SON DAKİKA

Ekonomik kıştan bahara: Cüzdanlar ve vicdanlar...

Yılın son günlerini yaşarken, gündemimizdeki en sıcak başlık; dışarıdaki soğuyan havanın aksine yine ekonomi, yine geçim derdi...

Son günlerde asgari ücret üzerine konuşulan rakamlar ve yüzdeler havada uçuşuyor. Ekonomik dalgalanmaların, fahiş kira artışlarının ve düşen alım gücünün gölgesinde geçen zorlu yılların ardından, bu yılın biraz daha iyimser bir tablo çizmesi hepimizi bir nebze olsun rahatlattı. Ancak ne üzücü ki, henüz asgari ücrete zam gelmeden, "zam gelecek" diye etiketleri değiştirenler yine sahneye çıktı.

Her bir yanı güzelliklerle bezeli destansı ülkemizin sokaklarına, marketlerine ve çarşısına baktığımda gördüğüm tabloyu sadece teknik bir terim olan "enflasyon" kelimesiyle açıklamak bazen yetersiz kalıyor. Çünkü işin içinde maalesef "fırsatçılık" gerçeği de var. Asgari ücrette ne denli iyileştirme yapılırsa yapılsın, bu fırsatçılık zinciri kırılmadığı sürece cebe giren para erimeye mahkûm oluyor.

Ekonomik sorunlar bir şekilde gelir geçer, rakamlar elbet düzelir. Peki ya toplumsal dayanışmamız?

Yazılarımda sıkça dile getirdiğim "fırsatçılık" meselesi, ne yazık ki sadece raflardaki fiyatları değiştirmiyor; vicdanlardaki teraziyi de bozuyor...

Ekonomik iyileşme, sadece Ankara'dan gelecek bir müjdeyle değil; bizim birbirimize, esnafın müşterisine, ev sahibinin kiracısına "vicdan" penceresinden bakmasıyla hızlanacaktır.

Geleceğe dair umutlarımızı diri tutan gelişmeler de yok değil. Özellikle kira hususunda hayata geçirilen 500 bin konut projesi nedeniyle toplum adına umudum var. Eğer bu proje kapsamlı ve disiplinli bir şekilde yönetilirse, kanayan yaramız olan kira sorunu büyük ölçüde bertaraf edilebilir. Öte yandan, vatandaşın doğrudan cebine dokunan Tarım Kooperatif Marketleri konusunda ise açıkçası çok daha başarılı ve etkili bir çalışma beklerdim.

Yetkililer bu kez birçok konuda ciddi çalışmalar yürütüldüğünün sinyallerini veriyor; umuyorum ki bu çabalar bu kez somut başarılarla taçlanır.

Zor bir yılı daha geride bırakıyoruz. Ama unutmayalım ki; en büyük zenginliğimiz banka hesaplarımızdaki rakamlar değil, zorluklar karşısında birbirimize uzattığımız eldir. Yeni yılda cüzdanlarımızdan önce, gönül zenginliğimizin artması dileğiyle...

Kalın sağlıcakla…