SON DAKİKA

İsrail Türkiye'den neden bu kadar rahatsız?

Netanyahu'nun alelacele Washington'a gitmesinin üç önemli nedeni vardı: Yeni vergi oranları, F-35 ve Suriye'deki gelişmeler. Her zaman ABD tarafından korunan ve kollanan İsrail; İngiltere, Türkiye ve Brezilya'ya %10 vergi uygulanırken kendisine %17 uygulanmasından rahatsız.

. İsrail bu konuda mesafe alamadı ama dünyanın her tarafından gelen baskılara ve borsanın çökmesine dayanamayan Trump’ın yeni oranların yürürlüğe girme tarihini 90 gün ertelemesi sorunun çözülmese bile -şimdilik-gündemden düşmesine yol açtı. 

Ortadoğu’da hava hakimiyetini korumayı ulusal strateji olarak belirleyen İsrail için F-35’lerin Türkiye’ye verilmesi olabilecek en kötü gelişme. Bölgede Mısır, Suudi Arabistan, BAE gibi filolarında F-35 olan devletler var ama bu devletler İHA ve füze klasmanında zayıflar. 

Gelelim asıl konumuza. ‘’İsrail Suriye’de istediği yeri bombalayabiliyor. İsrail ordusu işgal ede ede Şam’ın 18 kilometre yakınına kadar geldi. Suriye’nin hava ve deniz kuvvetleri yok. (Yok ifadesini zayıf olarak algılamayın, gerçekten yok. Bir tane uçağı, bir tane gemisi yok.) Kara kuvvetleri çok zayıf. İran, Suriye’den çekildi. HAMAS ve Hizbullah eriyor, tükeniyor. İsrail neden rahatsız olsun?’’ denilebilir. Bu tespitlerin tamamı bugün için doğru. Peki yarın böyle olacak mı? İsrail bu tablo değişmekte olduğu için panik halde.

İsrail basını yaklaşık üç haftadır, Esad döneminde yoğun olarak kullanılan Hama ve Humus’ta ki üç hava üssünün Türkiye’ye tahsis edileceğini ve Suriye hava sahasının yönetiminin Türkiye’ye devredileceğini yazıyor. Onlara göre, geçen hafta Türkiye’den gelen bir heyet, üsleri ziyaret ederek durum tespitinde bulundu. Ankara ve Şam yorum yapmasa da haberlerin gerçek olduğu, İsrail’in bahse konu merkezleri ağır bombardımana tutmasından belli. 

Bombardıman Türk askerinin Suriye’ye yerleşmesini engellemez belki biraz geciktirir. Zaten Netanyahu süreci engelleyemeyeceğini gördüğünden soluğu Beyaz Saray’da aldı. ‘’Suriye’de zaten Türk askeri var. Türkiye’nin kontrolünde askeri gruplar var. Zaten Şara Türkiye’ye yakın. Tel Aviv neden bu gelişmeden bu kadar rahatsız oluyor?’’ sorusunun cevabı üslerin konumunda saklı. Şu an Türk askeri ve SMO birlikleri Suriye’nin kuzeyinde. Güneyde konuşlanan HTŞ tugayları ise son derece zayıf. Bahse konu üsler güneyde. Türk askerleri bu üslere yerleştiğinde hem Suriye’nin merkezine konuşlanıyor hem de İsrail’le komşu oluyor.

Hava sahasının kontrolünün yasal olarak devri ise, İsrail’i, bırakın istediği yeri bombalamayı Türkiye’den izin almadan sivil uçuş dahi yapamayacak hale getirecek. Suriye hava sahası resmen ve hukuken Türk hava sahasının bir parçası olacak. Yani İsrail’in eli kolu bağlanacak. 

Aslında bu gelişmelerin müsebbibi İsrail. Bu kadar pervasızca bombalama yapmasa ve güneyi köy köy işgal etmeseydi Şam asla bu adımı atmazdı. Hiçbir devlet hava sahasının kontrolünü başka devlete devretmez. Esad rejimi kurulduğundan yani 1970 senesinden beri Rusya’ya yakındı. Ama hava sahalarının yönetimini iç savaş devam ederken, Şam düşmek üzereyken Rusya’ya verdiler.

İsrail PYD-PKK sürecinin Türkiye’nin planladığı şekilde ilerlemesinden de rahatsız. Haseke’ye ve Kandil’e heyet üzerine heyet gönderdiler. Tel Aviv’de, New York’ta ve Paris’te düzenledikleri konferanslarda Yahudi-Kürt (!) kardeşliğine dayanan İsrail- SDG İttifakı önerdiler. Ama başarısız oldular. PYD, Şam ile anlaştı. İlan edilen anayasada federasyon ve özerk bölgeler yok ki Suriye’nin bölünmesi İsrail’in ulusal politikası. Hapsinden kötüsü anlaşma uygulanıyor. PYD, Halep’te kontrol ettiği iki mahalleden çekildi. Enerji sahalarının ve barajların önemli kısmını devretti. Sınırların kontrolü anlaşılan program dahilinde orduya geçiyor.

Görüşmeden sonra yapılan basın toplantısında Trump, ‘’Türkiye ile İsrail’i uzlaştırabileceği’’ mesajını verdi. Ama Netanyahu’ya ısrarla ve tekraren ‘’Makul olmalısın’’ demesi, Netanyahu’nun taleplerini makul bulmadığını gösteriyor. ABD’nin politikasının Türkiye ile örtüşmesi, Netanyahu’nun işini zorlaştırıyor. Beyaz Saray bütünlüğünü sağlamış, istikrarlı bir Suriye’den yana. PYD’nin bu kadar çok taviz vermesinin ve bir sürü kazanımından vazgeçmesinin nedeni, bu mesaja açıkça ve defalarca muhatap olmaları. 

Amerikalılar yeniden İran’ın ve Rusya’nın Suriye’ye yerleşmesine sebep olacak bir kargaşa istemiyorlar. DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütlerinin kuvvetlenmesine olanak sağlayacak bir ortamın oluşmasından endişeliler. Bunlar ancak Suriye’ güçlü olursa ve Türkiye ile iş birliği yaparsa engellenebilir. 

Ankara ve Şam şimdiye kadar takip ettikleri politikalarla, başta ABD olmak üzere Batıya güven vererek, İsrail’in hareket alanını daralttılar. Şara, takip ettiği saldırgan politikalara rağmen her fırsatta İsrail’le dost olmak istediklerini söyledi. Daima İran’a meydan okudu. Çok gündeme gelmedi ama Amman’da beş ülkenin katıldığı güvenlik zirvesinde yayınlanan bildiride ABD’ye mesajdı. Türkiye, bölgede güvenliğin ve istikrarın sağlanacağını, tek başına değil, bölge ülkeleriyle birlikte deklere etti.  

ajet 160x600
Hepsi burada 160x600