SON DAKİKA

Güney Çin Denizi sorunu

Alparslan Güler 27 May 2025

ABD ile Çin arasındaki en büyük sorunlardan biri olan Güney Çin Denizi, Malakka boğazıyla Hint okyanusuna bağlanır.

İki devlette bu denizi kontrol etmek istiyorlar. 2010’larda Çin’in dış ticaretinin %90’dan fazlası Güney Çin Denizinden geçiyordu. Akdeniz’in 1,5 katı genişliğinde olan Güney Çin Denizinin yıllık ticaret hacmi üç trilyon dolardan fazla. Yani toplam deniz taşımacılığının 1/3’ü buradan geçiyor. Dolayısıyla bu deniz diğer kıyıdaş ülkeler içinde çok önemli. 

Pekin; Filipinler, Malezya, Bruney, Tayvan, Endonezya, Singapur, Kamboçya, Tayland ve Vietnam’ında kıyıları olan bu denizin tamamında hak iddia ediyor. Bu iddiasını nasıl gerekçelendiriyor derseniz; BM’ye göre, bir adada hak iddia edilebilmesi için, o adanın doğal, yaşanabilir olması ve batık olmaması gerekir. Çin, Güney Deniz’indeki onlarca batmış adayı yüzeye çıkardı, kayalığı da suni eklemelerle büyütüp ada haline getirdi. Sonra adaların üstüne askeri tesisler inşa etti. Çin, bu adaların karasuları üzerinden denizin tamamında hak iddia ettiği gibi, askeri olarak ta pozisyonunu güçlendirdi. 

Güney Çin Denizinin civarında konumlanan ABD filosu sürekli askeri harekatlar yapıyor. İki tarafta birbirlerini devamlı taciz ediyor.  Bu sorunda, Çin halkı devletinin yanında. Neticede hemen güneylerinde, bin kilometrenin üzerinde sahil şeridine sahip oldukları bir deniz söz konusu. Amerikalılar ise devletlerini desteklemiyorlar. ’’Ne işimiz var bizim o denizde? Niçin orda çocuklarımız ölsün? Bize ne?’’ fikrindeler. 

Normalde bölge ülkelerinin Amerika’yla beraber hak etmesi beklenir. Zira Pekin ‘’deniz bize ait’’ diyor. Ama Çin ideolojik hareket etmediği, diğer devletlerin içişlerine karışmadığı ve ticarete öncelik verdiği için destek buluyor. Zira Çin hem kendinin hem de ticaret ve yatırım yaptığı ülkelerin kalkınmasını hedefliyor. 

Geçmişte Beyaz Sarayın, demokrasi ve insan haklarını sorun haline getirmesi ve ülkelerin içişlerine karışması doğal olarak bölge ülkeleriyle olan ilişkilerini olumsuz etkiledi. Bu politikanın değiştirilmesi Amerika’nın etkinliğini arttırmış olsa da ABD güven telkin etmiyor. ‘’Ya müttefiklerini Taliban’ın insafına terk ettiği gibi bizi de terk ederse’’ şüphesi Pekin’in elini güçlendiriyor.

Çin, ABD’nin ilerleyen süreçte, Güney Çin Denizinin tek çıkışı olan Malakka Boğazını herhangi bir gerekçeyle kapatarak kendisini ablukaya alabileceğini öngörüyor. Böyle bir durum olduğunda doğal olarak ekonomisi çöker. Çin’in on yıldan uzun süredir takip ettiği Bir Kuşak Bir Yol, Kuzey Buz Denizi seyrüsefere açma ve enerji ihtiyacını karadan nakil hatlarıyla tedarik etme projelerine rağmen hala dış ticaretinin %80’leri Güney Çin Denizinden geçiyor. 

‘’Yeni İpek Yolu’’ da denilen Bir Kuşak Bir Yol Projesinin ifade edilmeyen gerçek sebebi abluka ihtimalini ortadan kaldırmaktır. Bu proje sayesinde böyle bir abluka olduğunda bile, Çin uluslararası pazarlara, hammadde kaynaklarına kara ve demiryoluyla ulaşabilecek. Çin, pazarlara ve hammadde kaynaklarına karadan ulaşabildiği takdirde, ABD ona denizde ambargo uygulamaz. Sonuç alamayacağı bir şeyi neden yapsın? Bu yatırımın asıl amacı bu. Çin’in ticaretini dolayısıyla ekonomisini güvenceye almak.

Yoksa karayolu ve demiryolu, denizyoluna nazaran hem pahalıdır hem de nakliye daha uzun süre alır. Ayrıca Çin’in onlarca devasa limanı var. İstediği her yere ulaşabiliyor. Niçin, ilaveten yüz milyarlarca dolar harcayıp kara ve demiryolu yapsın? ‘’Yeni İpek Yolu’’ yatırımı, abluka olasılığını bitirdiği için yapılıyor. Yoksa tamamlanan otoyollarla, demiryollarına bakıldığında, dikkat çekecek derecede hacim artışı olmadığı görülür.

Kuzey Buz denizi projesini Çin ve Rusya beraber yürütüyor. Her sene daha çok gemi bu güzergahı kullanarak Atlas ve Pasifik okyanuslarına ulaşıyor. Bu proje tam manasıyla gerçekleştirildiğinde Çin’in ticaretinin bir kısmı Güney Çin denizinden Doğu Çin denizine kayacak. Avrupa, Kuzey Amerika ve Batı Afrika’ya Hint okyanusuna göre daha düşük maliyetlerle ve daha hızlı ulaşılacak. Trump’ın Grönland’ı istemesinin nedenlerinden biri bu güzergahı kontrol etmek. Zira Kuzey Buz Denizi, Atlas Okyanusuna, Grönland deniziyle bağlanıyor. 

Pekin özellikle Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından sonra nakil hatlarıyla enerji temininde büyük mesafe aldı. Savaştan önce iki olan Rusya’dan nakil hattı sayısı beşe çıkarıldı. Türkistan’dan gelen nakil hatlarının kapasitesi arttırıldı. 

İhracatla büyüyen ve güçlenen Çin’in süper güç olmasının yolu Güney Çin Denizinin kontrolünden geçiyor. Pekin geliştirdiği projelere rağmen bu denize bağımlı olmaktan henüz kurtulamadı. Bu nedenle hem denize hakim olmak için elinden geleni yapacak hem de alternatif güzergahları daha aktif kullanacak. 

ABD’de tek süper güç pozisyonunu korumak için Güney Çin Denizine hakim olmaya ve alternatif güzergahları engellemeye çalışacak.

garanti sol
garanti sağ