Yaşlı hakları - II
Dünya Sağlık Örgütü; kendisine, başkasına, bir gruba veya topluma karşı kasti olarak fiziksel baskı veya güç kullanmak, tehdit etmek veya fiiliyata geçirmek, yaralama, ölüm, psikolojik zarar, gelişim bozukluğu veya mahrum bırakmaya neden olmak veya bu durumların gerçekleşme ihtimalini artırmayı şiddet olarak tanımlamaktadır.
Şiddetten korunmak her bireyin özellikle incinebilir kümede yer alan yaşlı bireylerin en temel haklarındandır. Yaşlılar değişik koşul ve ortamlarda, ayrımcılık ve dengesiz güç ilişkileri karşısında duygusal ve fiziksel çaresizliği dibine kadar yaşamaktadırlar. Yaya geçidinde 20 saniye uygulaması yaşlı bireylere yönelik doğrudan ayrımcı muamele değilse de, hareketlerinin yavaş olması ve özel durumları nedeniyle ayrımcı uygulama olarak anlaşılmalıdır.
Gelirlerinin ve yaşam kalitelerinin düşmesi, çalışma hayatındaki etkinliklerinin azalması, aile ve sosyal çevrelerde kendini ifade etme koşullarının değişmesi, düşünsel ve fiziksel sağlık fonksiyonlarının eksilmesi, fiziksel, bilişsel, sosyal, ruhsal ve duygusal yaşamlarında uzun vadeli sorunlarla başa çıkmaya çalışmaktadırlar. Yaşlının sosyal ve kamusal katmanlarda maruz kaldığı ayrımcılık ve ekonomik şiddetten kaynaklanan sağlık maliyetleri de her geçen gün artmaktadır. Toplumların adil, barışçıl ve kapsayıcı toplum niteliklerinin en önemli göstergesi kırılgan ve incinebilir gruplara yaklaşımlarıdır.
Her yerde, her zaman, her türlü şiddeti ve şiddet kaynaklı ölüm oranlarını kayda değer miktarda azaltacak önlemler alınmalı ve şiddeti önlemenin ve buna müdahale etmenin önemi kavranmalıdır. Yerel ve küresel insan hakları kurumların yasalarla belirlenen hakların içselleştirilmesinden geçmektedir. Ulusal nitelikteki yasal düzenlemeler küresel nitelikli yasal düzenlemelere ilham kaynağı olduğu gibi köprü görevi de görmektedir. Anayasamız “yaş” unsurunun ayrımcılık sebebi olamayacağını, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu da “yaş” unsurunun ayrımcılık temelli yaklaşım olduğunu belirlemiştir.
Yaş unsurundan kaynaklı ayrımcılık yapanlar için idari para cezası öngörülmüştür. Ancak yaşlının bilge konumunda değerlendirilmesini temin edecek planlar, projeler geliştirilmesi idari para cezasından daha etkin bir uygulama olacaktır. Yaşlılar, kültürel ve toplumsal kök değerlerimizi gelenekten geleceğe taşımaktadır. Tecrübeleriyle yol göstericilikleri, bilgeliklerini paylaşmaktadır. Teknolojik gelişmelere ayak uydurmakta zorlansalar da çağın gerekleri ve sosyal değişimi en doğru tanımlayan nesil olma özelliklerini korumaktadırlar. Öncelik yaşlıya şiddet tanımının yapılmasıdır. Yaşlıların onurlu yaşam koşullarını olumsuz etkileyen şiddetin içeriği, kapsamı ve çerçevesi belirlenmelidir.
Aşırı şiddet, duygusal ve düşünsel şiddet, ekonomik ve sosyal şiddet, ayrımcılık ve güç dengesizliğinden kaynaklı şiddet tanımları oluşturulmalıdır. Şiddetin cinsine göre istatistiki sınıflandırmalar yapılmalı, şiddet unsurlarının tespit eden ölçütler geliştirilmelidir. Kentleşmenin köylerde bile etkinleşmesi, çekirdek aile yapısının yerleşmesi, yaşlı nüfusunun artması, yaşlının aile içindeki önemi ve değerini düşürdüğü gibi sorumluluğun da aile bireylerinden devlete geçmesine neden olmuştur. Birey-aile ilişkisi yatay düzlemde iken, bireyle devlet arasındaki ilişki hak- talep ve yetki-sorumluluk bağlamında dikey düzlemde gelişmiştir.
Yaşlı nüfusunun artması, devletin yaşlı bireyle arasında geliştirdiği dikey ilişkisini genel düzenlemelerin ötesine taşımasını zorunlu kılmaktadır. İsveç’in yaşlı cenneti oluşu, yaşlıların en iyi koşullarda yaşamını sürdürebileceği yaşam alanlarının hayata geçirilmesiyle gerçekleşmiştir. Türkiye’nin genç nüfusu fazla ise de yaşlı nüfusunun da azımsanmayacak seviyede olduğu gerçeğiyle yüzleşilmelidir. Yaşlı refahını sağlayan fiziki yapılar ve hizmet modellerinin içinde toplumun sosyolojik, psikolojik ve kültürel yapısına en uygun olanını belirlemek ve uygulamalarına ivedilikle başlanmalıdır.
Yaşa bağlı hastalıkların kurumsal tedavisi ve kurumsal yaşam alanlarının oluturulması başlıbaşına bir alandır. Yaşlı sağlığı ve yaşamı modülü uygulaması örneklerinin de bu bağlamda ele alınması ihtiyaçtır. Yaşlısını bilge kabul eden, baş tacı eden toplumsal değerlerin gelecek nesillere kültürel olarak aktarılması, küresel düzeyde yaşlı hakları sözleşmesinin adımlarının ülkemizden atılması, ülkemizin marka değeri ve itibarına büyük katkı sağlayacaktır. Yaşlı yaşa basmasın.