Dolar $
32.22
%-0.07 -0.02
Euro €
34.65
%-0.11 -0.04
Sterlin £
40.2
%-0.32 -0.13
Çeyrek Altın
3911.09
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Gastronomi Perşembe 06 Haziran 2019 02:00

BAYRAM TADIMIZ

Ramazan Bayramı deyince nedense aklıma hep, tatlı, şekerleme, çikolata, çörek ve harçlık gelir. Ama bayram bambaşka bir heyecanın adıdır.

Bayram tadımız

Ve bayram töredir, bayram ana-babadır, bayram ailedir, velhasıl bayram bizi biz yapan değerler bütünüdür

Bayram Telaşı

Geldiğini anlamak için, evlerdeki telaşa bakmanız yeter. Ailesini ziyaret etmek için bilet almaya çalışan mı dersiniz, bavullarını toplayan mı dersiniz, ailesine haber veren mi dersiniz, evladı geliyor diye hazırlık yapan mı dersiniz. Bir taraftan tatlılar hazırlanır diğer taraftan çörekler, eve gelenlere ikram etmek için şekerlemeler satın alınır, bayram sabahı kahvaltı sofrası için neler yapılır neler. İşte bu telaşın topyekûn adıdır “BAYRAM”.

Bayram paylaşmaktır

Bayram paylaşmaktır. Her şeyi!. Başkalarının acısını paylaşamayan, sevinci ve huzuru da çoğaltamaz. Sevincini paylaştıkça bayram güzelleşir. Yoksa en yakının bile yanında değilse, sevincine üzüntüne ortak değilse, neyleyeyim ben o bayramı. Yani sevdiklerin, yakınların yoksa yanında o bayram sana zehir olur. Ve bana kalırsa Bayram en net ifadeyle sevinçtir, mutluluktur. Kendimizden başlayan, ailemize, çevremize yayılan, ülkemizi kucaklayan, dünyayı saran bir huzur ve sevinçtir “BAYRAM”. 

“Bayram sofrası huzuru” denen bir tabir vardır hemen hemen hepimizin zihninde. İşte Bayram, böylesine anlamlı özel günlerde bir arada olmak, bayram sofrası huzurunu tatmak, sevgiyi, huzuru, mutluluğu, bereketi paylaşmaktır. O günün sabahlarındaki kocaman kahvaltı sofralarında başka hiçbir şeyden alınamayan o keyif ve o kalabalıkta karmakarışık sohbetin huzurudur “BAYRAM”.

Bayram mutluluktur

Bayram demek ferahlık demektir, mutluluk demektir. Ömrümüzün her güzel günü aslında bir bayram sevincidir. Kimsenin kimseyi öldürmediği, kimsenin kimseye düşman olmadığı, haksızlıkların olmadığı bir ülkede yaşamak ve yurt içi ve yurt dışında binlerce çocuğa bayram sevinci yaşatabilmektir “BAYRAM”.

Türk Milleti olarak Orta Asya'dan Balkanlara, Doğu Türkistan'dan Gazze'ye mazlum diyarlarda yaşayan kardeşlerimizin de hür bir şekilde idrak ettiği, milli benlik içinde, gönüllerin coştuğu, yüreklerin heyecan kapladığı, kalplerin huzur bulduğu, mazlum ve muhtaç kardeşlerimizin gönüllerine huzur dağıtabilmektir “BAYRAM”. 

İnsan hayatına dokunmaktır

Anadolu’da hanımlar veya erkeklerin bir geleneği yaşatmak için imece usulü bayram kömbesini almak için fırın önünde beklemelerindeki bir heyecan vardır ki tarif edilemez. İşte mutluluk budur ki; ailenle birlikteysen çoluğunla çocuğunla huzurlu sağlıklıysan her şey bayram gibi gelir insana. Belki insan hayatına dokunmaktır en büyük “BAYRAM”.

Hastalıklı hücreler huzuru ve mutluluğu hiç sevmezler. Huzur kanser hücreleri için bir felakettir. Kanseri yenen bir mutluluktur “BAYRAM”.

Vatan ve milletin huzuru güveni ve namusu için nöbet tutmaktır “BAYRAM”.

