Distopik günler
İstanbul'da şimdi de 3.Uluslararası Distopya Film Festivali zamanı.
Festivalden önce sizlere distopya kelimesi ne anlam içerdiğinden bahsedeyim. Distopya çoğunlukla ütopik bir toplum anlayışının anti-tezini tanımlamak için kullanılır. Distopik bir toplum otoriter-totaliter bir devlet modeli ya da benzer bir başka baskıcı sistem altında karakterize edilir. Kelime ilk defa John Stuart Mill tarafından kullanılmıştır. Filozofun Yunanca bilgisi göz önüne alınırsa, kelimeyi "ütopyanın tersi" olarak değil, "kötü bir yer" anlamında kullandığı anlaşılır.Distopya genellikle toplumdaki politik, ekonomik, teknolojik ve dini problemlere dikkat çekmek için kullanılır.
Çağı yakalamak
3. Uluslararası Distopya Film Festivali distopya türüne dikkat çekmek, sinemamızda distopya film üretimini arttırmak, tür çeşitliliğini dengelemek ve çağı yakalayan yenilikçi filmlere fırsat eşitliği yaratmak misyonu ile yola çıkıyor Festival 01-04 tarihleri arasında AKM Yeşilçam Sineması’nda sinema meraklılarını bekliyor.
Festivale bu yıl rekor sayıda başvuru gerçekleşmiş. Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması’na 218 film başvururken, Uluslararası Kısa Film Yarışması'nda da 1654 kısa film yarışmış. Ön jürinin değerlendirdiği filmler arasından 7 uzun metraj film ile 8 kısa metraj film festivalde yarışmaya hak kazanmış. Finale kalan Uluslararası Uzun Metraj Filmleri, Yönetmen Reis Çelik’in başkanlığındaki jüri tarafından değerlendirilecek.
Onur Ödülleri
3. Uluslararası Distopya Film Festivali’nin bu yılki onur ödülü oyuncu “Zerrin Tekindor”a takdim edilecek. Sanat kariyerine Ankara Tiyatrosu’nda başlayan Zerrin Tekindor, tiyatronun yanı sıra, birçok TV dizisi ve sinema filmlerinde de rol aldı. Sanat yaşamını pek çok ödülle taçlandıran Tekindor, oyunculuk kariyerine devam ederken Bilkent Üniversitesi resim bölümüne de devam etti. Yaptığı resimler en az oyunculuğu kadar takdir topladı.
“Yükselen Değer Ödülü” ise bu yıl Avusturyalı Yönetmen Norbert Pfaffenbichler’in oldu. Pfaffenbichler de ödülünü 4 Haziran Pazar akşamı AKM Yeşilçam Sineması’ndaki gecede alacak. Wirehead, Santora, Traxdata, 36, Piano Phase filmleriyle tanınan yönetmen aynı zamanda küratör olarak da sanat çalışmalarını sürdürüyor.
Öncü Festivaller
Temalı düzenlenmiş festivaller her zaman farklı türlerin önlerini açan önce çalışmalardır. Bu nedenle Uluslararası Distopya Film Festivali’ni çok kıymetli ve etkili buluyorum. Sizler de distopya gibi alternatif kavramlara ilgi duyuyorsanız bu festivali asla kaçırmayın derim. Veeee son bir önerim de bir distopya başyapıtı olan George Orwel’ın Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ve Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya romanlarını okumanızı öneririm. Unutmayın, sanat herkesi iyi hissettirir.