Dolar $
32.58
%0.06 0.02
Euro €
34.87
%0.07 0.02
Sterlin £
40.63
%0.1 0.04
Çeyrek Altın
3979.99
%0.15 5.76
SON DAKİKA
SEKTÖRLER Pazar 05 Ocak 2020 02:43

AFRİKA'DA RAF FABRİKASI

15 Afrika ülkeye depolama ve raf sistemleri ihracat gerçekleştiren Akdenizrack'in Yönetim Kurulu Başkanı Saniye Kurt, ilk işini Nijerya'dan aldığını, ardından da çok sayıda talep almaya başladığını söyledi. Kurt, "Hayalim bir gün Afrika'da raf fabrikası kurmak" dedi

Afrika'da raf fabrikası

Neşe BERBER

Afrika’nın en büyük gıda üreticilerine depolama ve raf hizmeti sunan Akdenizrack’in Yönetim Kurulu Başkanı Saniye Kurt ile kadın girişimci olarak iş hayatını Afrika hayalini ve gelecek proje hedeflerini konuştuk. Kurt, “Yaklaşık 15 Afrika ülkesine ihracat yapıyoruz. Senegal, Tanzanya, Gana, Kenya, Çad, Zambiya, Libya, Fas, Nijerya, Etiyopya, Uganda ve Fildişi. Akdenizrack ile ilk işimi 2014 yılında Nijerya’da aldım. Ardından talepler çoğalmaya başlayınca Kenya ve Gana’da ofis açtım. Afrika pazarındaki faaliyetlerim kendi oluşturduğum Akdenizrack markası ile devam ediyor. Hayalim bir gün Afrika’da raf fabrikası kurmak” dedi.

2007’de hayalimin peşinden koştum

Sizin hikayeniz nasıl başlıyor?

1978 yılında İskenderun’da doğdum. Liseye kadar İskenderun’da okudum. Okul hayatım boyunca hep başarılı bir öğrenciydim. Kendi kendime “Ben buralara sığamam” diye düşünürdüm ve kendimi 1997 yılında İstanbul’da buldum. Üniversiteyi okuyacak vaktim ve imkanım yoktu. Bir yerlerden başlamam gerektiğini biliyordum. Birkaç farklı yerde çalıştıktan sonra 1999 yılında merkezi İkitelli’de bulunan Temesist’te işe başladım. Burası benim hikayemin başlangıç noktasıydı. Temesist; Türkiye’de ve dünyada üretim yapan birçok farklı sektörden markanın depolama, ambar, raf sistemlerine çözüm sunan bir firma. Aynı zamanda benim ailem gibi. Bu firmada 10 yıl boyunca A’dan Z’ye, üretimden satışa kadar tüm departmanlarda çalıştım. Bunları yaparken aynı zamanda kendimi de geliştirdim. Çalışmalarım boyunca depolama ve raf sistemlerinin Türkiye’nin hemen hemen her noktasında bir ihtiyaç olduğunu gözlemledim. Gerekli ön hazırlıkları yaparak Temesist’in İstanbul dışındaki ilk satış bayisini Adana’da açtım. Ardından Ankara ve İzmir ofislerini açtım. Burada bir satış ekibi oluşturarak tanıtım faaliyetlerini bizzat kendim üstlendim. Firmalara kendimizi anlattım, broşür ve katalog dağıttım. Yaşadığım her süreç ayrı bir hikaye. Adana, Ankara ve İzmir’de deneyimlediğim yurt içi büyüme faaliyetlerinde başarıya ulaşınca İskenderun, Mersin, Gaziantep, Kayseri ve Konya’da da ekipler kurarak büyümeye devam ettik. Türkiye’nin birçok noktasında yer alan çok sayıda firmaya hizmet verdik. Zaman geçtikçe yurtdışına gitmem gerektiğine ve oralarda bir şeyler yapmam gerektiğine kendimi inandırdım. Anadolu’da gerçekleştirdiğimiz büyüme neticesinde bu yapılanmayı ihracatta da yapmaya başladım. Tekrar İstanbul’a dönerek Temesist’in ihracat atılımı için çalışmalara başladım. Öncelikle ihracat ekibi oluşturdum. Sonrasında fuarlara katıldım ve kendimi projeler içinde buldum. Bir gün Dubai’den gelip ertesi gün Senegal’e, oradan Libya’ya oradan Irak’a gidiyordum. Sürekli toplantılar, keşifler ve fuarlar derken Temesist’te çok güçlü bir ekibin kurulmasında etkili oldum. Tabi Temesist Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Bey bu süreçte bana çok destek oldu. Şu an Temesist 52 ülkeye ihracat yapıyor. Bu sürecin içinde olmak benim için çok keyifli bir serüvendi.

2007 yılında Temesist’ten ayrılıp hayalini kurduğum kendi işimin patronu olma fikrini Akdenizrack firması ile hayata geçirdim. Raf sistemleri üretimini Temesist’ten temin ederek Akdenizrack’ı dünyanın parlayan yıldızı Afrika’ya taşıdım. Sayısız fuara katıldım, birçok insanla tanıştım. Doğu Afrika’dan Batı Afrika’ya her yeri gezdim. Akdenizrack ile ilk işimi 2014 yılında Nijerya’da aldım. Ardından talepler çoğalmaya başlayınca Kenya ve Gana’da ofis açtım. Afrika pazarındaki faaliyetlerim kendi oluşturduğum Akdenizrack markası ile devam ediyor. Hayalim bir gün Afrika’da raf fabrikası kuracağım.

2020’de yüzde 20 büyürüz

Firmanızın 2019 cirosu ne kadardı? 2020 hedefi nedir?

