Eğitimde farklı bir yaklaşım
Japonya'da birinci sınıfa başlayan çocuklara verilen kurallar listesi, aslında sadece küçük birer rehber değil, hepimiz için hayat dersleri niteliğinde.
Bu basit görünen maddeler, çocukların yolunu aydınlatırken, yetişkinlere de unuttuklarını hatırlatıyor.
“Biri konuşurken dikkatle dinle.”
Ne kadar sıradan görünüyor, değil mi? Ama çoğu zaman en çok unuttuğumuz şey bu: karşımızdakine gerçekten kulak vermek.
“Başkalarının eşyaları sana ait değildir.”
Hayat boyu taşıyacağımız en önemli değerlerden biri saygı, işte burada başlıyor.
“Masanda ve çevrende düzenli ol.”
Küçük bir alışkanlık, ama karakterimizin yansıması.
“Her zaman temiz ve özenli ol.”
Kendine değer vermeyi, başkalarına da değer göstermeyi öğretiyor.
Ve belki de en dokunaklı olanlar, insan ilişkilerine dair kurallar:
“Sınıf arkadaşını asla yalnız bırakma.”
“Biri sorun yaşıyorsa yardım et.”
“Arkadaşların hakkında kötü konuşma.”
Bu sözler, çocuklara empatiyi, dayanışmayı ve dostluğu öğretiyor. Sadece birlikte oynamayı değil, birlikte yaşamayı anlatıyor.
Listede bir ayrıntı daha var ki, belki de en kıymetlisi: bu kurallar yalnızca çocuklara değil, ebeveynlere de hatırlatılıyor. Çünkü çocuklar sözlerden çok, gördükleriyle büyüyor. Anne babaların da bu değerlere uyması, aslında en büyük eğitim oluyor.
Japonya’nın bu yaklaşımı bize şunu söylüyor: Eğitim, sadece ders kitaplarından ibaret değildir. Bir insanı iyi bir birey, iyi bir arkadaş, iyi bir yurttaş yapacak değerler; küçük yaşta atılan bu basit ama güçlü adımlarla inşa edilir.
Belki de hepimizin ihtiyacı olan şey, bu çocukça görünen ama özünde çok derin olan kuralları yeniden hatırlamak. Çünkü gerçek değişim, küçük yaşta öğrenilen bu değerlerle başlar ve hayat boyu sürer.