Ve belki de en önemlisi Yaşayan bir insan olarak, fani şeylere bel bağlamadan huzuru sonsuz olan Allah'ı arayıp ona olan sevgide bulmak ve Rabbin, sevinci, huzuru, muhabbeti, aşkı ve hürriyeti kullarına yepyeni bir şekilde iade etmesidir “BAYRAM”.

Annemin sarı burma tatlısı

Hatıralarımdaki en canlı bayram anısı “annemin sarı burma tatlısı”

Annem her bayram öncesi sarı burma tatlısı yapardı. Günler öncesinden başlardı hazırlığına. Unu kaliteli olacak, cevizi özel olacak vs. İnanın dışardaki hiç bir tatlı bunun yerini tutmazdı. Annem yaptığından mıdır bilinmez ama ağızda bıraktığı nefaset hiç bir şeyle değişmezdi ve birde bayram çöreği vardı tabi. Susamlı ve çörek otlu olurdu. Kokusu yüzlerce metre ilerden hissedilirdi. Apartmana girildiğinde anlardınız o malum çörekten yapıldığını. O çöreğin fırından çıktıktan sonra bir kokusu vardı ki mest ederdi insanı. Ve birde yaprak sarması bayramların vazgeçilmeziydi. Zeytinyağlı olurdu. Kuş üzümü, çam fıstığı konurdu içine. sanki biraz tatlı mıydı ne. Belki çok az şeker eklerdi. Ama tadı şahaneydi.

İşte bayram deyince insanın aklına bunlar geliyor. Nerede o eski bayramlar edebiyatı yapmayacağım. Ama insan hatıralarda yaşar. Geçmişi olmayanın geleceği de yoktur. Yapılan tatlılar Her defasında tezgah altı dolaba konur ki gelen misafirlere yetsin diye. Ama İnsaflı da davranılırdı. Hep kaçamak yerdik tatlıları. Yan bahçede torunlarına bayram tatlısı yediren anneanneler babaanneler, mahalleden çocuklar gelse de şeker versem diyen teyzeler vs hep bayramların güzel yüzü değil miydi?

Bayramların vazgeçilmez ikramları 

Tatlılar, şekerlemeler ve çikolataların satışlarında bayram hareketliliği her yıl bayramdan 1.5 hafta önce başlardı. Ancak bu sene nedense biraz geç başladı gibi. Tabii bayramın vazgeçilmezi tatlılar, şekerlemeler ve çikolatalar. Çifte kavrulmuşundan tutun cezeryeye kadar yüzlerce çeşit Lokumlar, özel tasarımlı kutularında special madlen vb. çikolatalar. Envai çeşit fındıklı, fıstıklı, meyveli Drajeler. Çeşit çeşit tatlılar baklavalar, özel kare baklavadan tutun fıstık dürüm, saray sarma, fıstıklı kadayıf, fıstıklı şöbiyet vs. kadar.

Bence bu piyasada lokumun Eminönü’nde uzun yıllardan beri faaliyet gösteren Ali Muhiddin, Hacı Bekir ile Hafız Mustafa gibi yüzyıllardır kalitesini bozmayan yerlerden alınması lazım.  Ya da Seyidoğlu veya Koska gibi markalardan. Mısır Çarşısı` da bu alanda efsanedir. Burada şekerleme, çikolata ve tatlı satan Esnaf’ın ürünleri kalitelidir. Ancak biraz pahalıdır. Bayram öncesi Eminönü ve Mısır Çarşısı`na yolunuz düşerse tadımlık ta olsa satılan şeker, çikolata ve lokumdan biraz alın derim.

Bayramda ağzımızın tadı bozulmasın 

Aman dikkat. Sağlıksız koşullarda, hileli üretilen çikolata ve şekerler halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor. Bu konuda tüm üreticileri tenzih ederek yazıyorum. Alınan bazı duyumlara göre bazı şeker üretimlerinde domuzdan üretilen jelâtin kullanılıyor. Tatlandırıcı olarak da sıvı ya da kristal gerçek şeker yerine yapay sağlıksız tatlandırıcılar kullanıldığı iddia ediliyor. Gıda boyası adı altında hayvansal ve sağlıksız yapay özdeş aromalar ve gıda boyaları tercih ediliyor. Amaç daha ucuza ve daha fazla satıp kâr elde etmek. Kısmi bazı üreticilerin, maliyeti azaltmak adına çikolata yapımında kakao yerine keçiboynuzu, fındıkkabuğu, leblebi tozu ya da soya unu kullanılmakta olduğunu duyuyoruz. Çikolatada kakao yağı yerine ucuz mutfak atığı yağlar, margarinler kullanıldığı ihbarları da geliyor. Hatta bazı satıcıların bayatlamış çikolata ve şekeri yeniden işleyip piyasaya sürdüğü bile söyleniyor. Tüm bu duyumlara göre vatandaş dikkatli alışveriş yapmalı ve bildiği ve tanıdığı güvendiği markalara yönelmeli. 

