Barzani yine oyuna geliyor…
Dünyanın her yerinde, her siyasetçinin hayalinde farklı "siyasi hayaller"inin olması normal ve anlaşılır bir durumdur.
Bu “siyasi hayaller”in hayata geçirilmeye çalışılma girişimleri de anlaşılırdır.
Ancak eğer bunlar toplumsal, siyasi ve jeopolitik gerçekliklerden kopuk ve ayrıca senin gücünün sınırlarını fazlasıyla aşıyorsa o hayallerin vücut bulma şansı yoktur.
Hele bir de senin bu “siyasi hayaller”in senden kat be kat güçlü komşuların için büyük tehditler içeriyorsa buna yeltenmek intihar olur.
Ayrıca sen o hayallerini birilerinin kirli planlarının ve çirkin hesaplarının bir parçası haline getiriyorsan bu çok daha vahim bir durum demektir.
Kuzey Irak’taki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani’nin de bir “Kürt devleti” hayali olduğu sır değil.
Deneyimli bir siyasetçi olan Mesud Barzani, son 20 yılda özellikle Türkiye ile kurduğu yakın ilişkiler ve çoğunlukla yürüttüğü doğru dengeler sayesinde bölgesini ayakta tutmayı başarabildi.
Ancak aynı Barzani 2017 yılında yukarıda sözünü ettiğimiz tanımlara denk gelen ciddi bir hata yaptı.
ABD’nin tuzağına düşüp “bağımsızlık referandumu” ilan etti.
Türkiye’nin tüm uyarılarına rağmen ABD’ye güvenip geri adım atmayarak söz konusu referandumu gerçekleştirdi.
Başta Türkiye olmak üzere bölge ülkelerinin sert tepkisiyle karşılaştı.
Irak ordusu üzerlerine yürüyünce ABD oralı bile olmadı.
Hatta Irak ordusuna eşlik eden Haşdi Şabi güçlerinin altında ABD’nin Abraham tankları vardı.
Barzani güçleri, bir hafta içinde başta petrol ve doğalgaz zengini Kerkük ve çevresi olmak üzere denetimleri altındaki bölgelerin yüzde 30’una yakınını terk etmek zorunda kaldı.
Büyük hezimet sonrası referandumu rafa kaldıran Barzani, “ABD bizi kandırdı, hem de çok büyük kandırdı” diye tarihi itiraflarda bulundu.
Barzani’nin bu tarihi hatası lideri olduğu Kürdistan Bölgesi’ni 20 yıl geriye götürdü.
Bu büyük hata Barzani’yi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi başkanlığı koltuğundan da etti.
Başkanlık koltuğunu Türkiye ile ilişkileri daha fazla önemseyen yeğeni Neçirvan Barzani’ye bıraktı.
Oğlu Mesrur Barzani de Neçirvan Barzani’nin yerine başbakan oldu.
Büyük “yalvar-yakarlar” neticesinde üç yıl sonra Türkiye ile ilişkilerini düzeltme yoluna gidebildiler.
Son 4-5 yıl içinde de ilişkiler yeniden önemli ölçüde düzeldi.
Lakin şimdilerde aynı Mesud Barzani’nin yine büyük bir oyunun, büyük bir hatanın içine girmeye başladığının işaretleri görülüyor.
Üstelik yine ABD’nin hatta o dönemki aynı ekibinin benzer bir oyununa alet oluyor.
2017’de Barzani’nin başına “referandum çorabı”nı ören ekibin başında “yeminli bir Türkiye düşmanı” olan ABD’nin o dönemki DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk vardı.
Bu kişi aynı zamanda terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adlı yapıyı kuran kişi.
Türkiye’ye karşı bütün kirli planların altında imzası bulunan McGurk, Türkiye’nin kırmızı bülten ile aradığı Mazlum Kobani kod adlı Ferhat Abdi adlı teröristi SDG’nin başına getirten kişi aynı zamanda.
