryollarıyla Körfeze zaten bağlanmış olduğundan, Kalkınma Yolu tamamlandığında Türkiye ve Arap ülkeleri ekonomik olarak entegre olacaklar.
Kalkınma Yolunun üzerinde Katar, BAE ve Irak’ın petrol ve gazının akacağı nakil hatları da olacak. Körfez ülkeleri petrol ve gazlarının neredeyse tamamını gemi-tankerlerle ihraç ediyorlar. Süveyş kanalının bir geminin bozulması nedeniyle bir hafta hizmet dışı kalması, Husilerin saldırıları nedeniyle Süveyş’i kullanmanın tehlikeli hale gelmesi ve Çin’in ticaretini güvenceye almak Bir Yol Bir Kuşak projesini başlatması, Körfez ülkelerinin dış ticaretlerinin tamamını denizyolundan yapmaktan vaz geçmelerine yol açtı. Neticede herhangi bir sebeple Hürmüz Boğazı kapandığında ya da kapatıldığında adım atamaz hale gelecekler. Körfez ülkelerinin riski dağıtmak kararları, Kalkınma Yolunun enerji hatları da içermesine yol açtı.
Yukarıdakilere ilaveten Irak’ın sahil şeridinin sadece 16 kilometre uzunluğunda olması, Bağdat açısından nakil hatlarını zorunlu kılıyor. Irak çok daha fazla petrol ve gaz ihraç edebilecekken sahil şeridinin darlığı nedeniyle edemiyor. Çin’le birlikte dünyanın en büyük enerji ithalatçısı olan AB, Rusya’dan enerji ithalatını durdurduğundan alternatif tedarikçiler arıyor. Hem nakil hatlarının hem de kara ve demiryollarının topraklarından geçmesi Türkiye’ye gelir getireceği gibi taraflar üzerindeki ağırlığını da arttıracak.
Türkiye halen Irak’la ticaretinin tamamını Bölgesel Yönetimin topraklarına açılan Habur sınır kapısından yapıyor. Yoğunluk nedeniyle Habur’da sürekli kilometrelerce tır kuyruğu oluyor. Beklemeler nedeniyle nakliye süreleri uzuyor yani maliyetler artıyor. Kalkınma Yolu, Ovacık sınır kapısından geçeceğinden tır kuyrukları bitecek ve maliyetler düşecek. Dolayısıyla Irak’la ticaretimiz otomatik olarak hem artacak hem de daha karlı olacak. Ovacık sınır kapısı Bağdat’ın kontrolünde olduğundan Irak’la olan ticaretimiz bölgesel yönetimin kontrolünden çıkacak. Bölgesel yönetime geçiş vergisi ödenmeyeceğinden maliyetler düşecek.
Kalkınma Yolunun Kerkük’ten geçmesi bir diğer avantaj. Son yirmi yılda Erbil ve Dohuk nasıl Habur vasıtasıyla Türkiye’ye ekonomik açıdan entegre olduysa Kerkük ve Musul’da Ovacık sayesinde olacaklar. Irak’tan gelen turistlerin sayısı katlanarak artacak zira Bölgesel Yönetimin denetimi dışındaki şehirlerden Türkiye’ye ulaşım kolaylaşacak ve ucuzlayacak.
Şu an Irak’la ticaretimizin tamamını, Körfez ülkeleriyle ticaretimizin çok büyük kısmını karayolundan yapıyoruz. Kalkınma yolunda demiryolları olması da Habur’un yoğunluğunu azaltacak. Demiryolunun karayolundan daha ucuz olması da ticaret hacmimizi, rekabet gücümüzü ve karlılığımızı arttıracak.
Yeni bir sınır kapısının açılması sınır ticaretini ve alışveriş turizmini canlandırır. Bugün Edirne ekonomisi sınır ticaretine ve alışveriş turizmine dayanıyor. İyi tasarlanır ve bağlantı yolları da sınır kapısıyla eş zamanlı olarak devreye alınırsa Ovacık’ta çevresindeki il ve ilçelerde benzer etkiyi yaratır.
Irak’ın daha fazla petrol ve gaz ihraç etmesi, kalkınması ve zenginleşmesi demek. Bu olduğunda Türkiye’den daha fazla ithalat yaparlar, daha çok turist gelir ve kaçak göçmen sayısı azalır. Irak’ın üzerindeki İran ağırlığının bu sayede azalması da Türkiye’nin bir diğer kazanımı olacak.
Projenin, ‘’Basra limanına Hindistan ve Çin’den getirilen mallar Kalkınma yolundan Avrupa’ya ulaştırılacak’’ hedefi asla gerçekleşmeyecektir. Çin ve Hindistan Avrupa limanlarına direk ulaşabiliyorken neden bu yola yönelsinler? Ama Türkiye’nin Güneydoğu şehirleri Basra limanından beslenebilir.
Projenin en zayıf yönü PKK’nın Kuzey Irak’ta konuşlanmış olması. Tırlar ve trenler bugüne kadar olmadığı gibi bundan sonra da PKK’nın hedefi olmazlar. Ama aynı tespit enerji nakil hatları için söylenemez.
Projenin Körfez ülkelerindeki kısmı çok hızlı ilerliyor. Irak tarafında da inşaatlar başladı. Türkiye en az yatırım yapacak taraf olmasına rağmen henüz aksiyon alabilmiş değil.