Tatlılar

Ramazan bayramında bolca tükettiğimiz tatlıların kalitesine de dikkat etmeliyiz. Bildiğimiz, sürekli alışveriş yaptığımız yerlerden alışveriş yapmalıyız. Tüketici bilinçli olmalıdır. İyi bir tatlı almak istiyorsak en az 40-50 lirayı gözden çıkartmak lazım. Bir kilo alamıyorsak yarım kilo almalı ama ağız tadıyla yemeliyiz. Markasız merdiven altı üretim yerlerinde fiyatı uygun olan baklavada Antep fıstığı veya ceviz yerine yer fıstığı kullanılıyor.  Bunu herkesin anlaması mümkün değil ama bu ürün kullanıldığında baklavanın içi bembeyaz olur. Yer fıstığının sağlığa zararı olmasa da vatandaş kandırılıyor. Bir de tatlıda şerbet cambazlığı oynanıyor. Merdiven altı imalathanelerdeki ürünlerde şeker şurubu kullanılıyor. Şeker şurubu tatlının şerbetlenmemesi için bir kepçe kullanılabilir. Fakat tüm tatlıyı şeker şurubu ile şerbetleyenler varsa bu hiç doğru değildir. Sağlığa zararlıdır. 10-20 liraya baklava olmaz. Bence alt kısımda tarifini verdiğim şekilde baklavayı evde kendimiz yapmalıyız.

Şekerlemeler

Ramazan Bayramı yaklaşırken, satın aldığımız ucuz ve kalitesiz şekerlemelere dikkat edilmeli. Özellikle çocuklarımızın bolca tükettiği bu şekerlemelere özen gösterilmeli ve sağlıksız şartlarda yapılan kötü şekerlemeler kesinlikle tercih edilmemeli. Merdiven altı olarak nitelendirilen işletmelerin, hijyenik olmayan ortamlarda ve organik boya kullanmak yerine daha ucuz olan tekstil boyalarını kullanarak ürettiği şekerlemeler toplum sağlığını tehdit ediyor. Kısa vadede alerji gibi sorunlara neden olabilen bu maddeler, uzun vadede kanserojen etki de oluşturuyor. Normal şeker yapımında kısmen gıda boyası ve katkı maddesi kullanılabilir ancak kaçak şeker yapımında gıdaya uygun olmayan renklendiriciler limitin üzerinde kullanılıyor. Belki az da olsa bu tür işletmelerin hijyen kurallarına uymaması, şekerlerde tekstil boyalarını kullanması uzun vadede ciddi sağlık tehlikesi oluşturuyor. Ve şekerleri tehlikeli gıdalar haline getiriyor. Bazen de ucuz şekerlemeler uygun olmayan ortamlarda, ağır metal bulaştırabilecek kazanlarda ve tozun toprağın içinde üretilebiliyor. Tekstil boyasının kullanılması ciddi bir tehdittir. Bu tür maddeler kısa zamanda belki alerji gibi daha basit şikâyetlere ya da büyük oranda ağır metal içeriyorsa zehirlenmeye bile neden olabilir, ilerleyen zamanda kanser ve genetik bozulma gibi çok ciddi sorunlara da yol açabilir.

Şeker alırken dikkat edilecek noktalar:

Markalı ürünler tercih edilmeli. Seyidoğlu, Koska, Ülker, Kent vb.

Açık ortamda, hijyenik olmayan ortamlarda satılan şekerlerden uzak durulmalı.

Tarım ve Köy işleri Bakanlığı mührü olan ürünler alınmalı

Üstü beyazlaşmış ve sıcağa maruz kalmış ürünlerden kaçınılmalı

Bu tür ürünlerin satıldığı dükkânın fizikî görünümü iyi ve temiz olmalı.

