İstanbul’dan hareketle yedi bin kilometrelik bir mesafeyi aşarak Kuzey Çin, Yanshan Dagları’nın batı yamaçlarındaki başkent Pekin’e uçuyoruz .

Pekin her daim beni çok heyecanlandıran dünya başkentlerinden biri olmuştur. Diğer kentlere göre çok eski ve engin kültürü, enerjisi ve ihtişamı çok bambaşkadır.

Tiannamen Meydanı

Kente gelir gelmez şehrin tam merkezinde bulunan Tiannamen Meydanı’na gidiyoruz. Burası aynı anda bir milyon insanın toplanabildiği dünyanın en büyük meydanıdır ve Yasak Şehir ’in girişinde devasa bir ihtişamla bizi karşılar.

Bu meydan bana daima eski Çin’i hatırlatır ve hüzün verir. Çünkü, ne zaman buraya gelsem maalesef bu meydanda 1989 yılında üniversiteli gençlerin hükümeti protestoları esnasında yaşanan çok trajik ve dünyayı sarsan olaylar aklıma gelir.

Bugün de meydanın bütün giriş çıkışları kapalı ve Çin polisi tarafından kontrol ediliyor.

Başka bir dünya

Sadece Yasak Şehre giriş yapılan büyük geçiş açık. Eski Çin lideri Mao Tse Tung girişteki resimlerden bize bakıyor. Burası bambaşka bir dünya. Meydan inanılmaz kalabalık, yabancı turistten çok yerli Çinli turistler aileleri ile birlikte burayı ziyarete gelmişler.

Kalabalığın içinden biletimi alıp sarayın kapılarından içeri giriyorum.

Yasak Şehir 1420 yılında inşaatı tamamlanmış ve 1924 yılına kadar özellikle Ming ve Quing hanedanları tarafından kullanılmış.  Çin İmparatorları Yasak Şehir’i dünyanın merkezi kabul etmişler. Sarayın ön bölümü imparatorluğun siyasi ve idari merkeziyken, sarayın arka bölümleri ise Çin İmparatoru, ailesi ve sevgilileri için ayrılmış .

Su dolu hendekler var

Halk için buraya giriş çıkışlar kesinlikle yasak olduğu için ve sadece saray halkının burada yaşamasına izin verildiğinden dolayı saray kompleksinin ismi “Yasak Şehir” olmuş. Saray  dokuz yüz metre uzunluğunda ve yedi yüz elli metre genişlikte, çevresi on metre yükseklikte duvarlarla kapli ve saray duvarlarının dışında elli iki metre genişlikte bulunan su dolu hendekler var. 

Gez gez bitmez

Sarayda dokuz yüz seksen bina ve sekiz bin sekiz yüz seksenaltı oda bulunuyor ve yedi yüz yirmi bin metrekarelik bir alan kaplıyor. Gez gez bitmez. Yasak Şehir’i burada bir sayfada anlatmak elbette imkansız.  Saray binaların mimari güzellikleri, üstündeki renkli Çin motifli boyamalar, kırmızı, ihtişamlı tarihi kapılar, misafir kabul salonları , saray bahçeleri, çeşmeler, bahçelerdeki aslan, ejderha, geyik, kaplumbağa ve leylek gibi bronz heykeller hepsi çok özel.

Ama bence en özeli sizin de tahmin edeceğiniz gibi Sarayın arka bölümünde bulunan olağanüstü güzellikteki İmparatorun altın tahtı, hala tüm ihtişamıyla duruyor. İmparatora ait özel yatak odaları, çalışma ve dinlenme odaları, hazineye ait eşsiz altın eşyalar, sanat eserleri, Çin kültüründen gelen çiçeklerle ve kuşlarla süslü duvar kağıtları, zengin ahşap oymalı mobilyalar ve olağanüstü nakışlı eşyalar saymakla ve anlatmakla bitmez.

Teker teker geziyorum

Yavaş yavaş bu dev kapılardan bir bir geçerek bir sonraki alana geçiyorum.

Sırasıyla Meridyen Kapısı (Meridian Gate),  İlahi Kudret Kapısı (Gate of Divine Might), Batı Şan Kapısı (West Glorious Gate), Doğu Şan Kapısı (East Glorious Gate), Köşe kuleler, Yüce Armoni Kapısı (Gate of Supreme Harmony ), Yüce Armoni Salonu (Hall of Supreme Harmony), Askeri Üstünlük Salonu (Hall of Military Eminence), Edebi Zafer Salonu (Hall of Literary Glory), Güney kapılar, Gökyüzünün Duru Sarayı (Palace of Heavenly Purity) Saray Bahçeleri, Zihinsel Gelişme Salonu (Hall of Mental Cultivation) ve Sakin Uzun Ömür Sarayını (Palace of Tranquil Longevity) geziyorum. 