Obama döneminde söz konusu göreve getirilen ve Trump’ın ilk döneminde görevden alınan McGurk, Biden’ın göreve gelmesiyle daha üst düzey yetkilerle ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika Temsilciliği görevini üstlendi.
20 Ocak’ta Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla muhtemelen bir kez daha görevden alınacak olan McGurk, giderayak yeni kirli bir planın peşinde.
McGurk ve ekibinin planladığı ve “Kürtlerin birliğinin sağlanması” adı altında yürütülen plan için ABD’li ve Fransız yetkililer bir süredir bölgede yoğun bir faaliyet yürütüyor.
Yapmaya çalıştıkları, PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG ile Barzanilere yakın Kürt grupları bünyesinde toplayan ENKS’yi birlikte hareket etmeleri konusunda anlaştırmak.
Amaçları, yeni Suriye yönetimine karşı PYD’yi güçlü kılmak ve Suriye’de de Irak’takine benzer federal bir yönetim modelinin hayata geçirilmesini sağlamak.
Özellikle Suriye’de muhaliflerin yönetimi ele geçirmesinin ardından çabalara hız verilmiş durumda.
ABD ve Fransız yetkililer, bugüne kadar hep eski muhalifler, şimdiki yönetim ile ortak hareket eden ve Türkiye ile yakın ilişkileri olan ENKS’yi ikna etmekte zorlanınca Mesud Barzani’yi devreye soktular.
Son günlerde yaşanan gelişmeler Mesud Barzani’nin bir kez daha aynı güçlerin oyununa geldiğini gösteriyor.
MAZLUM KOBANİ’YE ERBİL DAVETİ İDDİALARI
Geçtiğimiz günlerde Barzani’nin, Erbil’de ağırladığı ENKS yetkililerine “Kürt birliğinin sağlanması” planı doğrultusunda PYD’ya karşı daha ılımlı olmaları konusunda telkinlerde bulunduğu Kuzey Irak medyasına yansıdı.
Aynı Barzani, bu hafta içinde özel Abdulhamid Derbendi’yi Suriye’ye göndererek SDG’nin başındaki Mazlum Kobani ile görüştürdü.
Medyaya yansıyan bilgiler, Barzani’nin özel temsilcisi aracılığıyla Mazlum Kobani adlı teröristi Erbil’e davet ettiğini de gösteriyor.
Yani haberler doğruysa, Mesud Barzani önümüzdeki günlerde, Türkiye’nin kırmızı bültenle aradığı bir teröristi Erbil’de ağırlayacak.
ABD ve Fransız yetkililerinin girişimleri neticesinde başlatılan ve devam etmekte olan “Kürt birliği” adı altında yürütülen bu girişimlerin hiçbirinde Kürtler dâhil tüm toplulukların haklarının korunmasına yönelik bir yaklaşımla yeni Suriye yönetimiyle ortak hareket edilmesi ve bu çabaların yürütülmesi esnasında Türkiye’nin hassasiyetlerinin gözetmelerine dönük mesajlar yok.
Tam tersine yeni Suriye yönetimine karşı PYD ve ENKS’nin ortak hareket etmesi ve en azından Suriye’nin federal bir yönetim modeline kavuşturulması sağlanarak PKK’nın Suriye’deki korunmasına dönük çabalar söz konusu.
Görünen o ki ABD ve Fransız yetkililer, ENKS’ye kabul ettiremedikleri planlarını Mesud Barzani eliyle hayata geçirmeye çalışıyor.
2017’deki bağımsızlık referandumu sonrası “ABD bizi kandırdı, onların oyununa geldik” diyen Mesud Barzani’nin de bir kez daha aynı güçlerin benzer bir oyununa geldiği görülüyor.
2017’deki oyunun bedeli Barzani için çok ağır olmuştu.
Birilerinin, Barzani’ye bu kirli oyundan bir an önce dönmemesi halinde bu kez çok daha büyük bedellerle karşı karşıya kalacağını anımsatmakta yarar olacağını düşünüyorum.