Ürünlerin üretim ve son kullanma tarihleri mutlak kontrol edilmeli.

Ürünleri paketleyen satış görevlisininim elinde eldiven olmalı.

Çikolata deyip geçmeyin

Yemeyenimiz yoktur gibi. Hele çocukların vazgeçemeyeceği bir yiyecek. Şahane bir tad bırakıyor ağızda. Aynı zamanda çikolata vücutta mutluluk hormonunu salgılayan da bir yiyecektir. Vücudun genç kalmasını da sağladığını söyleyen uzmanlar bile var. İçerdiği kakao aşırı tüketildiğinde alerjiye yol açsa da, dozunda alınan kakao sağlığımıza iyi gelmektedir. Çikolatanın tüm sırrı içerdiği kakao yağında saklıdır. Gerçek kakao çekirdeklerinden hazırlanan çikolata faydalı vitaminler ve antidepresan madde sayılan alkaloid, antioksidan, poligenol içerir. Bu nedenle ne kadar çok kakao tüketilirse, çikolata bir o kadar faydalı olur. En faydalı olan çikolata çeşidi bitter çikolatadır. (içerdiği kakao 40 % - 55%) - Kaliteli bir çikolata kakao yağıyla yapılır. Kakao yağı vücut ısısında eriyen tek yağdır.

Çikolata Çeşitleri

Beyaz Çikolata - içerdiği kakao yağı 20 % olmalıdır,

Sütlü Çikolata - içerdiği kakao yağı en az 25 % olmalıdır,

Bitter Çikolata - içerdiği kakao yağı 40 % - 55 % olmalıdır.

Tercih edebileceğiniz çikolata çeşitleri arasında meyveli, fındıklı, fıstıklı, cevizli, bademli, kremalı, kahveli, ve başka çeşitler olabilir. Ekstra tatlandırıcı içeren çikolataların sahte olma ihtimali yüksektir. Sebebi ise üretimde kullanılan ekstra tatlandırıcı ve kokulardır. Böylece üretici kakao yerine daha çok tadını belli etmeyecek bitkisel yağlar kullanabilir. Bitter çikolataların rengi neredeyse kırmızıya çalan hoş bir koyu kahverengidir. Sütlü çikolata fazla koyu olmayan parlak kahverengi, beyaz çikolata ise saman sarısına çalan parlak fildişi rengindedir. Çikolatayı kırarak çıkan sesi dinleyin. Bitter çikolatanın sesi oldukça sert, sütlü ve beyaz çikolatanın sesi ise daha az serttir. İyi bir çikolata kırıntı yapmadan net bir şekilde kırılır.

Sahte çikolata nasıl anlaşılır

Üretilen her çikolata ne yazık ki vücuda fayda sağlamıyor. Üretilen sahte çikolata içerdiği kanserojen maddelerle sağlığa zarar verebilir. Bu nedenle güvenilir marka tercih edilmeli. Sahte çikolatadaki en büyük sorun yağ kullanımı. Çikolatanın içinde belirli oranda kakao yağı ve kakao olması gerekir. Ama bu maliyetli olduğundan sahteciler kakao yağı yerine, margarin, bitkisel ya da domuz yağı kullanıyorlar. Sahte çikolata tadında daha çok yağ tadı alındığı halde gerçek çikolata sırf kakao kokusu ile kendini belli eder. Bazı ülkelerde çikolata üretiminde yasal olarak 5 % yakın bitkisel yağ kullanımına izin verilmekte. Sahte ürünlerin gıda güvenliği ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturmaması için tüketiciye sorumluluk düşmektedir. Her tüketici aslında iyi birer denetçidir. 

Hakiki veya bozuk çikolata nasıl anlaşılır?

Hakiki çikolatanın rengi parlak ve canlı olmalı. Gerçek çikolata kırıldığı zaman kendine has ses çıkarır, sahte çikolata ise içerdiği bitkisel yağlar nedeni ile sessiz kırılır.

Sağlıklı çikolata ise ağızda hemen erimeli. Gerçek çikolata 31 derece sıcakta erimeğe başladığı halde, sahte çikolata şeklini nerdeyse hiç bozmaz.