Her bir devasa girişin ardında yeni koskoca bir saray alanı açılıyor ve attığım her adımla imparatorun özel yaşantısına ait o olağanüstü güzellikteki bölümlere daha da yakınlaşıyorum. Bu ihtişamı böylece daha yakından tanıma fırsatım oluyor. 

Sembolik anlamları var

Saray mimarisinde bazı sayıların ve renklerin Çin mitolojisine göre çok önemli sembolik anlamları var.

Örneğin dokuz sayısı (sarayın içinde bazı alan aralarında dokuz köprü veya dokuz merdiven basamağı var) cennetin dokuz katını sembolize eder.

Sekiz sayısı ise evrenin sonsuzluğunu, yeniden doğuş ve bir çeşit bereketin sembolüdür.

Kırmızı, renk olarak imparatorluğun rengidir ve sadece kraliyete ait yapılarda kullanılabilir. Bu nedenle Yasak Şehirde kırmızı rengi çok ağırlıkta görebilirsiniz. Mavi renk ise gökyüzünün ve cennetin rengidir ve bazı çatı konstrüksiyonlarda kullanılır. 

Ziyaretçiler saygılı

Eğer sarı, yeşil ve mavi rengi bir arada görürseniz bu imparatoru, cenneti ve yeryüzünü bir arada sembolize eder.

Binaların damlarındaki dikkat çeken gizemli mitolojik figürlerin ise binaları koruduklarına inanılır.

İhtişam had safhada ve en güzeli her yer çok iyi muhafaza edilmiş ve çok bakımlı, ziyaretçiler ise çok saygılı.

Kanımca sarayın hakkını vermek için bir seyahatin iki gününü buraya ayırmak lazım çünkü alan çok büyük ve attığınız her adımda bir tarihi eser, bir mimari güzellik, bir detay keşfetmek mümkün. Saraya ait 1 milyona yakın eser bulunuyor.

Dünya Mirası Listesinde

1987 senesinde Yasak Şehir Unesco Dünya Mirası Listesine kabul edildi çünkü burası dünyada en büyük korunmuş saray kompleksi ve en büyük ahşap yapı kompleksi ve çok özel olarak Çin İmparatorluk yaşantısını, geleneklerini, kültürünü ve idari yapısını yansıtan bir eser.

Yasak Şehir ’in duvarların dışında saray kompleksine ait başka yapılar da var örneğin İmparatorluğun yazlık sarayı ve bahçeleri ve İmparatorun belli dönemlerde halkla buluşup bereket duasına çıktığı Gökyüzü Tapınağı (Temple of Heaven).

Saray gezinizden sonra Yasak Şehir ’in dışında sizi bekleyen bir çeşit çekçek olan ve Asya filmlerinde gördüğümüz “Rickshaw”lardan birine binebilir ve eski gri renkteki tek katli yerel Çin evlerinin, Hutonglar’ın, bulunduğu bölgeden geçebilirsiniz.

Akşam yemeği

Akşam yemeğinde ise Pekin’de kesinlikle olmazsa olmaz bir Pekin ördeği yemelisiniz.

Pekin ördekleri bu bölgede özel olarak yetiştiriliyor ve derileri o kadar ince ki ördek kızartıldığı zaman çok çıtır ve olağanüstü bir lezzette oluşuyor. Muhteşem bir damak zevki.

Bunun haricinde tabii Pekin sokaklarında dolaşmak, eski ipek pazarlarını gezmek, Pekin Operası ve Çin Akrobatik Showları izlemek ayrı bir keyif. Mutlaka kaçırılmadan izlenmeli.

Çin çok büyük ve çok çeşitli kültürleri, tarihi ve doğal güzellikleri içinde barındıran bir diyar ve bu nedenle her bir bölgeyi keşfetmek ayrı bir keyif.

Yasak Şehir ile ilgili son olarak size 1987 yapımı ve Oscar ödüllü “Son İmparator” filmini önerebilirim. Filmi seyrederken bu şahane yapının içinde dolaşıp, son İmparator Puyi’nin hikayesini izleyip Çin İmparatorluk dönemin nasıl kapandığını öğrenebilirsiniz.