2019’da yaklaşık 112 milyon TL ciro ettik. Ancak alınan ve üretimi devam eden işler olduğu için 2019 ciromuz şu an tam net değil. 2020 için ise 2019 ciromuzun yüzde 15 ila 20 fazlasını hedefliyoruz.

Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?

Yaklaşık 15 Afrika ülkesine ihracat yapıyoruz. Senegal, Tanzanya, Gana, Kenya, Çad, Zambiya, Libya, Fas, Nijerya, Etiyopya, Uganda ve Fildişi en fazla temasta olduğumuz ülkeler arasında yer alıyor.

Üretim yaptığınız ürünler hakkında bilgi verir misiniz?

Ürünlerimiz arasında, sırt sırta raf sistemleri, drive-in raf sistemleri, palet rafları, shuttle mekik raf sistemi, kayar raf, otomatik depo rafları gibi depolamaya yönelik olan bütün ürünler bulunuyor. Özel raf sistemleri ve akıllı depolama sistemlerini ise özel çalışmalarımız arasında sayabiliriz. Yeniliklerimize gelecek olursak, otomasyonlu dediğimiz ASRS sistemler ve asansörlü sistemleri kendi yazılımımız ile müşterinin isteklerine göre çözüm buluyoruz.

Üretim tesislerini anlatır mısınız? Nerelerde var ve kaç kişi çalışıyor?

Akdenizrack’te yaklaşık 15 mühendis, 20 işçi çalışıyor. Bilecik’te üretim yapan 17 bin metrekarelik fabrikamızda ise toplam 350 kişi çalışıyor.

2023 hedefleri ve öngörüleriniz var mı?

2023 hedeflerimizin başında Afrika’da faaliyette bulunduğumuz satış noktalarını 10’a çıkarmak ve bu 10 noktada kendi dağıtım depolarımızı oluşturmak yer alıyor. Ayrıca ülkelerin ihtiyaçlarını araştırarak daha farklı ürünlerimizi de bu satış ve dağıtım ağımızla pazarlamayı hedefliyoruz

raf-i

Daha fazla pay alırız

Türkler için Afrika’daki yatırım fırsatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

1.2 trilyon dolar ticaret hacmini temsil eden ve her geçen gün biraz daha büyüyen Afrika pazarında Türk sermayeli şirketlerin yatırım ve ticaret olanakları zaman içinde artmaya devam ediyor. 2003 yılında başlayan Türkiye-Afrika açılımı 15. yılını tamamladı. 2003’de 5,5 milyar dolar olan ticaret hacmi yaklaşık olarak 4 katına çıkarak 2017 itibariyle 20.6 milyar dolara ulaşmış durumda. Türk firmaları Afrika’da birçok sektörde faaliyet gösteriyor ve oldukça başarılı projeler yürütüyor. Bugün Afrika’da 1.2 trilyon dolar ticaret hacmine sahip büyük bir pazar var. Amacımız bu pastadan aldığımız pay oranını arttırmak. Bu yönde pazarlama faaliyetlerini hızlı bir şekilde devam ettiriyoruz. Daha fazla üretim yapan firmalara ulaşmaya çalışıyoruz. Özellikle Doğu Afrika’da daha fazla biliniyoruz. Tohumlarımızı 3 sene ekmiştik son bir senedir toplamaya başladık. Önümüzdeki 6 aylık dönemde daha fazla proje sayısı gerçekleştireceğiz. Aynı strateji ile Batı Afrika’da çalışmalarımız devam ediyor. Bununda karşılığını yeni yılda alacağımızı düşünüyoruz. Kimse gider gitmez size iş vermiyor. Sabırla bekleyerek ince ince işleyerek bir noktaya geldik ve amacımız bunun sürdürülebilirliğini sağlamak.

Türk ve Afrikalı iş adamlarını buluşturmak için birçok organizasyon yapılıyor. Onları sıkı takip etmek ve arkasından sürekli peşinde koşmak gerekiyor. Benim gördüğüm Çin’den sonra 2. sırada Türk şirketleri geliyor. Özellikle inşaat ve müteahhitlik projeleri ile Türkler zaten imaj olarak çok iyi durumda. Türk sermayeli şirketlerin bu alanda uluslararası tecrübe ve bilgi birikimiyle daha da ilerleyeceğini düşünüyorum. Afrika’nın büyüyen bir kıta olduğunu ve her yıl ihtiyaçlarının daha fazla arttığını görüyorum. Türkiye ile Afrika arasındaki ilişkinin sadece siyasi ve ticari bir politikaya dayanmadığını söyleyebilir, aynı zamanda kültürel dayanakları olduğunu belirtebilirim. Çinlilerin çok uzun zamandır Afrika’da oldukları için iş hacimleri Türklerden daha fazla. Umarım önümüzdeki yıllar içinde biz Türkler paydadan payımızı daha fazla alırız.

Ticarette kadın olmak dezavantaj

Afrika pazarının avantajları ve dezavantajları nelerdir? Siz sorunları nasıl fırsata çeviriyorsunuz?

Katıldığım toplantılarda projeyi anlatırken, “Şu makinayı şuraya koyarsak şu kadar avantaj sağlarız. Depoyu böyle yaparsak 10-15 tane işçiden avantaj sağlarız” gibi düşüncelerimi aktarıyorum. Projeye ne kadar hakim olduğumu görünce şaşırıyorlar. Onlar bu tarz işleri ayrı bir danışmanlık kolu olarak görüyor. Ben ise direkt projeye yön veriyorum. Ticarette aslında kadın olmak avantaj değil, dezavantaj bence. “Kadın ne anlar bu işten” gözüyle bakıyorlar. Beni tanıdıkça bu algıları değişiyor ve aileden biri olarak görmeye başlıyorlar. Her Afrika’ya gittiğimde mutlaka ziyaret ettiğim çok sayıda müşterim var

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR