Uluslararası Tahkim nedir, kimler başvurabilir?
Uluslararası Tahkim adı son yıllarda özellikle İran'da yaşanan doğalgaz ihtilafıyla, Cem Uzan'ın Türkiye aleyhine yaptığı başvurularla, Sayın Cumhurbaşkanımızın F-35 savaş uçağı projesiyle ilgili yaptığı açıklamalarla ve en önemlisi Kanal İstanbul projesine karşı duran muhalefete karşı Sayın Cumhurbaşkanımızın "Londra mahkemelerinde sizden o parayı söke söke alırlar" yanıtı ile zikredilmeye ve duyulmaya başlandı.
Nedir bu Uluslararası Tahkim?
Uluslararası Tahkim yerel mahkeme davalarına benzeyen, ancak yerel mahkemede yer almak yerine hakem olarak bilinen özel hakemlerin huzurunda gerçekleşen alternatif çözüm yolu. Tahkimin amacı, küreselleşmeyle birlikte seçimlik bir yargı yolu yaratmaktır. Böylece yerel yargılamanın aksine daha hızlı, ucuz, rızaya dayalı, nötr, bağlayıcı ve uygulanabilir bir çözüm mekanizması oluşturulmakta.
Uluslararası Tahkime kimler başvurabilir, nasıl çalışır?
Bahsettiğim üzere Tahkim küreselleşmeyle doğru orantılı artan yeni bir yargılama yolu. Özellikle ticari ve yatırım uyuşmazlıklarının çözümünde uygulanan bir yöntem. Bu yola gidilebilmesi için iki tarafa ve bir tahkim sözleşmesine ihtiyaç var. Taraflar ticari veya yatırım anlaşmaları yaparken ilerde yaşanabilecek bir ihtilafın mahkeme yoluyla değil tahkim yoluyla çözülmesini istediklerini belirterek bir tahkim sözleşmesinde uzlaşır. Tahkim anlaşması; iki devlet arasında olabileceği gibi devlet ile şirketler veya tamamen şirketler ile kişiler arasında olabilir.
Taraf, tahkim anlaşması ve ihtilaf üçlüsü bir araya geldiğinde taraflar seçtikleri tahkime doğrudan doğruya başvurabilir. Uyuşmazlık durumunda alanında son derece uzman ve tecrübeli kişilerin hakemliklerine başvuruluyor ve onlar da belirli usullere göre ihtilafın çözümü için karar veriyor. Esasında taraflar en başta uzlaştıkları tahkim sözleşmesinde hakemlerin verecekleri karara uymayı taahhüt eder. Taraflar açısından hakemlerin verecekleri karar kesinlikle bağlayıcıdır. Ayrıca gerektiğinde ihtilafı çözen hakem kararının uygulanabilmesi ve devlet mahkemeleriyle eş kuvvette görülmesi için tenfiz edilebilir.
Uluslararası Tahkimde yeni bir fenomen olan Yatırım Tahkimi Nedir?
Nispeten yeni bir fenomen yatırım tahkimi en hızlı büyüyen tahkim türlerinden biridir. İkili veya çok taraflı yatırım anlaşmaları temelinde yabancı yatırımcıların Devletlere karşı korunmasını amaçlar. Böylece devletin kamusal gücü karşısında yabancı yatırımcı için gerek siyasal risklere gerek ticari nitelikteki uyuşmazlıklara karşı koruma sağlanır.
Ülkemizde son yıllarda yapılan veya yapılması planlanan büyük projelerin çoğu yabancı yatırımcılara ihale edildi. Ve bu projelerin çoğu Hazine garantili. Eğer Türkiye Cumhuriyeti özellikle Hazine Garantili anlaşmalarına aykırı davranır, hak ihlali yaparsa yabancı yatırımcı derhal tahkime giderek Türkiye aleyhine tazminat kararı gibi bir karar alabilir. Bu yükte o projeden faydalansın faydalanmasın milletin omuzlarına yüklenmiş olur.
Tahkim Kararları bağlayıcı mı ve her ülke karara uymak zorunda mıdır?