İyi çikolatanın yüzeyinde küçük beyaz benekler olmaz. Gerçek çikolata yüzeyi pürüzsüz ve parlak olmalıdır. STK süresi biten çikolata yüzeyinde beyaz tabaka veya benekler oluşur. 

İyi çikolatanın kendine has kokusu olmalıdır. Eğer çikolatayı kokladığınız zaman burnunuza hoş bir kakao kokusu yerine başka kokular geliyorsa o zaman elinizdeki ürün sahte çikolata olabilir. Sahte çikolatada kimyasal veya keskin şeker kokusu vardır. 

Dışarıdan baklava alamayanlar evde kendi baklavası yapmalı

Belki, şekerlemeleri ve çikolataları evde yapamayabiliriz ama pekâlâ baklavayı evde rahatlıkla yapabiliriz. Bence en doğrusu belki evde kendi baklavamızı kendimiz yapmamız. Kısa tarifini aşağıya veriyorum.

Bayram Tatlısı Baklava

Baklava malzemeleri:

2 yumurta

1 çay bardağı sıvıyağ

2 paket kabartma tozu

1 yemek kaşığı tozşeker

Çok az tuz (çeyrek çay kaşığı)

2 tatlı kaşığı sirke

1 çay bardağı yoğurt

1 su bardağı süt

Aldığı kadar un

Baklava Hamuru açmak için:

400 gr nişasta (Baklava Üzerine)

750 gr tereyağı

Baklava İçi için:

1 kg iri kıyılmış ceviz

Baklava Şerbeti için:

6,5 su bardağı su

8 su bardağı tozşeker

Yarım limon suyu

Bayram Tatlısı Baklava yapımı:

Hamur yoğurulup 1 saat dinlendirilir. Ceviz büyüklüğünde bezeler hazırlanarak bir tepsiye dizilip üstü kapatılır. Hamurlar açılırken üstü kurumaması üzeri örtülür. Bezeler tek tek birer karış açılarak 5’er 5’er nişastayla birlikte tepsi büyüklüğünde açılır. 5’lerli açılan 2 yufkada bir aralarına ceviz serpilir. (80 küçük beze olacak) beğenilen bir baklava şekli kesilerek üzerine tavada eritilen sıcak tereyağı dökülür. Pişen baklava ılık, şerbet sıcak olacak şekilde üzerine şerbeti dökülür.

Güneydoğu Usülü Bayram Çöreği

Malzemeler

Hamur için; 

3 kg un

1 kg tereyağı oda sıcaklığında 

7 kepçe sıvı yağ

3 su bardağı ılık süt

1, 5 yemek kaşığı mahlep

1 yemek kaşığı mayana

2, 5 yemek kaşığı tuz

1 çay bardağı kahverengi susam

1 su bardağı beyaz susam

2 yemek kaşığı çörek otu

5 tane yumurta

1 paket maya

10 tane küp şeker

Üzeri için;

• 3 yumurta

• 1 çay bardağı susam

Yapılışı

Bir geniş kabın içine maya ve 2-3 yemek kaşığı şeker konur, üzerine eli yakmayacak kadar 1 su bardağı sıcak su eklenir. Ve bekletilir. Bu işlem mayanın yumuşaması içindir. Kahverengi susam ve çörek otu bir kâseye konup yıkanır. Süt dışında bütün malzemeler karıştırılır. Bütün un bir kaba konularak ortasında bir havuz oluşturulur. Elle hem o malzeme karıştırılır hem de tereyağı ezilip eritilerek mayalı suyun tamamı unun üzerine dökülür. ve yavaş yavaş kenardaki undan da alınarak yoğurmaya başlanır. Hamur olmaya başlayınca da azar azar süt eklenir. Sütün tamamını konulduktan sonra yumuşak kulak memesi kıvamında ele yapışmayacak bir hamur elde edilir. Hamur tamam olunca sıcak bir yere konularak üzeri kapatılarak kalın bir battaniyeyle örtülür. Hamur mayalanmaya bırakılır. Bir kaç saat sonra mayalanmış olan hamurdan portakal büyüklüğünde hamurlar alınarak çörekler yapılır. Bu çörekler Tepsilere dizildikten sonra yumurta ve beyaz susamı karıştırıp üzerine sürülür. Ve fırına verilir. 

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR