İnci Taneleri dizisi bize ne anlatıyor?
25 Ocak 2024'te ilk bölümüyle bizimle buluşan dizi, Yılmaz Erdoğan'ın kaleminden çıktı. Yaklaşık 20 yıl sonra ilk defa dram türünde bir proje ile ekranlara dönen Yılmaz Erdoğan hem izleyicileri hem de meslektaşlarını meraklandırdı.
Erdoğan, İnci Taneleri dizisinde başrolü Hazar Ergüçlü ile paylaşıyor. Dizinin oyuncu kadrosunda ise Kubilay Aka, Selma Ergeç, Güven Kıraç, Yasemin Baştan gibi ünlü oyuncuları da görüyoruz. Dizi daha yayınlanmadan hem Yılmaz Erdoğan’ın yazıp oynadığı hem de yıllar sonra ekranlara dönüş niteliğinde bir proje olduğu için oldukça beklenti yarattı hem de dizinin fragmanında gördüğümüz Dilber karakterinin pavyon dansı, Azem karakterinin eşinin faili olmasına yönelik yazdığı şiir oldukça tepki çekti.
Diziye yönelik yapılan Pr çalışmaları o kadar başarılıydı
ki hemen hemen hepimiz İnci Taneleri’nin ilk bölüm tarihini iple çeker olduk.
Ve yayınlanmasının ardından ilk bölüm tam da beklendiği gibi reyting rekorları
kırdı. Fakat izleyiciler izledikleri içerik konusunda ikiye ayrıldı diyebilirim.
Kimi Yılmaz Erdoğan’ı ekranlarda görmeyi özlemişiz, sevdiğimiz Erdoğan üslubu
derken diğer kesim ise ele alınan konuyu eleştiri yağmuruna tuttu.
Yılmaz Erdoğan, bir röportajında İnci Taneleri dizisinin
bir dörtlükten geliştiğini ifade etmişti. “İnsanlar dizili inci bir tespihte.
İnci ne kadar değerli, iplik o kadar ince.” Pamuk ipliğine bağlı ilişkiler
içindeyiz. Bu dizi de kadın cinayetleri, pavyonlarda çalışan kadınlar, kadınların
bu düzendeki yerini, eğitimin önemini aslında bize hatırlatmak için yola çıkan
bir iş olsa da ilk bölümü izledikten sonra üzerimizde kalan tortusu yine erkek
egemen ve erkeğin kahramanlaştırılmasına giden bir dünyada buluyoruz kendimizi.
Fragmanda eşinin faili olarak lanse edilen başrol
karakteri Azem’in, fragmanda gördüğümüzün aksine seyirciye ters köşe yapıp
masum bir karakter olduğunu öğreniyoruz. 10 yıl kadar işlemediği bu suçtan
içeride yatmış ve dışarı çıktığında tekrar dağılan inci tanelerini (ailesini ve
hayatını) toparlaya yönelik yolcuğuyla bizlere kapılarını açıyor. Fakat Azem’in
suçsuzluğunu birkaç kişi haricinde bilen yok. Öğrencisi Emniyet Müdür
yardımcısının bile… Buna rağmen aralarında geçen diyalog sanıyorum öncelikle
kadınların ve sonra kadın cinayetleriyle kadının öneminin altını çizmek isteyen
bu diziye büyük darbe oldu.
Dizide geçen o diyalog: “siz bizim için her zaman çok
değerlisiniz Hocam, ne olursa olsun…Bir hadisedir oldu, siz de cezasını
çektiniz”. Bu dizeleri duyduğumda benim de bir kadın olarak kanım dondu. Bazı
insanlar hayatlarımıza dokunmuştur, hayatımızda yerleri oldukça büyüktür ne
yaparlarsa yapsınlar toz konduramayız. Fakat bunun yanı sıra birini katletmekse
mevzu, bir hadisedir oldu kadar bir cümleye indirgenmesi tüm kadınların kalbine
saplanan bıçak olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca Azem karakterinin her girdiği ortamda devleşmesi;
en iyi konuşan, en iyi öğretmen, herkese ders veren, en iyi dost, en değerli
komşu, iletişimde olduğu kadınların ilgi odağı vb. her sahnede tek adam görmeye
başladığımızda hikaye ana ekseninden çıkıyor gibi görünüyor.
Hazar Ergüçlü’nün performansını özellikle takdir etmek
gerekir. Dizi başlamadan önce yayınlanan fragmanlarda, pavyon dansı oldukça
konuşmuştu fakat danstan öte oyunculuğunun hakkını başından sonuna veren bir
Dilber yaratmış olduğunu görüyoruz. Dilber’in dünyasını onun bakışında,
gülüşünde, gözlerinde, sözünde hissedebiliyorsunuz. İçinizde Dilber’in bu
hayata karşı çabasına birlikte eşlik etme hissi oluşuyor.
İnci Taneleri dizisi 3. Bölümüyle de ekranlara geldi.
Bundan sonra bizleri neler bekler bilmiyoruz ama bir süre daha Azem’in
hikayesini ve umarım diğer kadınların asıl hikayesini takip ederiz.
İyi hafta sonları dilerim.