Açıklık getirildiği üzere tahkim taraf iradelerinin sonucudur. Taraflar baştan tahkimden verilecek kararı kabul eder. Tahkim için tabiri caiz ise tarafların kendi sözlerini tutması diyebiliriz. Tahkimde seçilen hakemler her iki tarafında güven duyduğu ve sorunun çözümünde bilgi, uzmanlık, tecrübe ve adaletine inandıkları kişilerdir. Taraflar açısından hakemlerin verecekleri kararlar kesinlikle bağlayıcıdır. Ayrıca gerektiğinde ihtilafı çözen hakem kararının uygulanabilmesi ve devlet mahkemeleriyle eş kuvvette görülmesi için tenfiz edilir. Tenfiz ile birlikte son derece bağlayıcı olan hakem kararı artık tenfizin gerçekleştiği ülke hukukunda icraya konu edilebilir.
Bu açıklamadan yola çıkarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın muhalefete karşı “Londra mahkemelerinde sizden o parayı söke söke alırlar” şeklindeki yanıtının hukuken geçerli olduğunun, boşa söylenmediğinin ve Kanal İstanbul Projesi için Londra Tahkiminin seçildiğini veya seçileceğinin altını önemle çizerim.
Hakem Kararları temyiz edilebilir mi?
Hakem kararları esas (içerik) yönünden temyize kapalıdır. Yerel mahkemeler kararların (içeriğini) doğruluğunu inceleyemez. Ancak Uluslararası Tahkim kararlarına karşı usul yönünden iptal davası açılabilir. Nedir bu usule aykırılıklar? Tahkim kararının tahkim müddetinin sona ermesinden sonra verilmiş olması, talep edilmemiş bir konu hakkında karar verilmiş olması, toplantı için zamanında gerekli tebligatların yapılmamış olması. Bu usule aykırılıkların varlığı halinde taraflar tahkim kararının iptalini talep edebilir. Ancak altını çizerek söylüyorum ki tahkim kararları içerik yönünden kesindir, yerel mahkemeler içerik denetiminde bulunamaz.
Kaç türlü tahkim vardır?
Şuana kadar işlerlikte olan iki farklı tahkim türü vardır. Ad Hoc dediğimiz Geçici Tahkim; diğeri de Kurumsal Tahkim.
Ad Hoc ( Geçici Tahkim), ihtilafın taraflarının ihtilafın çözümünün kendi irade ve denetimlerinde yürütülmesini istedikleri ve bunun içinde tahkimin tüm unsurlarını kendilerinin belirlediği tahkim türüdür. Geçici tahkimde taraflar; hakemleri, tahkim yerini, tahkim usulünü ve tahkimde uygulanacak maddi hukuk kendileri belirler.
Kurumsal Tahkim dediğimiz ise, uyuşmazlığın tahkim için oluşturulmuş kurumlar nezdinde görülmesi ve tahkimin kurallarının bu kurumlar tarafından belirlendiği usuldür. İSTAC, ICC gibi Tahkim Merkezleri bu tahkim türüne örnektir. Tahkim organizasyonu için kurumsallaşmış bu yerlerde kurumların ihtilafın çözümü için önceden belirlenmiş birtakım kural ve usulleri vardır. Taraflarca belirlenmeyen maddi hukuk ve usul kuralları bu kurumlarca belirlenir ve uygulanır.
Uluslararası Tahkimin Davaya karşı avantajları nedir?
Tahkimin en önemli avantajı ihtilafların daha hızlı ve tarafsız şekilde çözülebilmesidir. Hakemler alanında, sektöründe çok tecrübeli saygı duyulan uzmanlar oldukları için taraflar sorunlarını daha iyi ifade edebiliyor. Bu da kararların daha adaletli olduğunu gösterir ki kararlara karşı güvenin yüksek olması da bundan gelir.
Tahkimin gizli olması da önemli bir faktördür. Taraflar tahkim yargılamasının gizli yapılmasını talep edebilir. Bu imkan ile üçüncü şahıslar tahkime giremeyeceği gibi iki tarafın rızası olmadan bu kararlar da yayımlanamaz. Gizlilik ilkesi sayesinde tarafların ticari sırlarını korunmuş oluyor.
Tüm bu yönleriyle Uluslararası Tahkim, küreselleşmenin etkisiyle kurumsallaşıp gelişerek geleceğin yargılaması haline gelecektir. Böylece Devletlerin karşında zayıf konumda olan gerek yerli gerek yabancı yatırımcılar haklarını daha etkin koruyabilecek, bir nevi Kamu ile Özel hukuk kişileri denk olarak yargılanabilecektir. Bu durum da kişilerin adalete olan inancını sağlayacaktır.