Dolar $
32.45
%0.07 0.02
Euro €
34.5
%0.04 0.01
Sterlin £
40.38
%-0.07 -0.03
Çeyrek Altın
4055.95
%-0.5 -20.15
SON DAKİKA
Madencilik Pazartesi 22 Mart 2021 02:42

REFORM PAKETİ ÜRETİMİ ARTTIRACAK

TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan, "Madencilik yatırımlarında yatırım ortamının iyileştirilerek, yatırımın güvencesinin arttırılması' maddesi bürokrasiyi azaltacağı gibi üretim ve ihracat boyutuyla çok ciddi olumlu bir etki yapacaktır" dedi.

Reform paketi üretimi arttıracak

Gökhan ÖZ 

TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Başkanı İbrahim Halil Kırşan, reform paketindeki madencilik sektörünü ilgilendiren ‘Madencilik, petrol ve doğalgaz arama ve üretiminde yatırım ortamı iyileştirilerek, yatırım güvencesinin daha da arttırıldığı bir piyasa oluşturulacaktır’ şeklindeki ifadenin sektör tarafından olumlu karşılandığını belirtti. “Türkiye’nin gerçekten kalkınması ve halkın refah düzeyinin yükselmesi ülke doğal kaynaklarının yeterince üretimine ve kullanımına bağlıdır” diyen Kırşan ile madencilikteki bürokratik süreçleri, sektörlere olan katkısını ve sürdürülebilirlik kapsamında yapılması gereken yatırımları konuştuk. 

Sektör olumlu karşıladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Ekonomi Reformları’nı açıkladı… Enerji ithalatını azaltıcı önlemler kapsamında; Madencilik, petrol ve doğal gaz arama ve üretiminde yatırım ortamı iyileştirileceğini belirtti. Sizce açıklanan reform paketiyle madencilik sektörü nasıl bir ivme kazanacak?

Sayın Cumhurbaşkanımızca 19 Mart 2021’de açıklanan reform paketinde madencilik sektörünü ilgilendiren ‘Madencilik, petrol ve doğalgaz arama ve üretiminde yatırım ortamı iyileştirilerek, yatırım güvencesinin daha da arttırıldığı bir piyasa oluşturulacaktır’ şeklinde ifadesini bulan yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yatırım güvencesinin daha da arttırılacağı hükmü madencilik sektörü tarafından çok olumlu karşılanmıştır. Ülkemizde madencilik politikaları 1985 yılında yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine göre yürütülmektedir. Günün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde birçok defa değişikliğe uğrayan söz konusu kanunun uygulanmasında halen birçok güçlükle karşılaşılmaktadır. Özellikle anılan kanunun izinleri düzenleyen 7. Maddesi konuyla ilgili birçok kurum ve kuruluşun mevzuatlarını ilgilendirmekte ve madencilik yapan ruhsat sahiplerini bürokratik sorunlarla baş başa bırakmaktadır. Yatırım yapmak isteyenleri ciddi sıkıntılarla karşı karşıya bırakabilmektedir. 

Reform paketinde yer alan ‘madencilik yatırımlarında yatırım ortamının iyileştirilerek, yatırımın güvencesinin arttırılması’ maddesi bürokrasiyi azaltacağı gibi üretim ve ihracat boyutuyla çok ciddi olumlu bir etki yapacaktır. Keza reform paketinde yer alan ihraç ürünlerimizin daha hızlı ve daha düşük maliyetle pazarlama erişimi için yurtdışında hazırlanması planlanan lojistik merkezlerinin kurulması da madencilik sektöründe özellikle doğal taş, mermer ve metalik maden ihracatını olumlu bir şekilde etkileyecektir. Eximbank’ın yeniden yapılandırılarak madencilik sektörüne düşük faizli ve uzun vadeli kredi temin edecek bir yapıya kavuşturulacak olması da olumlu karşılanmaktadır.

2021 madencilikte fırsat yılı 

"İthal girdisi az olan ve ihracat odaklı çalışan madencilikte, yeni ekonomik paket güvencesi sonrası sektörde hangi yatırımlar hayata geçecek ve sürdürülebilirlik anlamda nasıl yol izlenecek?

