ABD'nin siyasi yüzü ve dünya gerçekliği
ABD'de başkanlık seçimlerinin yapılacağı gün 179 yıl önce çıkarılan bir yasaya göre belirlenmiş durumda. 1845 tarihli "The Presidential Election Day Act"e (Başkanlık Seçim Günü Yasası) göre başkanlık seçimi her dört yılda bir kasım ayının ilk pazartesini izleyen salı günü yapılıyor. Bu yasanın çıkmasının nedeni 1845'ten önce düzenlenen seçimlerin her eyalette farklı gün olması. 19. yüzyıl tarım toplumunun gereklilikleri de bu tarihin seçilmesinde önemli bir rol oynamış. Kasım ayı hasat mevsimin sona erdiği dönem olduğu için seçilmiş, salı gününün seçilmesi ise pazar günü kiliseye gidildiğinden pazartesiyi yolculuk için serbest bırakmak. Toplum değişse de bu gelenek halen devam ediyor.
Seçiciler Kurulu sistemi, ABD Anayasası’nın 1787’de kabul edilmesi ile ortaya çıktı. Kurucular, başkanlık seçiminde doğrudan halk oyuna güvenmek yerine eyaletler aracılığıyla bir başkan seçmeyi amaçlamış. Sisteme göre her eyalet nüfusuna dayalı olarak kurula belirli bir sayıda üye gönderiyor. Bu sistemin tasarlanma sebebi ise federal yapıyı korumak ve küçük eyaletlerin de büyük eyaletlerle aynı oranda temsil edilmesini sağlamak.
ABD Seçiciler Kurulu’na üye seçimi, eyaletlerin siyasi partileri tarafından yapılıyor. Genellikle parti üyeleri, yerel liderler ya da sadık partililer arasından seçilen isimler, partilerin kurul üye adayları olarak belirleniyor. Halk oylamasıyla eyaletin kazanan başkan adayı, o partinin üyelerinin Seçiciler Kurulu’nda oy kullanmasını sağlıyor. Her eyaletin kendi nüfusuna göre belirli sayıda kurula üye gönderme hakkı mevcuttur.
Seçiciler Kurulu’nda toplam 538 üye bulunuyor ve bir adayın başkan olabilmesi için en az 270 oy alması gerekiyor. Eyaletteki üyeler, halk oyu sonucuna göre oy kullanıyor. ABD’de seçime katılacak partilerin düzenlediği ön seçimler ve partilerin kendi kayıtlı seçmenlerine yönelik yerel toplantılar aracılığı ile seçiliyor. Seçmenler, partilerinin adayını desteklemek için ön seçimlerde oy kullanıyor ve adayların aldığı oy oranlarına göre delege sayıları belirleniyor. Parti kurultayında en fazla delege oyuna sahip olan aday, başkanlık seçimlerinde partisinin adayı olarak yarışmaya hak kazanıyor.
Amerika’da ki başkanlık seçimleri bütün dünya milletleri tartından merakla izlendi. Donald Trump uzun bir sürecin sonunda başkanlık koltuğuna hak kazandı. Bu süreçten sonra dünya sanki yeniden kurgulanacakmış gibi senaryolar düzenlenip kamuoyu meşgul ediliyor. Siyonizmin global dünya düzeninde hakimliğini elinde tutan Amerika tüm seçimlerde sandıktan Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin aynı düzenin devamlılığını sürdürerek
Amerika halkının vergilerle sömürülmesi ve milyarlarca dolar dış borçlarla İsrail’e yapılan silah yardımlarıyla Kapitalizmin kirli elini, masum insanların kanına girerek dünya üzerinde hakimlik kurma oyunu oynanıyor.
İç Savaş’ın ardından 1867 yılında Kongre tarafından çıkartılan yasa, 1870 yılında Amerika Birleşik Devleti olarak anayasaya girmiştir. Buna göre siyahi erkek Amerikalılara oy hakkı tanınmıştır. 1875 yılındaki yasayla da ırk ayrımcılığı yasaklanmıştır. ABD Silahlı Kuvvetleri’nde 1948 yılına kadar siyahiler beyazların bulunduğu birliklere alınmayıp ayrı şekilde idare edilseler de başlarında beyaz komutanlar bulunurdu. Toplumsal hayatta Afroamerikalıların uyması gereken düzenlemeler kamusal hayatta yer almakta, nerede yürüyebilecekleri, yiyip içebilecekleri veya dinlenebilecekleri belirlenmiş durumdaydı. Ayrımcılığa dair hukuk 1964 Medeni Haklar Yasasıyla garanti altına alınmış olsa da de facto olarak ayrımcılık günümüzde hala sürmektedir.
Amerikalı Yahudiler, alternatifin yol açabileceği korkunç sonuçlar nedeniyle İsrail'e desteğin önemini kabul ediyorlar. İsrail'in artık sıklıkla dünyanın dördüncü en güçlü ülkesi olarak anılmasına rağmen, İsrail'e yönelik algılanan tehdit askeri yenilgi değil, yok oluş. Amerikalı Yahudiler, siyasi güce sahip olmazlarsa Amerika Birleşik Devletleri'nde neler olabileceğinden korkuyorlar. Amerika Halkı üzerlerindeki ölü toprağını silkeledikleri gün geldiğinde Martin Luther King Jr,Malcholm X, gibi fikir önderlerinin zuhur ettiğinde ,Amerika Halkının kendi gerçek özgürlüğüne, Siyonizm’in sömürüsünden kurtulduğu gün ,dünyada güneş bir başka doğacaktır.