SON DAKİKA

CHP ne yapıyor, ne yapmalı?

CHP, maalesef Suriye sınavından da sınıfta kaldı. Esad Şam'dan Rus askeri üssüne hareket etmek üzereyken Özgür Bey, hükümeti Esad ile görüşmeye ve diktatöre destek vermeye davet ediyordu. Bu kadar aymazlık olur mu? Bir taraftan demokrasiyi savunacaksınız diğer yandan halkının üzerine bombalar atmış, yüzbinlerce insanı öldürmüş bir diktatörü sahipleneceksiniz.

Olayın en acı ve garip tarafı Özel bu açıklamayı Hatay milletvekillerinin ricası üzerine yapmış. Hatay’da CHP’yi destekleyen Nusayri vatandaşlarımız var. Bu vatandaşlarımızın bir kısmı kendileriyle aynı mezhepten olan Esad’a yakınlık hissediyorlar. Özel bu açıklamayı yaparak o vatandaşlarımıza mesaj gönderiyor. Sözüm ona onların gönlünü alıyor. Cezaevlerinin ve işkence hanelerin görüntüleri ortaya çıktıktan sonra, insan haklarına son derece saygılı olan Nusayri vatandaşlarımızın da Esat’tan nefret ettiğini düşünüyorum.

Öyle olmasa bile, iki yüz bin kişiyi memnun etmek için on milyonlarla ters düşülür mü? CHP muhalefet partisi. İktidar gibi mecburiyetleri yok. Bu kadar avantajlı bir pozisyondayken bu kadar vahim bir hata yapılır mı? Diğer partilerin ‘’CHP dış politikayı yönetemez’’ sloganıyla propaganda yapmasına fırsat verilir mi? HTŞ, Şam kapılarına dayanmışken Esad’ın devrileceğini nasıl öngöremezler? Devrileceğini görmelerine rağmen sahip çıktılarsa sol, sosyal demokrat bir parti bir diktatöre nasıl sahip çıkar? 

Hepsini geçtim. En büyük sorunlarımızdan biri olan sığınmacıların Esad iktidardayken vatanlarına dönmeyecekleri daha doğrusu dönemeyecekleri belli. Tayyip Bey, Esad’ı masaya oturtmak için neler yaptı. Kaç kere davet çıkarmasına rağmen sonuç alamadı. Bunlara hepimiz şahit olmuşken ve Esad devrildiğinde rakam konusunda ihtilaf olsa da çok sayıda sığınmacının memleketine döneceği belliyken devrime nasıl karşı çıkılır? Eğer bu basit tespiti yapamıyorlarsa, istedikleri kadar bünyelerinde emekli büyükelçileri olsun, dış politikayı yönetemezler. Yok bu tespiti yaptılar ve ‘’sığınmacıların gitmesi iktidarın işine yarar’’ diye düşündülerse bu vatanseverlikle bağdaşmaz. 

CHP’deki akıl karışıklığı devrimden sonrada devam ediyor. Özgür Bey, ‘’Hükümet Suriye’ye bir lira bile harcamamalı’’ derken İmamoğlu ‘’Suriye’ye kreşler açacağız’’ dedi. Belki kent lokantaları da açar. Diğer partilerin ne düşündüğü ve neyi savunduğu belliyken, CHP, aynı gün içinde iki önemli isminin ağzından birbiriyle çelişen açıklamalarda bulundu. 

Oysa CHP’nin ne diyeceği o kadar belli ki. ‘’Ülkemiz bu kadar ciddi bir ekonomik krizden geçerken Suriye’ye yardım etmemiz ve mali yük altına girmemiz düşünülemez. Bununla beraber komşumuza ayakları üstünde durması ve istikrarı sağlaması için destek olmalıyız. Dışişlerimiz Suriye’ye uygulanan ambargoların ve blokajların kaldırılması için ağırlığını koymalı. Suriye’nin petrol kuyularının %5’i doğalgaz yataklarının %20’si aktif. Bu oranların arttırılarak Suriye’nin ekonomik açıdan rahatlaması sağlanmalı. Suriye’ye ihracat yapılması, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri vermesi desteklenmeli ki Suriye ayağa kalksın ve sığınmacılar dönsün.’’

Bu arada CHP, hükümeti, Suriye ile deniz sınırları anlaşması imzalanması ve Suriye’nin karasularında doğalgaz arama, bulma ve işletme hakkı elde edilmesini içeren bir sözleşme yapılması konusunda sıkıştırmalı. Suriye’nin karasularında Tartus açıklarında doğalgaz olduğu biliniyor. Doğal olarak Suriye’nin bu doğalgazı çıkaracak, işleyecek ve nakledecek teknolojisi, bilgisi, birikimi ve makine ekipmanı yok. 

Ama ekonomik olarak rahatlamak için bu kaynakların en kısa sürede devreye alınması lazım. CHP ‘’Ey Erdoğan gücünü göster bu anlaşmayı Türkiye’ye kazandır.’’ demeli. Hükümet bunu yaparsa ‘’Fikir bizimdi. İktidarı biz yönlendirdik’’ derler. Hükümet bunu yapmaz veya yapamazsa ‘’Erdoğan bunu bile başaramadı’’ derler.

CHP’deki akıl karışıklığı Devlet Beyin başlattığı açılım konusunda da sürüyor. Diğer partiler gayet netler. Ak Parti, MHP, Yeniden Refah, Dem ve TİP açılımı destekliyor. Bahçeli MHP’li ülkücüleri bu konuda ikna etti. MHP’den bile aykırı ses çıkmıyor. İyi Parti, Zafer, Anahtar Parti ve BBP açılıma muhalif. Gerekçelerini ve düşüncelerini açıklıyorlar. Kampanyalar düzenliyorlar.

CHP’nin ne dediği belli değil. Destekleseler ulusalcı seçmeni kaybetmekten, karşı çıksalar Dem Partili seçmeni küstürmekten korkuyorlar. Bir liste yapmışlar, bunlar olacaksa destekleriz diyorlar. Böyle siyaset yapılır mı? Kim kime ve nasıl, şunlar olacak, bunlar olmayacak diye garanti verebilir? İlaveten CHP’nin dört lideri yani Özel, İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu, birbiriyle taban tabana zıt paylaşımlarda bulunuyorlar.

CHP yerel seçimlerdeki başarısını tekrar etmek istiyorsa silkinmeli. Politikalarını belirlemeli ve halkla paylaşmalı. Karasızlık en kötü karardan bile kötüdür. Aksi halde CHP bir yerel yönetimler partisi olarak kalır.