Pandemi süreci bize gösterdi ki tedarik zincirinin ilk halkası madenlerdir. Yaşanan bu süreç madencilik sektörünün ne kadar önemli olduğunu herkese göstermiştir. Sanayinin hammaddesi madenler olmadan çarkların dönmesi mümkün değildir. Madencilik sektörünün bir diğer önemli özelliği; başta sanayi olmak üzere, diğer sektörlerin (tarım, hizmetler, ulaşım, enerji vb.) faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli temel hammaddeleri üretmekte olmasıdır. Bir başka deyişle, ekonominin faaliyetini sürdürebilmesi, madencilik sektörünün sürekli ve verimli bir tarzda üretimde bulunmasına bağlıdır. Ülkemizin maden ve doğal taş işleme merkezlerinin bu beklentiye cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmesi, yatırım ve kapasite artırımını gerçekleştireceği için 2021 ülkemiz için önemli bir eşik olabileceği fırsatını barındırmaktadır. 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız tarafından uygulamaya konulan Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında ülkemizde madencilik alanında birçok adım atıldı, önemli aşamalar kat edildi. Ancak bunlarla yetinilmemeli ve ülkemiz maden varlığı dikkate alınarak daha çok proje geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir. Borlarımızdan yüksek teknoloji ürünü uç ürünlerin üretilmesine devam edilmesi, ferrokrom tesislerinin kapasitesinin artırılması ve paslanmaz çelik sanayinin kurulması, alüminyum tesislerinin kapasitesinin artırılması ve alüminyum ürünlerinin tümünün üretilmesi, bakırdan bütün elektrolitik ürünlerin üretilerek izabe tesislerin artırılması, kömüre dayalı temiz kömür teknolojilerine dayalı çevre dostu tesislerin kurulması, kömür ithalatından vazgeçilmesi, toryum ve NTE konusunda bilimsel ve teknolojik çalışmaların artırılması, feldspatın, mermerin, perlitin, pomzanın ve diğer madenlerimizin ülke içinde kurulacak tesisler ile daha iyi bir şekilde değerlendirilmesi ülkemiz madencilik sektörünün ana hedefleri olmalıdır. Ülkemizin bu zorlu süreçten en az kayıpla çıkabilmesi için madencilikte mevzuattan kaynaklanan tüm engellerin kaldırılarak aramadan pazarlamaya kadar risklerle dolu olan bu sektörün önünün mutlak şekilde açılması ve yatırımcının ülke içinde katma değer meydana getirecek sanayi sektörüne yardımcı olacak yatırımlar yapması konusunda tedbirler alınmalıdır. Kalkınma modellerini, öncelikle öz kaynaklarına dayandıran ve eksiklerini dış kaynaklarla destekleyebilen ülkeler; kalkınma sürecini, sancısız, istikrarlı ve güvenli bir şekilde aşabilmişlerdir. Türkiye’nin gerçekten kalkınması ve halkın refah düzeyinin yükselmesi ülke doğal kaynaklarının yeterince üretimine ve kullanımına bağlıdır.

Altın rezervimiz 100 ton üretim hedefine ulaştırır

Ülkemiz jeolojik konumunun gereği olarak İsviçre’den Hindistan’a uzanan ve özellikle altın, gümüş, bakır, çinko, kobalt, nikel bakımından zengin olan ‘’Tetis Metalojonik Kuşağı’nın’’ tam ortasında yer almaktadır. Prof. Dr. Ayhan Erler tarafından yapılan bir jeolojik modelleme çalışmasına göre ülkemizde 6.500 ton altın potansiyeli bulunmaktadır. Türkiye’de altın üretimine 2001 yılında başlamıştır. 2000 yılında sıfır üretim, sıfır istihdam ve sıfır vergi söz konusu iken, yirmi sene sonra, 2021’de 13.000 kişiye doğrudan istihdam oluşturan, yılda 42 ton altın üretip ekonomiye yaklaşık 2,5 milyar dolarlık katkı sağlayan, bunun karşılığında devlete 9 ton altına eşdeğer direkt ve dolaylı vergi ödeyen bir seviyeye gelmiştir. Halihazırda üretime hazır olarak ön fizibilitesi yapılmış 1500 ton altın rezervini dikkate aldığımızda Sayın Cumhurbaşkanımızın altın sektörünün önüne hedef olarak koyduğu 5 yıl içinde 100 ton altın üretimi hedefine ulaşmamak için bir neden bulunmamaktadır. Bunu sağlamak için altın sektörünün kamu otoritesinden beklediği 3 ana talep bulunmaktadır:

1-Halihazırda altın üretimini bekleyen mevcut projelerin hayata geçmesi için bürokratik engellerin ortadan kaldırılarak izin süreçlerinin hızlandırılması.

2-Madencilik fizibilitelerini olumsuz etkileyen yüksek orman izin ve ağaçlandırma bedellerinin makul oranlara düşürülmesi.

3-Ülkemizde var olan altın potansiyelinin görünür hale getirilmesi için kamu ve özel sektör tarafından yürütülen arama projelerine hız verilmesi.


ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR